4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

TSK YENİDEN YAPILANDIRILIYOR!

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ve kuvvet komutanlarının, toplu şekilde istifa etmelerinin perde arkasında ne var bilinmez ama söylentilere göre, "YAŞ ve Hükümet-TSK İlişkilerinin yeniden yapılandırılmasının etkili olduğu söyleniyor.
Diğer bir iddiada, Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Islak İmza gibi tertiplere adları karıştırılan, 17 muvazzaf general ve amiral emekli edilecek. 171 subay ve astsubay ise davalar sonuçlanıncaya kadar açığa alınma isteğidir.
Yine TSK ile ilgili kanun ve mevzuatlara göre, sayıları 301 ile sınırlı olan general kadrosu, azaltılan asker sayısına paralel olarak 3/2 oranında azaltılacak. Bu sayı ile 110 general kadrosunun kaldırılacağı söyleniyor. Diğer subay ve astsubay sayıları da yeniden belirlenecek. Şu anda TSK bünyesinde 46 bin subay, 100 bin astsubay ve 70 bin uzman erbaş bulunuyor.
Asker sayısı azaltılacak. İç güvenlik hizmetleri ile sınır koruma görevinin, TSK' dan alınarak İçişleri Bakanlığı'na devredilecek ve profesyonel ordu çalışması da birlikte yürütülecek. TSK 'nın, 730 bin olan askeri personel sayısı 250 bine indirilecek.
Elbette Türk Silahlı Kuvvetleri, yeniden yapılandırılabilir. Hatta her kurum/kuruluş da olduğu gibi TSK' da da suç işleye insanlar da bulunabilir. Ancak bunları gerekçe göstererek, sabah, akşam askeri kötülemek, iftira etmek, saygınlığına gölge düşürmek, hiçbir kesime fayda sağlanmaz.
Son günlerde, malum medya ve yazar çizeler, TSK ile asılsız haberler karşısında eleştirdiler ve akla hayale gelmeyecek yorumlarla da kamuoyunu etkilemek gayreti içindedirler. Adeta yargısız infaz yapıyorlar. Oysa Türk Silahlı Kuvvetlerini, bu kesimlere karşı savunmak, en başta Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Mili Savunma Bakanı, özellikle de yargının görevidir. TSK' ya yönelik ithamlar karşısında, Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı, özellikle de yargının, hassasiyet göstermesi gerekir. Çünkü TSK, Türkiye 'nin teminatıdır.
Ayrıca ülkeyi yönetenlerin, terör olayları karşısındaki, tutumları, ve strateji üretememeleri karşısında, dış ve iç şer odakları, "TAHRİK" ve " "PROVOKASYON" kavramlarını sürekli kullanıyorlar. Oysa ülkemizde, halkımız arasında bir ihtilaf yoktur. Bilakis her ülkeye de nasip olmayan güçlü bir birliktelik mevcuttur. Ancak bundan rahatsız olan iç ve dış şer odakları var. Bu kesimler hedeflerine ulaşmak için provokasyonlarla, halkımızı, hatta devlet kurum ve kuruluşlarımızı, birbirine düşürmek için caba gösteriyorlar.
Bugün, TSK' ya saldıran, medya, aydın! Yazarçizerlerin büyük bir kısmı, Batı ülkelerinin senaryolarının gerçekleşmesinde, birer taşerondur. Çünkü değişen dünya dengeleri içerisinde, Türkiye, Ortadoğu, Balkanlar ve Orta Asya ekseninde, kilit ülke durumuna gelmiş ve jeostratejik önemi de artmıştır. Ortadoğu, Kafkaslar, özellikle de Orta Asya'nın, zengin enerji kaynaklarının, Batı tarafından kontrol altında tutulup, kullanılması hayati önem kazanmıştır. Güçlü bir Türkiye, bu hedeflerin, önünde en büyük engeldir. Güçlü bir Türkiye ise güçlü Türk Silahlı kuvvetleri ile eşdeğerdir.
Nitekim Büyük önder Atatürk, "Ordumuz, Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir." demiştir. Ancak bugün, TSK kendi ülkesinde asimetrik psikoloji savaşla karşı karşıyadır. TSK' ya kaşı gündemde olan asimetrik ve psikoloji savaşa ve her türü saldırıya rağmen, dün ve bugün olduğu gibi, gelecekte Türk toplumunun ve kendi bekasının teminatı olmaya devam edecektir, Çünkü Türk toplumunu, bugüne kadar, TSK ve köylü korumuş ve kollamıştır.
Hülasa Türkiye'de, Atatürk'ten sonra gelen tüm siyasi iktidarlar, ülke sorunları, özellikle de uluslararası sorunlarda, kişilikli ve kararlı bir politika izlemedi. Dış politika ile ilgili kararlardaki kararsızlık, İç politikada, yazboz stratejileri, Türkiye' nin, uluslararası alandaki sorunlarının önünde, en büyük engel teşkil etti. Siyasi iktidarların, iç politikaya yönelik turtasız stratejileri, devlete güvene büyük zara verdi. O nedenle de Dış politikada ise Türk hükümetlerinin, sorunlar karşısındaki en sert tavrı bile başka ülkeler tarafından dikkate alınmadı.
TSK ile ilgili sorunlarda, kurumun da sorumluluğu var. Bu nedenle de TSK' yeniden yapılandırılmalı ve sorumluluk taşıyan askeri personel, özenle seçilmelidir. Çünkü pek çok askeri sır, TSK içinden sızdırıldı. İsterdik ki siyasi iktidar, bu sorunların çözümüne katkıda bulunacak önerilerde bulunsun, TSK' nın güçlenmesi ve mevcut sorunlarının çözümü için de proje üretsin... TSK üzerinden nemalanmak, etkisiz hale getirmek, SUÇ ÖRGÜTÜ GİBİ GÖSTERMEK, ne ülkemize, ne de nemalanan kesimlere yarar getirir. Ülke bütünlüğünü ve bağımsızlığını da tehlikeye atar.
Dış ve iç şer odakların, isteği de bu değil midir?

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi