4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

TÜRKİYE HEDEF TAHTASI

Ülkemizde, vatanını seven kişi/kişiler, dış ve iç şer odakların senaryolarına, karşı halkımızı uyarıyor. Nitekim kamu hukuku profesörü, Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN, Türk kamuoyunu, bugün gündemde olan senaryolara karşı uyardı.
Sayın Prof. Dr. ÇEÇEN' e göre, "Türkiye, Batı ülkeleri ve kuruluşları tarafından sürekli dayatılan reformlarla uğraşmak zorunda bırakılıyor. Böylesi dışmerkezli bir emperyalist oyuna, bütünüyle Türk toplumu alet edilmek istenirken, Türk ekonomisinin köşe başlarını tutan kadrolarla medyada etkili olan işbirlikçi mandacı gruplar, ülkemizi böylesi bir maceraya doğru el birliği ile sürüklemek istiyorlar.
Her şey, "değişim" kavramı içerisinde ve Türk devleti dıştan zorlanan bir plan dâhilinde çözülmeye mahkûm ediliyor. Değişim sözcüğünün sihirli görünümünün arkasına sığınan, ikinci cumhuriyetçiler, maddeci işbirlikçiler, alt kimlikçi federasyoncular, ılımlı
İslamcı görünümlü şeriatçılar, emperyalizm ve Siyonizm ile her türlü işbirliğine açık olan oportünistler koalisyonu elbirliği var." Sözlerine katılmamak mümkün mü?
Ayrıca Türkiye' de, "TRUVA ATI" görevini yapan, yalnız işbirlikçiler değildir. Ülkemizde görevli bazı batı ülkelerinin büyükelçileri de TRUVA ATI" gibi çalışıyor. İçişleri ve Dışişleri bakanlıkları da adeta seyrediyor. Nitekim Türkiye' ABD'nin, elçi görünümlü, James Jeffrey, çıktığı turlarda, Türkiye'ye bol bol akıl verdi! Çok iyi Türkçe bilen Jeffrey, Güneydoğu Bölgesine ve DTP' li Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'i de sık sık ziyaret etti.
James Jeffrey, bugün ABD' nin, Ankara Büyükelçisidir.
Almanya'nın, Ankara Büyükelçisi Cuntz' ın, Güneydoğu gezisinde uğradığı adresler ise bir hayli dikkat çekicidir. Fransa'nın Ankara Büyükelçisi Emie ise herkesin diyaloga açık olması gerektiğini söyleyerek Türkiye'ye akıl vermeye kalkışıyor. İngiltere Büyükelçisi Nick Baird ve eşi Caroline Baird ise Karadeniz bölgesini mekan tutu.
Avrupa Birliği kurmayları da, Truva atı gibi çalışıyor. Nitekim Barroso'nun , Joost Lagendijk , Ollie Rehn gibi AB, memurları tarafından da dile getirilen konuların, Güneydoğu bölgesine yapılan gezilerin, hedefi açık ve nettir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kendini savunma refleksini kırmak, etnik, özellikle de Kürt milliyetçiliğini ve sivil itaatsizliği körükleyerek, sonuca ulaşmak ve Türkiye' deki "TRUVA ATLARI" nı (taşeronlarını) koruyup, kollamaktır. Hülasa Türkiye, örtülü pek çok senaryolarla karşı karşıyadır. İçimizdeki hain TRUVA ATLARI sayesinde, Türkiye, çok zor günlere doğru hızla sürükleniyor. Hedef bellidir. Türkiye' yi, parçalayarak bölgede etkisiz hale getirmektir
Ayrıca Sayın Prof. Dr ÇEÇEN' in, "OECD istatistiklerine göre; Avrupa ve Amerika gibi kıtalardaki batı ülkelerine oranla en küçük devlet Türkiye Cumhuriyeti'dir. *Batı ülkelerinde devletin ekonomideki ağırlığı ortalama olarak yüzde 40 ya da 50 oranında,olmasına rağmen, Türkiye'deki devletin ekonomideki büyüklüğü son yıllarda yüzde 20'lerden yüzde 10'lara doğru küçülmüştür. Kendi devletlerini güçlü ve büyük tutan batılı emperyalist ülkeler, sıra Türkiye'ye gelince, Osmanlı İmparatorluğu'nun bugünkü mirasçısı Türkiye'yi, daha da küçültmenin yollarını aramaktadırlar.
Avrupa Birliği sürecinde, yani bir Yugoslavya modeli yaratarak Türkiye'nin ülkesini, bir Sevr haritasına dönüştürmek isteyenler, bu doğrultuda devletin, küçültülmesi için sürekli olarak baskı yapmaktadırlar. Avrupa Birliği'ne paralel olarak, IMF ve Dünya Bankası gibi uluslar arası kuruluşlar da, Türk devletinin küçültülmesi için, devletin yetkili organlarını baskı altında tutmaktadırlar." sözleri, dikkate alınacak niteliktedir.
AB sürecinde, kesin hatlar ve hedefler bellidir. Ancak Türk devletinin, geleceğine de Türk milleti karar, verecektir. Türk milleti, , ya da ulusal egemenliğine sahip çıkarak, bağımsız olarak yaşayacak, ya da bu süreçteki senaryoları seyrederek, geleceğini tehlikeye sokacaktır. O nedenle de artık devleti ve cumhuriyeti ortadan kaldırmakta olan bu reform görünümlü deforme sürece, Türk Milleti acilen dur demek zorundadır. Çünkü t bu tür senaryolar, dün vardı. bugünde var.
Nitekim M. Akif Ersoy, Emperyalizm in, istekleri ve işgalleri karşısında, ses çıkarmayanlara, "mandacı ve sömürgeci" olmayı içine sindirebilenlere, onlarla iş birliği yapan sözde aydınlara, vatansever kılıklı, şer odaklarına, hülasa "TRUVA ATLARI" na şöyle seslenir:
"Ey cemaat-i Müslim'in, düşmanlarımızın, bugün bizden istedikleri, ne falan vilâyet, ne falan sancaktır. İstedikleri doğrudan doğruya başımızdır, boynumuzdur, hayatımızdır, devletimizdir" demişti.
Bugün de, DIŞ ve İÇ şer odakların istediği de bu değil midir?

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi