1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Tüm bu olup bitenlerden sonra diyorlar ki:

CHP'de yaşanan olayların sonrasında şöyle diyorlar:
-Erman Gölet 2009 seçimleri öncesi "İlla ki CHP de kalacağım" demeseydi de DSP adayı olsaydı, CHP de bugün bu yaşananlar olmazdı.
-Erman Gölet 2009 seçimlerinde 40 bin oy alıp sol oyları bölmemiş olsaydı, CHP de bugün bu yaşananlar olmazdı
-Büyükerşen Erman Gölet'i çağırıp 'Odunpzarı adayı olacaksan il başkanı olma' diye uyardı. Ama o dinlemedi. Dinleseydi CHP de bugün bu yaşananlar olmazdı.
-Erman Gölet Odunpazarı aday adayı olduktan sonra yerine Nihat Çuhadar'ı il başkanı olarak bırakmasaydı, CHP de bugün bu yaşananlar olmazdı.
-Odunpzarı aday adayları kendi arasında anlaşabilseydi, CHP de bugün bu yaşananlar olmazdı.
-Yılmaz Büyükerşen'in 'Erman olmasın' ısrarı olmasaydı, CHP de bugün bu yaşananlar olmazdı.
-Kazım Kurt'un 'Erdal Caferoğlu olsun' ısrarı olmasa, CHP de bu yaşananlar olmazdı.
-Süheyl Batum Eskişehir'e gelip 'Anketten Erman Gölet çıktı. Adayımız da o. Buna da kimse karşı çıkamaz' demeseydi, CHP de bu yaşananlar olmazdı.
-Parti 'Odunpazarı adayını anketle belirleyecek. Anketten birinci çıkan aday olarak atanacak' sözü verip sonra da bu sözünde durmuş olsaydı, CHP bunları yaşamazdı.
- Parti en başında 'Biz sayın Büyükerşen kiminle çalışmak isterse onu aday yapacağız' demiş olsaydı, bu yaşananların hiçbiri yaşanmazdı.
- Burhan Sakallı AK Partiden Odunpazarı adayı olmayacağını açıklamasaydı, birilerinin eli rahatlamazdı ve CHP de bunların hiçbiri olmazdı.
Böyle sürüp gidiyor söylenenler...
Belki hepsi, başlıklar halinde incelendiğinde haklı nedenler olabilir.
Ancak...
Bu sayılanların hiçbiri, CHP gibi kurumsal bir partinin taahhütlerini yerine getirmemesine neden değildir.
Bu sayılanların hiçbiri, CHP Genel başkanının verdiği sözleri tutmamasının nedeni olamaz.
Ve bu sayılanların hiçbiri, CHP nin kendi partililerini ve aday adaylarını cezalandırmasını haklı çıkartmaz.
.......

Fıkralı benzetme ve Ali Ulu...
Osmanlı döneminde yolsuzlukları ile ünlü Karakuşi adında bir kadı varmış. Bir gün Kadı, bir fırının önünden geçerken burnuna güzel bir koku gelmiş.Vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış sahibini bekleyen nefis bir ördek var....
Kadı, fırıncıya:
- 'Ben bunu aldım' demiş. Kadıya itiraz edilir mi? Fırıncı hemen ördeği paket yapıp vermiş. Az sonra ördeğin asil sahibi gelmiş:
- 'Hani bizim ördek?' Fırıncı boynunu büküp:

- 'Uçtu' deyince iş kavgaya dönüşmüş. Kavga sırasında fırıncı, araya giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarınca korkup kaçmaya başlamış...
Gayrimüslim de peşinde kovalıyor...
Bir duvardan atlarken, bilmeden duvarın öteki tarafındaki hamile bir kadının üstüne düşmüş. Kadın, çocuğunu düşürdüğü için, kadının kocası da fırıncının peşine düşmüş. Can havliyle kaçan fırıncının çarpıp devirdiği Yahudi bir vatandaş da kızıp peşlerine takılmış...
Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler hepsini yakalayarak Kadı'nın karşısına çıkarmışlar. Kadı sırayla sormuş...
Ördeğin sahibi,
- 'Bu adam ördeğimi hiç etti' diye şikayet etmiş.
Kadı, fırıncıya sormuş:
- 'Ne yaptın bu adamın ördeğini?'
Fırıncı
- 'Uçtu' demiş.
Kadı, kara kaplı defterini açmış:
- 'Ördeğin karşısında tayyar yazılı. Tayyar 'Uçar' anlamına gelir. O halde ördeğin uçması suç değil' diyerek, fırıncının ördek işinden beraatına karar vermiş. Gözü çıkan gayrimüslim vatandaşa sormuş. Onun şikayetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş:
- 'Her kim, gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o Müslimin tek gözü çıkarıla...'

