Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, basın toplantısında, pek çok konuya da açıklık getirdi. Kamuoyunda, takdir toplayan açıklamaları, yurt içinde ve dışında yankı buldu. Ancak açıklamalardan bazı yandaş medya ve kesimler memnun olmadı.
Son yıllarda, bu yandaş medya ve kesimler, dış ve iç şer odakları, Türkiye' ye gereksiz ve anlaşılması güç, konular ve tartışmalarla zaman kaybettiriyor. Özellikle de etnik yapı üzerindeki tartışmalar, kutuplaşmayı ve zıtlaşmayı artırıyor.
Oysa Türkiye' deki, etnik yapı ortadadır.
Prof. Dr. Sayın Şaban Kuzgun başkanlığında yürütülen proje kapsamında, Türkiye'deki il, ilçe, köy, mahalle ve sokaklar tek tek dolaşıldı. Yapılan çalışmada insanların hangi kökenden, mezhepten, ya da tarikattan, olduklarının profili çıkarıldı.
Rapora göre, ülkemizde, 5 ila 25 milyon kişi olduğu söylenen Aleviler' in nüfusu araştırmaya göre 8 milyon 750 bin civarında. Avrupa'daki 1 milyon Alevi ile araştırmanın tamamlanmadığı 8 il de dahil edildiğinde Türkiye'de, 10 milyon civarında Alevi bulunuyor.
Türkmen, Yörük, Tatar, Tahtacı, Terekeme, Karaçay, Azeri gibi Türk soyundan gelen gruplar, Türkler' i oluşturuyor. Türkleşme sürecinde olanlar da dâhil edildiğinde, bu sayı 55 milyona çıkıyor. Raporda ikinci grup olarak Kürtler gösteriliyor. Sayıları 3 milyon civarında olan bu gruba Zazalar da dâhil edildiğinde, Kürt nüfusu 12 milyon 600 bini aşıyor. Ancak bu sayının 2.5 milyonu ciddi derecede, Türkleşme sürecinde ve bazı yerlerde Kürtlüğünü kabul etmeyen bile çıkıyor. Bir araştırmaya göre de kendini, Kürt olarak tanımlayanların nüfusu 6 milyon 524 bindir.
Ağırlıklı olarak, Ordu, Artvin, Samsun ve Marmara bölgesinde yaşıyorlar. 1 milyona yaklaşan nüfusuyla Gürcüler, Karadeniz'deki, birkaç ilde yaşayanların dışında Gürcüce' yi unutmuş durumda. Ancak son yıllarda, Gürcistan'ın kurulmasıyla, Gürcülüğe yönelik bir artış olduğu dikkat çekiyor. Adapazarı, İzmir ve Manisa'da toplu halde yaşayan Boşnaklar' ın nüfusu da, 2 milyonu buluyor. Değişik şehirlerde yaşayan Çerkezler de, 2.5 milyon civarında ve Çerkezler' in yüzde 80'i Çerkezce' yi unutmuş görünüyor.
Araplar, başta Siirt, Şırnak, Mardin, Diyarbakır, Şanlıurfa, Hatay, Adana ve İstanbul'da yaşıyorlar. Türkiye'deki nüfusları 870 bin olarak gösteriliyor. Türkiye'deki nüfusları 1 milyon 300 bini aşmış durumda. Arnavut nüfusunun yarıdan çoğunun, Türkleşme süreci sonunda Arnavutluk'la, hiçbir ilgisi kalmadı. 500 bin Arnavut da ise çok canlı bir şekilde 'Arnavutluk şuuru' var.
Bütün Karadenizliler' in, Laz sanılması yanlışından dolayı kalabalık sanılan Lazlar' ın, gerçek sayısı 80 bin civarında. Lazca konuşan gerçek Lazlar, Rize ve Artvin'in birkaç köyünde ve göç ettikleri birkaç Marmara şehrinde yaşıyorlar. Lazlar gibi, Rize ve Artvin'in bazı ilçelerinde yaşıyorlar ve sayıları 13 bin civarında. Bazılarına göre Türk, bazılarına göre Slav ırkından olan Pomaklar da 600 bin civarındalar ve tamamıyla Türkleşmiş durumdalar.
Türkiye'deki diğer etnik grupların sayısı da 1 milyonu aşıyor. Bunların arasında Çingeneler 700 binlik nüfusuyla başı çekiyor. Türkiye'de ayrıca 60 bin Ermeni, 20 bin Yahudi ve 15 bin Rum kökenli vatandaşın yanı sıra çok az sayıda Süryani de hayatını sürdürüyor.
Genelkurmay'ın Atatürk'ün, "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti" denir sözü bu tabloyu içeriyor. Ayrıca Genelkurmay'ın açıklamasındaki Türk milleti olgusu içinde, din ya da ırk ayrımı barındırmaz. Millet kavramı, devlet etrafında teşekkül ettiğinden, bu kavram içinde sadece 'Devlet' kavramını barındırır. Bu kavram da ulusun bizzat tanımıdır. Çağdaş millet ve ulus tanımları ise Genelkurmay'ın da son derece doğru bir şekilde belirttiği üzere 'Ulus-devlet' kavramını ortaya çıkarır
Nitekim Büyük Atatürk ""Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı, hep aynı cevherin damarlarıdır1" demişti.
Genelkurmay, ülkemizde, sıklıkla tartışılan 'Türkiyelilik' ve 'Millet - Milliyetçilik' kavramları konusunda, olumlu ve gerekli bir açılım yapmıştır. Ancak Genel- Kurmay' ın, " Türk Halkı" tanımı, tartışma yaratmıştır. Oysa halk ifadesi sosyolojik, bir kavramdır. Örneğin şu anda, Türkiye'de yaşayan herkes, 'Türk halkıdır' ancak 'millet' tarihsel ve felsefi bir kavramdır. Aynı tarihi, dili ve kültürü paylaşan insanların, bir araya gelip oluşturduğu cemiyeti ifade eder.
Ayrıca Türkiye Cumhuriyetini kuran Türk halkına, Türk Milleti denir. "Ne mutlu Türküm diyene" sözünü söyleyen ve benimseyen herkes de Türk'tür. Yani Vatandaşlık esasına dayalı milliyetçilik, ırk ve din farkı gözetmeksizin, ortak kimlik/üst kimlik etrafında her vatandaşı, "Türk" ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı saymaktır.
