
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
TÜRKİYE'DE ZENGİN, YOKSULU ONÜÇE KATLADI
Geçen hafta Cuma günü, Türkiye İşçi Emeklileri Derneği Eskişehir Şubesi Başkanı Sayın Arif Duru, İşçi emeklilerinin, yoksulluk sınır altında olduğu belirterek, 4 milyon 494 bin emeklinin 3 milyon 800 bini açtır dedi. Tüm İşçi Emeklileri Derneği yöneticileri de Başbakan' a, mektup göndererek, 2006yılı enflasyon farkının işçi ve Bağ-Kur emeklilerine eksik ödendiğini bu konuda, bu konudaki mağduriyetin giderilmesini istediler. Ancak hiç birine tatmin edici cevap verilmedi. Siyasi iradenin, IMF'nin emriyle uyguladığı ekonomik program, yalnız emeklileri değil, vatandaşı da, dünden daha kötü duruma sürükledi. Türkiye İstatistik Kurumu, Türkiye'de, yoksulluk sınırının altındaki nüfusun, 14 milyon 681 bin kişi olduğunu açıkladı. Buna göre, nüfusun yüzde 0.87'si açlık sınırının, yüzde 20.5'i ise yoksulluk sınırının altında yaşıyor.
Buna göre ülkemizde, her beş kişiden biri yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Kırsal kesimde, açlık sınırının altında yaşayanların oranı yüzde 2.36'dan yüzde 1.24'e düşerken, kentlerde yüzde 0.62'den, yüzde 0.64'e yükseldi.
Kırsal kesimde ise 10 milyon 846 binden, 8 milyon 994 bine düştü. Türkiye genelinde 2004 yılında yüzde 25.60 olan yoksulluk oranı yüzde 20.50'ye indi. Bu oran kentlerde yüzde 16.57'den yüzde 12.83'e, kırsal kesimde yüzde 39.97'den yüzde 32.95'e geriledi Ülkemizde, dört kişilik bir ailenin açlık sınırını 190 YTL, yoksulluk sınırı ise 487 YTL olarak hesaplandı. Kişi başı günlük harcaması satın alma gücü paritesine göre 1 doların altında kalarak yaşamlarını sürdürenlerin sayısı 10 bin olarak belirlendi
Türkiye'de en yoksul, yüzde 10'luk kesimin, gelirden aldığı pay yüzde 2.19'da kalırken, en zengin yüzde 10'luk kesimin aldığı payın ise yüzde 28.65 olduğu belirlendi. Zenginle yoksul arasında kentlerde 11.7, kırsal kesimde ise 13.6 kat fark bulunuyor. Zengin yoksulu 13'e katladı Ülkemizde, zenginle yoksul arasında, fark kentlerde 11.7, kırsal kesimde ise 13.6 kat fark bulunuyor. Türkiye İstatistik Kurumu, 2005 Hane halkı Bütçe Anketi sonuçlarından elde edilen gelir sonuçlarına göre, Türkiye'deki hanelerin toplam kullanılabilir geliri 255 milyar 639.7 milyon YTL olarak hesaplandı. Bu gelirin 5 milyar 589 milyon YTL' sini, birinci yüzde 10'luk dilim alırken, en zengin yüzde 10'luk dilimin aldığı pay ise bunun 13 katı düzeyinde 73 milyar 242.4 milyon YTL olarak hesaplandı. 2004 yılına göre en yoksul kesimin yüzde 2.25 olan payı yüzde 2.19'a gerilerken, en zengin yüzde 10'luk kesimin payı ise yüzde 30.89'dan yüzde 28.65'e geriledi. En zengin kesimin payındaki bu gerileme, ikinci yüzde 10'luk dilimden başlayarak diğer dilimlerin gelirden aldıkları paylarındaki artıştan kaynaklandı.
Kentlerde 2004 yılında yüzde 10.8 düzeyinde bulunan ikinci yüzde 20'lik dilimin payı yüzde 11.5'e, üçüncü yüzde 20'lik dilimin payı yüzde 15.2'den, yüzde 16'ya ve dördüncü yüzde 20'lik dilimin payı da yüzde 21.4'ten, yüzde 22.6'ya çıktı. Kentlerde en yoksul yüzde 20'lik kesimle en zengin kesim arasındaki gelir farkı 6.8 olarak hesaplandı.
En zengin ile en yoksul kesim arasındaki gelir farkı kırsalda ise 7.2 kat olarak hesaplandı. Kırsal kesimde 2004' de yüzde 11.2 düzeyinde bulunan ikinci yüzde 20'lik dilimin payı yüzde 11.3'e, üçüncü yüzde 20'lik dilimin payı yüzde 15.8'den, yüzde 15.9'a ve dördüncü, yüzde 20'lik dilimin payı ise yüzde 22.7'den, yüzde 22.6'ya çıktı. Geçtiğimiz yıl en fakir yüzde 20'lik grupta, hane başına düşen yıllık gelir 4 bin 407 YTL düzeyindeyken, en zengin grubun geliri ise yıllık 32 bin 365 YTL oldu. 2005'te esas işten elde edilen yıllık gelir ortalaması 6 bin 264 YTL iken, en yüksek gelirin ortalama 16 bin 35 YTL ile mali aracı kuruluş faaliyetlerinden elde edildiği görüldü.
Ve nihayet! Devletin kurumu, ülkemizdeki gelir dağılımını net bir şekilde ortaya koydu. Sayın Duru ile yapmış olduğumuz görüşmede de bu durumu işçi emeklilerinin maaş dağılımında daha net bir şekilde görmüştük.
Sayın Duru, 2007 tarihinden itibaren, işçi emeklilerin taban aylıklarının 507 YTL olduğu belirtti ve " Bu durum, işçi emeklilerini açlık sınırının altına yaşamaya mahkûm ediyor." dedi.
Şu bir gerçek ki AKP, İktidara gelirken, halka ve işçi emeklilerine iyileştirme sözü verdi. Bugüne kadar, bu sözünü yerine getirmediği gibi, hak ettikleri, farkları da vermedi. Öngörülen 2007 artışında, işçi ve BAĞ-KUR emekli maaşlarına, sadaka bile denemeyecek kadar az bir artış oldu. Üstelik verilen zamla da emeklileri rencide etti. .