Davacı:
- 'Benim tek gözüm çıktı. Şimdi ne olacak?' diye sorunca Kadı
- 'Şimdi' demiş, 'Fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak, biz de onun tek gözünü çıkaracağız. Tabii gayrimüslim şikayetinden hemen vazgeçmiş, fırıncı bu davadan da beraat etmiş.
Çocuğunu düşüren kadının kocasına da Kadı:
- 'Tamam' demiş, 'Karını vereceksin, bu adam yerine yeni çocuk koyacak.' Böyle olunca adam da şikayetini anında geri almış, fırıncı bu davadan da kurtulmuş.
Kadı dönmüş Yahudi'ye:
- 'Senin şikâyetin nedir bre?' Yahudi bir süre düşündükten sonra ellerini açmış,
- 'Ne diyeyim kadı efendi' demiş, 'Adaletinle bin yaşa Sen, e mi !'
Demirel bu fıkrayı anlattıktan sonra kendisini dinleyen topluluğa dönerek;
- Ananı "öpen" kadı ise, kimi kime şikayet edeceksin?.. Bugün ülkedeki durum bu! Agnadın mı?
Bu fıkrayı CHP Odunpazarı aday adaylarından Ali Ulu, Kazım Kurt'un aday olarak açıklandığı gün sosyal medya üzerinde paylaşmıştı.
Bu fıkra ile, şüphesiz vermiş olduğu bir mesaj da vardı.
Zaten o mesaj da çok iyi anlaşıldı.
Ancak...
Aynı Ali Ulu, aynı günün akşamında, parti binası önünde yapılan protesto gösterisine katılıp;
-"Ben CHP'liliğimi askıya aldım" demişti.
Yine aynı Ali Ulu, bir gün sonra;
-"Ben partimin verdiği kararı tartışmam" demişti.
Anlayacağınız...
Ali Ulu'nun CHP'liliğini askıya alma süresi ancak bir gün sürdü...
.......

Sizce de ilginç değil mi?

Normalde...
Özellikle de CHP'nin adaylarının belli olmasından sonra tüm güzlerin AK Parti ilçe adaylarına çevrilmesi gerekiyordu.
Odunpazarı ve Tepebaşı adaylarının kim olacağına dair büyük bir merak olması ve Eskişehir kamuoyunun bu duruma kilitlenmesi gerekiyordu.
Ne yazık ki böyle bir durum yok.
Bunun bir nedeni tartışmaların odağında CHP Odunpazarı meselesi olsa da...
Diğer bir nedeni, "Bu saatten sonra AK partiden kim aday olursa olsun hiç fark etmez" algısı olsa gerek...
Hadi bırakın kamuoyunu bir tarafa...
AK parti içinde bile böylesine bir merak olmaması dikkat çekiyor...
............

BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
45 yıllık evli bir çift, evlerinin bahçe manzaralı terasında her zamanki gibi oturmuş kahvaltılarını ediyorlardı. Kadın oturduğu koltuktan kalktı, kocasına yaklaştı ve var gücüyle bir tokat attı. Adam nerdeyse sandalyeden aşağıya düşüyordu. Doğruldu, kafasını salladı ve kısa bir sessizlikten sonra karısına sordu:
- Bu da neyin nesiydi?
Karısı;
- Bu tokat 45 yıldır benimle yapmış olduğun kötü seks içindi!!
Aradan biraz zaman geçer ve adam yerinden kalkar, karısına doğru yönelir ve ona öyle bir tokat atar ki kadın sandalyesi ile birlikte yere savrulur. Kadın düştüğü yerden kalkar ve kendine gelmeye çalışır, doğrulur ve kocasına döner;
- Ya bu tokat ne içindi?
Kocası çok sinirli bir şekilde karşılık verir;
- Sen bunca yıldan sonra iyi seksle kötü seks arasındaki farkı nereden anladın?

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi