Türk ocağı, Eskişehir Şube Başkanı Sayın Prof. Dr. Nedim Ünal, milli meselelerdeki açıklamaları ile "İyi ki Türk Ocağı" var dedirtiyor. Nitekim Zaman gazetesi yazarı Ali BULAÇ' ın, "Türkiye de 30 etnik grup var, 40 etnik grup var, " sözlerine tepki gösterdi.
Ayrıca Türklere ve Müslüman Boşnaklar' a, kin ve nefret kusan, Balkanlar da Osmanlıyı işgalci ve katliamcı olarak tasvir eden ve bunlarla yetinmeyerek faşist ırkçı Sırp katillerine destek olan Kosturica' yı "Altın Portakal Film Festivaline" jüri üyesi olarak davet eden Antalya Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın'ı da kınadı.
Aslında bu gelişmeleri, yadırgamamak lazımdır. Çünkü amaç net ve açıktır. "Türk Kimliğini" yok etmek, Türkiye'yi federal yapıya kavuşturmak, ABD' nin " GENİŞ ORTADOĞU STRATEJİSİ" ni hayata geçirmektir. Bunu gerçekleştirilebilmesi içinde bu bölgedeki ülkelerde, etnik yapıyı körüklemek veya demokrasi, insan hakları gibi evrensel kavramları araç olarak kullanmaktır.
ABD, Ortadoğu ülkelerini ve Türkiye' yi 1975 Helsinki Sonuç Belgesi' nin, İnsan Hakları temel hak ve özgürlüklerini temel alan 7. maddesine yönelik bir modelle demokratikleştirilmelerini amaçlamaktadır. ABD, bu politikası ve stratejisi ile Türkiye' de dahil, bu bölgelerdeki ülkeleri parçalayacaktır. Nitekim bu modelle Sovyetler, savaşsız, işgalsiz ve müdahalesiz bir biçimde çökertildi. Yugoslavya ve Irak böyle parçalandı. Türkiye' de bu şekilde parçalanacaktır.
Ayrıca Geniş Ortadoğu Stratejisinin, hedefleri bellidir. ABD, kendisine rakip olacak bir gücün, bölgede yükselmesini önlemek, askeri- teknolojik gücüne dayanarak geniş Ortadoğu bölgesindeki Petrol ve doğal gaz kaynakları üzerinde denetim kurmaktır. Bu amaçlara ulaşmak içinde, etnik yapı ve evrensel değerleri kullanıyor.
Zaman gazetesi yazarı Ali BULAÇ' ın, "Türkiye de 30 etnik grup var, 40 etnik grup var, " sözü de bu amaca hizmettir. Ayrıca Ali BULAÇ' ın, " Balkanlar ve Kafkasya dan gelenlerin büyük bölümü Türk değildir. Kendilerine sağlanan büyük avantajlar ve ayrıcalıklar sayesinde, Türk kimliğine sahip olmuş ve "Ne Mutlu Türküm Diyene" yi kabullenmişlerdir. Şimdi ise " Kürt etnik kimliği " Kamu tarafından tanınınca, bunlar kendi ifadesiyle "elde ettikleri avantaj ve ayrıcalıklara "ortak çıktığı" için gösterdikleri" bir tepki sonucu HAYIR oyları verdiler. " sözleri, Sayın Prof. Dr. ÜNAL' ın, söylediği gibi densizlik değil de nedir?
Şu bir gerçek ki tarihin her döneminde, başka ülkelerin stratejilerine hizmet ve Türk Milletine ihanet eden, kişi/kişiler olmuştur. Nitekim Büyük Önder ATATÜRK, " ...Her devirde her memlekette ve her zaman zuhur ettiği gibi, bizde de, kalp ve asabı zayıf ve aynı zamanda refah ve şahsi menfaatini, vatan ve milletin zararında arayan adi kimseler vardır. Şark işlerini çevirmede ve zayıf noktaları arayıp bulmakta pek usta olan düşmanlarımız memleketimizde, bunu adeta bir teşkilat haline getirmişlerdir. Fakat mukaddesatını kurtarma gayesiyle çırpınan bütün millet, işbu azim ve mücadele yolunda her türlü güçlükleri muhakkak ve mutlaka kırıp süpürecektir." demiştir.
Öte yandan Türk toplumunda, devlet içeriği ve misyonu ve devlet idraki bugüne kadar devletsiz bırakmamıştır. Nitekim KAFESOĞLU, Türk' ün bu idrakin tecellisini, "Türk milletinin Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarında, büyük devlet kurmaları ve anavatandan getirdikleri kültürleri uzak diyarlara taşımlarının sırrını, KUVVETLİ BİR MİLLİYETÇİLİK ŞUURUNA SAHİP OLMALARINDA ARAMAK GEREKİR" demiştir.
Oysa son yıllarda, milliyetçilik suç oldu. Atalarımızın Orta Asya'dan Anadolu'ya şan ve şerefle taşıdığı uğruna şehit olduğu "TÜRK KİMLİĞİ" tartışma konusu yapılmış, TCK' nın 301. maddesi değiştirilerek "TÜRKLÜĞE HAKARETİN" yolu açılmıştır. Okullarda okunan, Türk andının kaldırılması için tartışma başlatılmış, "NE MUTLU TÜRKÜM" sözünün yazıldığı, dağ, tepe dahil her yerden silinmesi için kamuoyu oluşturulmasına göz yumulmuştur. Azınlıklarla ilgili sloganlar ise ivme kazanmıştır. Hrant Dink' in, ölümünde ve anma törenin de "Türklüğe" ve Devlete" en önemlisi de "Türk Bayrağı" na karşı yapılan saldırılar ve tören boyunca atılan, "hepimiz Ermeniyiz, Hrant Dinkiz" sloganları, hala hafızalardadır. Hülasa Türk Kimliği yok edilmek isteniyor.
Bu gelişmeler karşısında, "TÜR OCAĞI " dışındaki hiçbir sivil toplum örgütünden tepki gelmemiştir. Daha da vahimi, bu gelişmeler sahip çıkıldığı gibi, Türk Kimliğinin ortadan kaldırılması için de destek verilmiştir. Zaman gazetesi yazarı Ali BULAÇ gibi yazarlar da, Türk kimliğinin ortadan kaldırılmasında görev üstlenmişlerdir.
Unutulmamalıdır ki mevcut devlet, bir Türk devletidir. BU DEVLETİ TÜRK MİLLETİ KURDU. O nedenle de "NE MUTLU TÜRKÜM " diyen herkes, bu devletin hakiki sahibidir. Devamlılığı sağlamakta, onların borcudur.
