Irak' ta, TÜRKMENLER için, Araplar ve Kürtler, ciddi bir tehdit. Türkmenleri saldırılarla, topraklarından atmak istiyorlar. Katlediliyorlar, saldırılara uğruyorlar, ama yine de direniyorlar. Irak'ta, etnik bir temizlik yapılıyor. Bu temizliğe, Türkmenlerden başlanıyor. Sessiz bir asimilasyon yaşanıyor ama iktidar, Suriye' de muhaliflere, Kuzey Iraktaki Kürtlere, Gazze'ye Myanmar'da Arakanlı müslümanlara gösterdiği ilgiyi, Irak' ta 3 milyon "TÜRKMEN" den esirgiyor
İktidar, Irak Türkmenler gibi, Ahıska Türkleri ve Doğu Türkistan'la da ilgilenmiyor. Oysa Doğu Türkistan'ın tamamında, Çin işgalci yönetiminin ve askerlerinin, gece evlere baskınlar düzenlemesi, yargısız infazlar ve baskınlarda gözaltına alınan gençlerin akıbetleri, meçhuldür.
Bugün milyonlarca Çinli göçmen, Doğu Türkistan'a yerleştiriliyor ve bunlara ücretsiz tarla dağıtılıyor. Geçim sıkıntısı çeken Doğu Türkistanlılar, bu arazilerden mahrum bırakılıyor. Ekonomileri zaten ağırlıklı olarak tarıma dayanan köylüler, sefalet içinde yaşıyorlar. Din ve vicdan hürriyeti üzerinde, büyük baskılar söz konusu. Sokakta Müslüman hanımların başörtüleri, Çin askerleri tarafından zorla alınıyor, erkeklerin sakalları zorla kesiliyor, hapse atılıyorlar
Çin, 1949 yılında işgal ettiği Türkistan'da, 64 yıldır devletin bütün imkanlarını seferber ederek, asimilasyon politikasını sürdürüyor. Çin'in, bu yanlış uygulamalarından vazgeçmesini, uluslararası hukuk çerçevesinde, Doğu Türkistan başta olmak üzere başka azınlıklara da haklarını vermelerini talep ediliyor. Ancak Çin, demokratik isteklere daha sert tedbirlerle karşılık veriyor.
Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk, Doğu Türkistan da ki çatışmalara ilişkin, "Olayların artarak devam etmesinden, endişe ediyoruz. Dünya kamuoyunun, özellikle BM'nin, insan hakları kuruluşlarının bağımsız gözlemciler göndererek, Doğu Türkistan meselesine 'dur' demesi gerekir. Aksi takdirde Doğu Türkistan bir kaos ortamına, doğru sürüklenecektir" dedi.
Neden bilinmez İktidar, Mısır, Suriyeli muhaliflere ve Gazze 'ye gösterdiği ilgiyi, ne Iraklı ve Suriyeli Türkmenlere, ne de Doğu Türkistan'a gösteriyor.
Öte yandan, Büyük umutlar ve hasretle Ahıska'ya dönen Ahıska Türkleri de zor günler yaşıyor. Ahıska'ya dönüş başladığından bu yana, Ahıska'ya gelen ailelerin büyük bir bölümü GÜRCİSTAN hükümetinin yaptığı baskı uygulamasından dolayı geri dönerken, Ahıska'da sadece 24 aile kaldı.
Ahıska Türkleri, 14 Kasım 1944'te, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) döneminde Stalin tarafından günümüzde Gürcistan sınırları içinde kalan Ahıska bölgesindeki binlerce insan, tren vagonlarına doldurularak gidecekleri yere kadar aşağı dahi inmemek koşuluyla Orta Asya'ya sürgün edilmişti. Bu yolculuk sonunda Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan'a yerleştirilen Ahıska Türkleri, 12 yıl süresince buralarda sıkı yönetim rejimi altında tutulmuştu. Bugün de çok zor durumda yaşamlarını sürdürüyorlar.
Yalınız dünyadaki Türkler mi? Bazı kesimlere göre, Türkiye' de de "TÜRKÜM" demek, adeta suç oldu. Türküm dediğinde, ırkçı, Türk kavramı dışındaki etnik kavramları söylemek, haklarını savunanlar ise manzum oluyorlar.
Hülasa Türkiye' de, Türk olmak da zorlaştı.
Oysa Türkiye'de, Kürt'ü, Türk' ü, Laz'ı Çerkez'i, Ermeni'si yıllarca birlikte yaşadı. Hep "Türk'üz" diye haykırdı. Ama son yıllarda, dış şer odakları ve içimizdeki hainler, ülkeyi bölüp parçalamak için, ellerinden geleni yapıyor, en küçük fırsatı bile değerlendirmek için, pusuda bekliyor, cenaze üzerinden bile, çıkar elde etmeye çalışıyorlar.
İç ve dış şer odakları, Türklüğe, Türkçülüğe, Milliyetçiliğe karşı, adeta savaş açtıkları gibi, "TÜRK" kavramının, anayasa da yer almamasını istiyorlar.
Oysa Patrik Bartholomeos bile, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda vatandaşlık tanımı yaparken, "TÜRK DEVLETİNE VATANDAŞLIK BAĞIYLA BAĞLI OLAN HERKES, DİN, MEZHEP, DİL VE ETNİK KÖKEN GÖZETMEKSİZİN TÜRK'TÜR, TÜRKLÜK, BÜTÜN TÜRK VATANDAŞLARININ BERABERCE VARLIĞININ VE DAYANIŞMASININ İFADESİDİR." diye konuştu.
Hülasa Irak, Ahıska ve Suriye de, Doğu Türkistan' da, TÜRKLER zor durumda ama Suriyeli muhalifler, Gazzeliler ve Mısırlılar, iktidarın, öncelikli gündemindedir. Birileri de Anayasan da, "TÜRK kavramını çıkarmak istiyor. Onuncu yıl marşında, "TÜRK" sözü geçtiği için, Irkçı marş olarak tanımlıyor.
Dış ve iç şer odakları bilsin ki, ATATÜRK' ün söylediği gibi,''Bu memleket tarihte, TÜRK' tü, halede TÜRK' tür ve gelecekte de TÜRK olacaktır.''