
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
TSK İDDİALARA AÇIKLIK GETİRMELİ
Son yıllarda, TSK' nın yıpratılması için, pek çok söylenti gündemde. Bu söylentiler kamuoyunu tedirgin ederken, TSK' ya kamuoyu nazarında itibar da kaybettiriyor. Son olarak YAŞ' da yaşananlar ise aklıselim her insanımızı üzdü.
Özellikle de ortalıkta dolaşan ve pek çok askerlerin de tutuklanmasına neden olan seminerle ilgili gelişmeleridir. Sayın Erdal SARIZEYBEK, EMASYA' da bakanlık ve Genelkurmay arasında işbirliği yaptığını açıkladıktan sonra, "'Balyoz dedikleri EMASYA Planı'dır ve İçişleri Bakanı ile Genelkurmay arasındaki işbirliğidir. Hazırlanması için emir veren ve sorumlu İçişleri Bakanı'dır. Bakan yetkisini askeri birliklere devretmiş ve askeri birliklerin muhtemel olaylara müdahale için plan hazırlanması için emir vermiştir. Yapılanlar suç ise önce askeri değil, İçişleri Bakanı'nı tutuklamanız gerekir. Sorumlu olan Bakan, neden kendi yetkisi ve sorumluluğu içerisinde olan bir tatbikat senaryosunu incelememiş ve gözlemci göndermemiş? Neden denetlememiştir?" dedi.
Nitekim planının altında imzası olduğu öne sürülen, emekli Orgeneral Çetin Doğan, planın, kamuoyuna yansımasından sonra, yaptığı açıklamada "Balyoz Güvenlik Harekât Planı"ndaki söz konusu konuşmaların, "Emniyet Asayiş Yardımlaşma Protokolü" çerçevesinde yapıldığını açıklamıştır.
Yine. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, "Balyoz Planı" iddialarıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, yüzlerce kişinin tutuklandığını ve sorgulandığını belirterek, "Eğer içlerinden bir tek silah arkadaşım, 'Evet Çetin Doğan darbe planladı, darbe lafını, ihtilal lafını söyledi' desin, ben kendi ipimi kendim çekerim." dedi.
Ayrıca dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi ÖZKÖK' ün de, seminerin icrası ve sonuçlarını takipten sorumlu olduğunu savunan SARIZEYBEK, 'Sorumluluk Hilmi ÖZKÖK ve İçişleri Bakanı Atalay'da! Alın gözaltına, herkes yetki ve sorumluluğunu bilsin. İl İdaresi Kanunu; 'Askeri birlik mensuplarınca, bu görevlerin ifası sırasında işledikleri suçlardan dolayı tabi oldukları kanun hükümlerine göre işlem yapılır' diyor. Askeri Ceza Kanunu da askeri savcı ve yargıçları yetkili kılıyor'' sözleri Yargı tarafından dikkate alınır mı bilinmez ama şayet söylenenler doğru ise aha da vahimdir.
Gelişmeler bu yönde ise Dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi ÖZKÖK neden susuyor veya bu yönde bir açıklama yapılmıyor bilinmez ama suskunluk TSK' yı töhmet altında tutuyor. O nedenle Yargı, ÖZKÖK hakkında soruşturma açmalı, yargılayarak da gerçekleri ortaya çıkarıp, TSK ve onun mensubu olan subaylar aklamalıdır. Çünkü Türk Ordusuna, uzun yıllar başarıyla hizmet veren subay ve generaller, töhmet altında kalmış, terfilerine engel olunan, 12 paşa da mağdur edilirken, TSK' da kamuoyu nazarında itibar kaybetmiştir.
TSK ile ilgili diğer bir iddiada, PKK'lı teröristlerle irtibatlı havacı bir subayın görüştüğü üst rütbeli bir subaya "kendi adamlarımız" dediği teröristlere, çok zayiat verdirdiği gerekçesiyle Heronlar'ın düşürülmesi, ya da koordinatlarının değiştirilmesini istediği ile ilgili söylentiler. Hatta isimleri tespit edilen iki subaya soruşturma açıldığı. Ancak soruşturmayı yürütmekle görevli Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok'un, tıpkı Karargah Evleri soruşturmasında olduğu gibi "ihanet soruşturmasını" da kararttığı iddiaları da var.
Altı askerin şehit olduğu hain saldırıda, Heronlar, baskını önceden haber verdikleri gibi saatlerce yardım gelmemesi de görüntülerle, basında yer aldı. Bu olayın üzerinden günler geçmesine rağmen, Genelkurmay'ın resmi bir açıklama yapmaması üzerine, konu Başbakan Erdoğan'a da soruldu. Başbakan Erdoğan, "Genelkurmay konuyla ilgili çalışmasını şu anda sürdürüyor. Ne nedir, ne değildir diye... Çıktıktan sonra gerekli müdahaleler yapılır. Biz de takipçisiyiz. Alınmamış bir neticeyi, boşu boşuna konuşmanın bir anlamı yok. Önce neticeyi bir alalım, ondan sonrada gerekli açıklamalar yapılır." Diyerek sorumluluğu Genel Kurmaya yükledi
Hülasa ülke gergin, ortalık toz duman. Darbe planları, intiharlar, açılımlar, eylemler, tahrikler, provokasyonlar, Genelkurmay andıçları, fişlemeler, darbe girişimleri gündemden düşmüyor. Psikolojik ve asimetrik savaş tün hızıyla sürüyor. TSK' dan, bu iddialar karşısından ciddi bir açıklama yok. Oysa bu iddialar hakkında, en kısa zamanda, Hükümet veya TSK tarafından, kamuoyu bilgilendirilmelidir. Çünkü TSK 'yı, etkisiz hale getirmek isteyen, dış ve iç şer odakları, bu iddiaları TSK' yı yıpratmak için kullanıyor.
Elbette Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili, pek çok iddia olabilir. Bu doğaldır. Ancak Genelkurmay, TSK' ya, zarar veren, kamuoyunda güven ve itibar kaybettiren, iddialar hakkında gereğini yapmalı ve kamuoyunu da bilgilendirmelidir. Aksi her tutum, TSK' ya kamuoyu nazarında itibar ve güven kaybettiriyor.