
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
TÜRKİYE, NÜKLEER ENERJİYE MUHTAÇ
Rize Güneysu'da halka hitap eden Erdoğan, "Türkiye, şu anda enerjisinin yüzde 52'sini doğalgaz çevrim santrallerinden temin ediyor. Yükselen petrol fiyatlarıyla birlikte, doğalgaz fiyatlarıyla birlikte elektrik fiyatı da çok ciddi manada artıyor... Dedik ki, hidroelektrik santrallerimizi artıralım. Termik santrallerimizi artıralım. Rüzgâr enerjisinden istifade edelim. Güneş enerjisinden istifade edelim. Ve en son nükleer enerjiden de istifade edelim ki, elektriği ucuza mal edelim ve halkımıza da ucuz elektrik satalım. Fakat bu konuda, biliyorsunuz dünyanın değişik yerlerinde çevreciler var. Bunlara sorarsanız, ne yapıyorsunuz, inanın, ele avuca gelecek hiçbir işleri yok. Sadece boş vakitlerini değerlendirmek için yaptıkları iş budur." dedi.
Kim ne düşünürse düşünsün, Başbakan Sayın Erdoğan, Enerji konusunda söylediklerinde haklı. Türkiye için, "Nükleer Santral" tercih değil, bir zorunluluk haline gelmiştir. Nitekim ATO, "Nükleer Enerjide Acil Durum Raporu"nda, dünyanın nükleer enerjiye yönelimin hızlandığı belirtildi. Petrol rezervlerinin 41 yıl, gaz kaynakları 65 yıl ve kömür kaynakları ise 255 yıl sonra tükeneceği kaydedilen raporda, "Gelişmekte olan ülkeler de 'nükleer santral yarışı'na girdi. Enerji darboğazının eşiğindeki Türkiye de, nükleer santral yapması gerekiyor" denildi.
Bazı kesimler,, özellikle de çevreciler, enerji sektörümüzün, yeniden yapılandırıldığı bu süreçte, önceliklerimizi ve tercihlerimizi artık nükleer enerji ve fosil enerji kaynakları yerine; yerli, ucuz, bol, temiz, çevreci, yenilenebilir, planlı, verimli, etkin, istikrarlı, bağımsız, doğru ve üretim, iletim, dağıtım altyapısı iyileştirilmiş enerji kullanımının sağlanması olarak değiştirmeliyiz fikrindedir. Ancak Türkiye' nin, bu tablo içinde, ihtiyacı olan enerjiyi nasıl sağlayacağını, somut olarak ortaya koymuyorlar
Oysa enerji, çağımızın yaşamsal bağımlılığı haline gelmiştir. Dünyamızda ve ülkemizde, bir yandan küresel iklim değişikliği tartışmaları içinde elektrik enerjisi üretiminin payı, diğer yandan her şeye karşın enerji üretimi talebinin karşılanmasına yönelik projeksiyonları tartışılmaktadır. Ancak ülkemizde, ürünün en başta üretilebilmesi, hatta yaşam için, enerjiye ihtiyaç var. Bu enerji bugün için başkan Sayın Erdoğan' nın belirttiği gibi, petrol, elektrik, doğalgaz'dan sağlanmakta, pahalı elektrik elde edildiğinde de, sanayicimizin global pazarlarda rekabet şansı azalmaktadır. Ayrıca yeterli de değildir. Hızlı talep artışı karşısında, Türkiye' nin, daha çok enerjiye ihtiyacı olduğu da ortadadır.
Ülkemiz, nükleer enerji yakıtı olan Toryum' un, dünyadaki rezervinin yüzde 53'üne sahip olmasına rağmen, nükleer enerji' ye sahip değildir. Oysa Fransa, ABD, İspanya, gibi birçok ülke enerjileri kaynaklarının çeşitlendirmiş ve Nükleer enerjiyi etkin ve temiz bir şekilde kullanmaktadır. Ancak ülkemizde ise yılladır, bazı kesimler gösterilerle nükleer enerji santralleri kurulmamasını engellemek istiyorlar.
Nükleer enerji, enerji fiyatlarının yükselmesiyle birlikte yeniden gündeme geldi. Nükleer enerji, bir çözüm yolu olarak ortaya çıkıyor. Taraftarları, nükleer enerjinin temiz ve güvenilir bir enerji kaynağı olduğunu belirtirken, karşı çıkanlar güvenlik meselesi ile nükleer atıkların ortadan kaldırılmasının, bu enerji türünün bütün yararlarını silip süpüreceğini öne sürüyor. Oysa ABD' de, şu anda 104 nükleer enerji tesisinde üretim yapılıyor. Başkan Bush enerji politikası çerçevesinde nükleer enerjiden daha fazla yararlanılmasını istiyor.
Nükleer enerji, asit yağmuru, hava kirliliği, yaratmıyor. Ayrıca dünyanın aşırı ısınmasına da nükleer enerji tesislerinin bir katkısı bulunmuyor. Buna karşılık kömür, gaz ve petrol tesisleri, bu zararlı etkilerin hepsini yaratıyor.
Halkımız, her zaman nükleer enerji denilirken radyasyonu düşünmüş ve bilinçsizliğin etkisiyle haklı olarak Akkuyu ve Sinop projesine karşı çıkmıştır. Avrupa ülkelerinin hiçbir zaman vazgeçemediği nükleer enerji, Türkiye' de hala tartışma konusudur. Fransa, Almanya, İtalya, İngiltere, ABD, bazı İskandinav ülkeleri, Bulgaristan, Rusya, Ermenistan ve daha birçok ülkenin vazgeçilmez enerji kaynağı olan nükleer enerjinin elbette fayda ve zararları vardır. Ancak dünyanın, tüm gelişmiş ülkeleri ve Türkiye' nin komşuları, nükleer enerjiden istifade ediyor. İşini ilginç yanı, bu ülkelerde, nükleer santral, karşıtı gösterilerde yapılmıyor. Hal böyle olunca da Türkiye' de, nükleer enerjiye karşı çıkılması hiçte hayra alamet değildir.