4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

TÜRK ULUSUNU SAVUNMAK...


CHP, İzmir Milletvekili Sayın Birgül Ayman GÜLER, "Kürt milliyetçiliğini bana "ilericilik" ve "bağımsızcılık" diye yutturamazsınız. Türk ulusuyla, Kürt milliyetini eşit, eş değerde gördüremezsiniz." sözleri ile TÜRK ULUSU" ve Türk vatandaşlığı sistemini, savunduğu için de ırkçı, faşist damgası vuruldu.
Bu süreçte, Atatürk'ün, partisi olduğunu iddia eden, Yeni CHP'de, bir kısım politikacının, Sayın GÜLER' i, eleştirmesi, dikkat çekici olduğu kadar düşündürücüdür de.
Oysa CHP, milletvekili Sayın GÜLER, görüşlerinde haklıdır. Kendisi Boşnak Kökenli Türk vatandaşıdır. Yugoslavya da yaşananları, çok iyi bildiği için, Türkiye'nin, aynı hatalara düşmemesi için, uyarıda bulunuyor. Çünkü Yugoslav ulus yapısı ortadan kaldırıldığında, ülke, milliyetler mezbahasına döndü. Binlerce insan öldü. Ülke parçalandı.
Aslında Sayın GÜLER' i eleştirenler, dış ve iç şer odaklar ile aynı düşüncedir. Nitekim Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammarberg, Türkiye'de "azınlıklar" ile ilgili yayınladığı raporunda, okullarda öğrencilerin söylediği "Ne Mutlu Türk'üm diyene" sözünü eleştirdi. Bununla "etnik ayrımcılık" yapıldığını, bunun bir etnik kökeni yücelttiğini öne sürdü.
Thomas Hammarberg, daha da ileri giderek, Lozan Anlaşmasında yalnız Rum, Ermeni ve Yahudiler için, yapılan azınlık tanımının genişletilmesini, Kürt, Laz, Çerkez, vb. etnik gurupların da "azınlık" sayılmasını, istedi.
Ayrıca üniversitelerde Kürtçe eğitmen yetiştirilmesi için özel bölümler açılmasını, Alevilerin haklarının verilmesini, Heybeliada Ruhban okulunun açılmasını ve Vakıflar Yasası'nın gayrimüslimlerin mülklerinin iadesine uygun hale getirilmesini talep etti.
Şu bir gerçek ki son yılarda, Türk milletinin etrafındaki çember daralmış, güvenlik duvarları tahrip olmuştur. Silahlı ve silahsız bölücülük, cesaret ve cephe kazanmıştır. Türklük, ırkçılıkla örtüştürülmek istenmektedir. Bu akıl tutulmasıdır. Oysa Türk milletinin içinden, dil ve kültür vasıtasıyla, yapay azınlık oluşturma çabaları, ırkçılığın ta kendisidir.
Türk vatandaşlığını ve Ulus kavramını, ortadan kaldırmaya çalışan bazı politikacılar, bu düşüncelerini kamuoyu ile paylaşmıyor. Ancak "Türküm" demek, Türk olmayı ifade etmek, ulusal kimlikten söz etmek, Kafatasçı muamelesi görüyor. Ayrıca Türk ulusu ve Türk vatandaşlığı sistemini savunanlar, ırkçılık, faşistlikle suçlanıyor. Bütün bu suçlamaların nedeni, Türk ulusunu oluşturan etnik gruplardan birinin, ulus olmak ve devletleşmek isteğidir. Mevcut ulusal yapının, terk edilmemesi isteyenler , ırkçı, faşist, sömürgeci gibi, hiçbir kategoriye uymayan saldırılarla, mevcut ulusal yapıyı tahrip ediyorlar.
Öte yandan TÜSİAD, "iki kurucu millet, iki kurucu devlet" esasına yönelik, olarak, "Türkler ve Kürtler" diye ayıran bir anayasa istemişti. Oysa TÜİSAD' ın önerdiği, anayasa modeli, Tito dönemi Yugoslav' yasında uygulandı. Hazırlanan Anayasa, milli hassasiyetleri yok etti ve etnik milliyetçilik körüklendi. Sonuçta da binlerce insan, hayatını kaybetti ve Yugoslavya parçalandı.
Hülasa televizyonlarda, programlara katılan bilim adamı! , politikacı! ve yazarlar!"ulusal milliyetçiliği." günah keçisi" olarak görüyorlar. Aslında, ülkenin kaderini elinde tutan siyasiler, diğer tarafta, geçmişin hazımsızlığını yaşayan azınlıklar, Avrupa Birliği ülkeleri ve bazı etnik gruplar, "TÜRKLERİ" v e " ULUSAL MİLLİYETÇİLİĞİ" hedef aldı.
Oysa A.B.D, Japonya, Almanya, İngiltere, gibi ülkelere, çağın en ileri ülkeleridir. Bunların ortak yanı, milliyetçiliği, temel yaşama ilkesi yapmalarıdır. Bu ülkeler, "milliyetçilik" sözünü çok kullanmazlar. Çünkü yaşarlar. Devlet "milliyetçiliği" kitlelere yayar. Bütün uygulamaları, milliyetçi doğrultudadır. Milliyetçilik, bir yaşama biçimdir.
Türk milliyetçiliği, başka milletlerin haklarına riayet eder. Irkçı değildir. Yapıcı ve yaratıcıdır. O nedenle de Türk halkı "ULUSAL MİLLİYETÇİLİĞE" sahip çıkmak zorundadır. Bu kimlik Türkiye'de, tüm etnik gruplarının da garantisidir. Nitekim Atatürk, "Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde yaşayan, Türk dili ile konuşan Türk kültürü ile yetişen, Türk ülküsünü benimseyen, her vatandaş, hangi din ve mezhepten olursa olsun Türk'tür, Türk Milliyetçisidir."demiştir.
Dünyada, ulusların bünyelerindeki azınlıkların, kendi kaderini belirlemesi, toprakların yeniden paylaştırılması olanaksızdır. Fakat güçlü devletlerin, çıkarları söz konusu olduğunda, bu durumu değiştirebilir. Örneğin batılı devletler, Türkiye'nin doğusunda, Kürdistan devleti kurmak istemektedirler. Söz konusu devletlerin, kendi topraklarında azınlıklardan oluşan bir devletin kurulmasını istemeyecekleri kesindir. Ancak bu ülkelerin bölgedeki çıkarları ve Türkiye'ye karşı olan tarihi düşmanlıkları nedeniyle, ülkemize karşı, bu stratejileri, her dönem temcit pilavı gibi, gündeme geliyor.
Hala bu gerçeği göz ardı eden, partiler ve politikacılar varsa ne denebilir ki?

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi