Türkiye' de siyasi iktidar, aldığı her karardaki ve verdi her sözdeki tutarsızlığı nedeniyle, uluslararası alanda inandırıcılığını yitirdiği gibi, aldığı kararlarda dikkate alınmıyor. Nitekim Ermeni soykırımı iddiaları ile ilgili tasarı, ABD Kongresi'nin alt kanadı Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nde 21'e karşı 27 oyla kabul edilmesinden önce, Türkiye tepki göstermişti. Bu gelişme karşısında, bir gazeteye açıklama yapan, California 27'nci bölgeden milletvekili Demokrat Brad Sherman da, " ANKARA'NIN, BİRKAÇ GÜN KIZGINLIĞINI İFADE EDECEĞİNİ, SONRA KIZGINLIĞININ BİTECEĞİNİ " savunmuştu. Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan ise Amerikan Kongresi'ne, " SİZ MERAK ETMEYİN TÜRKİYE' NİN MİSİLLEMESİ ÖNEMLİ DEĞİL. LAFTA KALIR. FRANSA'YI BOYKOT ETMİŞLERDİ, BİR YIL İÇİNDE FRANSA İLE TİCARET HAÇMİ ARTTI " diye mesaj göndermişti.
Bu gerçeği bilen Sarkisyan, Ermenistan- Türkiye ilişkilerindeki tepkilere duyarsız kaldı. Aldığı kararlara da itibar etmedi. Hatta Sırbistan Devlet Başkanı Boris Tadiç ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, ''Türkiye'yi, eğer sınırlar açılırsa veya Ermenistan'a karşı ablukaya son verilmesinin eşiğine gelirsek ziyaret edeceğim'' diyerek Türkiye' yi umursamadığını gösterdi. Hatta daha da ileri giderek, kendisinin ziyareti nedeniyle koşulları yaratmak için, Türk meslektaşlarımızdan yakında yapıcı adımlar görmeyi umut ediyoruz'' diye konuşmuştu.
Diğer yandan Türkiye Ermenistan arasındaki son protokolle, Ermenistan'la diplomatik ilişki kurulması ve sınırların açılması bir takvime bağlanıyor. Protokol üzerindeki siyasi müzakerelerin, altı hafta içerisinde tamamlanması bekleniyor. Bunun ardından belgeler, her iki ülke parlamentolarına da onay için sunulacak ve onaylanması durumunda da yürürlüğe girecek. Esas süreç de bundan sonra başlayacak. Çünkü sınırın açılması, komisyonların kurulması ve hepsinden daha da önemlisi sözde, "Ermeni" soykırımı iddialarının ele alınıp çözüme kavuşturulması bu onaya bağlıdır.
Ermenilerle ilgili protokole, Azerbaycan' dan anın da tepki geldi. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Polukhov,"Azerbaycan'ın Türkiye Ermenistan sınırının açılmasına ilişkin pozisyonu, Türkiye'nin üst düzey yetkililerinin yaptığı açıklamalarla zemin bulmuştur. Gerçekten de Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mayısta Azerbaycan Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye-Ermenistan sınırının ancak Azerbaycan toprakları üzerindeki işgalin sona ermesiyle açılabileceğini söylemiştir ve " Bizim Azerbaycan olarak tutumumuz değişmeyecektir. "demişti. .
Şu bir gerçek ki ABD Başkanı Obama' nın, ziyareti sonrasında, Türkiye Ermenistan sınır kapısının açılması yolunda, önemli gelişmeler yaşandı. Türkiye'nin Ermenistan'la sınır kapısının açılması için girişimlerde bulunması, Azerbaycan tarafından tepki ve aşırı duygusallıkla karşılanmıştı. Bu gelişme karşısında, AK Parti iktidarı da sınırla ilgili gelişmelerde geri adım atmış, hatta Karabağ sorunu halledilmeden sınırın açılmayacağını da ilan etmişti.Ancak bugün bu söz askıda kaldı.
Elbette Türkiye-Ermenistan sınırının açılması Ermenistan'ın, Azerbaycan topraklarını işgalini meşrulaştıracak. Azeri-Türk dostluğuna da ciddi darbe vuracaktır. Hatta Türk dünyasında oluşan birlik ve berberliğe de zara verecektir. Nitekim MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Azerbaycan'a danışmadan karar almamak gerekir. Karabağ'ı, karabatağa sokacak gelişmeyi kabul etmeyiz. Ne sınırı açarız, ne de Karabağ'dan vazgeçeriz" dedi.
Gerçekte de Türkiye'deki siyasi otorite, batı ülkelerine karşı pek çok müeyyide uygulamaya kalktı ama bir müddet sonra ya unutuldu, ya da sözde kaldı. Bu durum Türkiye'yi, uluslararası ilişkilerde, çok zor durumda bıraktı. Misilleme tehditleri de hiçbir zaman dikkate alınmadı. .
Ermenilerle ilgili protokol hayata geçer mi bilinmez ama KARABAĞ' la ilgili gelişmeler protokol da yer almıyor. Nitekim Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan, Türkiye- Ermenistan protokolüne ilişkin olarak "Türkiye ile diyalog, Karabağ sorunundan bağımsız" dedi. Azerbaycan' dan yapılan açıklama da ise "Karabağ sorunu çözülmeden, Ermenistan sınır kapısının açılması Azerbaycan'ın, ulusal çıkarlarına terstir." açıklaması geldi. Ayrıca Ermenistan, bu protokol karşılığında, Karabağ konusunda hiçbir taahhütte uymadığına göre, Türkiye'nin yaptığı, tek taraflı taviz değil de nedir?
Türkiye, uluslararası alanda, aldığı her kararın dikkate alınmasını istiyorsa, Pasif bir dış politika yerine, ülkenin çıkarlarını koruyan, karşılıklılık ilişkiye dayalı, kişilikli ve aktif bir dış politika uygulamak ve aldığı her kararında arkasında durmak zorundadır. Çünkü tutarsız dış politikalar, devletlerin uluslararası alanda güvenilirliğine zarar verir. Global alanda da itibar kaybetmesine de neden olur.
