Başbakanlık Tezkeresi, 19'a karşı 507 oyla TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Tezkerenin kabulünden 9 dakika sonra ABD Başkanı Bush, "Asker yollamak Türkiye'nin çıkarına olmaz" açıklaması yaptı. Erdoğan'dan yanıt gecikmedi: Kimin ne dediği değil, TBMM'nin ne dediği önemlidir" sözleri önümüzdeki günlerde çok sıcak gelişmelerin olacağının da işaretidir.
Özellikle de CHP özcüsü Sayın Elekdağ' ın, "ABD'nin, bir yandan Türkiye aleyhindeki Kürtleri destekler, hatta orada bir bağımsız Kürt devleti oluşmasını sağlarız, Öte yandan da Türkiye'yi, siz bizim stratejik müttefikimizsiniz, türü laflarla oyalarız." Düşüncesine, işaret ederek, Türkiye'nin hem içten hem de dıştan gelen iki ciddi, hatta hayati tehditle karşı karşıya olduğunu ortaya koydu. Ve "Bu tehdit, soğuk savaş döneminde maruz kaldığımız tehditten daha önemli ve daha tehlikelidir" mesajını verdi ve her iki tehdidin de Türkiye'nin bölünmesini amaçladığını söylemesi, tehlikenin boyutu açısından önemli bir tespittir.
Ancak ülkemiz, şu aralar anayasa ve türban tartışmalarına kilitlenmiş durumda. Ancak bölgemizde ve yurt içinde, önemli gelişmeler oluyor. Dış ve iç şer odakları, bölge hakkında planları olan güçler, Türkiye'deki her gelişmeyi menfaatleri doğrultusunda değerlendiriyorlar.
Kontrolümüz dışında gelişen ve ülkemiz için tehdit oluşturan gelişmeler ise kaygı verici boyutlardadır. Çok hassas bir bölgede, yer almamıza rağmen, içe kapanma sürecinin dışına bir türlü çıkamıyoruz. Bugün ise Türkiye, yeryüzünün en komik hukuk ve siyaset olayına sahne olacak
Türkiye'nin, İran ile imzalamış olduğu doğalgaz anlaşması ise ABD ve İsrail tarafından farklı algılanıyor. Özellikle ABD'nin, İran'ı bombalamaya hazırlık yaptığı söylenen bir dönemde, yapılan bu anlaşma ülkemizi zor durumda bırakacak niteliktedir.
Yeni anayasadaki belirsizlik ise bazı kesimleri sokağa dökecek. Nitekim Cumhurbaşkanlığı ve genel seçim sürecinde, Cumhuriyet mitinglerini organize eden kadınlar, AKP tarafından hazırlanan ve türban konusu başta olmak üzere birçok tartışmayı beraberinde getiren yeni anayasa taslağı için de harekete geçiyor. Cumhuriyet mitinglerinin, organizatörlerinden birisi olarak dikkat çeken ve CHP'den İstanbul Milletvekili olan Prof. Dr. Necla Arat da, "Kimsenin kuşkusu olmasın, kadınlarımız kazanılmış haklarından vazgeçmeyecektir" diye konuşması, yeniden meydanlara dökülme mesajı Türkiye'nin önümüzdeki günlerde, iyice içe kapanacağının da sinyalleridir.
Bazı kesimlerce, türban, kadını ikinci sınıf yapan ve haklarını elinden alan bir siyasi simge olarak görülmesi, Son derece tehlikeli bir iş yapmaktadırlar. Ülkeyi kamplara bölmek gibi, yangına körükle gitmek gibi bir durum söz konusudur.
Ankara Tandoğan, İstanbul Çağlayan, İzmir Gündoğdu' da yapılan ve milyonların katıldığı Cumhuriyet mitinglerinin organizatörlerinden biri olarak dikkat çeken ve CHP'den aday gösterilip parlamentoya giren Prof. Dr. Necla Arat da, anayasa çalışmalarını dikkatle izlediklerini belirterek : "Kimse kazanılmış haklarından vazgeçmez. Mutlaka bizim kadınlarımız da kazanılmış haklarına sahip çıkacaklardır. Biz şimdi anayasa taslağının bir somut metin olarak net şekilde ortaya çıkmasını istiyoruz. Sözleri kadınların önümüzdeki aylarda yeniden meydanlara döküleceğinin sinyalleridir.
Irak'taki gelişmeler ve PKK sorunu, en önemli sorun olarak gündemde. Özellikle de Kerkük' teki gelişimler ve Kuzey Irak' taki oluşum karşısında, Türkiye' nin kayıtsız kalmayacağı da ortada.
PKK'ya terör örgütü diyemeyen, eli kanlı katillere 'kardeşimiz' diye hitap eden insanların 'milletvekili' sıfatıyla TBMM'ye girmesi, Türkiye'nin temel direklerinden 'laiklik' konusundaki hassasiyetler ortadayken, Anayasa'da 'özgürlük ve çağdaşlık' adı altında getirilmek istenen yapılanmalar, tehlikenin boyutlarını daha da büyütüyor
Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ, "bölücü terörün temelinde etnik milliyetçiliğin bulunduğunu" belirttikten sonra, "Etnik açıdan kendisini farklı hissetmek, ayrı bir aidiyet duygusuna sahip olmak ile etnik farklılıkları siyasal bir boyuta taşımak farklı hususlardır. Aidiyet duygularına, kültürel boyutta kaldığı sürece saygı gösterilmelidir. Ancak, farklılıkların ve aidiyet duygularının siyasal boyuta taşınmasına müsaade edilemez. Bu, etnik milliyetçiliktir. Kabul edilemez." Sözleri ve Kuzey Irak' taki oluşumla ilgili tespitleri önümüzdeki günlerde Türkiye' yi, zor günlerin beklediğinin de sinyalleridir.
