
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
TÜRKLÜK GÜNAH KEÇİSİ OLMAMALI
Türkiye' de, son yıllarda, bir tarafta, sanal aydınlar, diğer tarafta, geçmişin hazımsızlığını yaşayan, ülkenin ekmeğini yiyen bazı kişi/kişiler, azınlıklar, Avrupa Birliği ülkeleri ve bazı etnik gruplar, dış ve iç şer odakları, "TÜRKLERİ" ve " ULUSAL MİLLİYETÇİLİĞİ" hedef aldı.
Ülkemizdeki bu gelişmeler, dış ve iç şer odakları, daha da umutlandırdı. "ULUS " "ÜNİTER" devlete karşı, adeta savaş açtılar. Bu odaklar ve ülkemizdeki bazı kesimler, Kafalarındaki rejimi ve senaryoları gerçekleştirmek ve "MİLLİYETÇİLİĞİ" pasifsize etmek için de, her fırsatı ve zemini değerlendiriyorlar.
Ülkemizde, medyadaki bazı programlara katılan bilim adamı! , politikacı! "ulusal milliyetçiliği", ve TÜRKLÜĞÜ" günah keçisi olarak görüyorlar. Yine bazı çevreler, "Hepimiz Türk'üz" sözünü, etnik, kafatasçı, ırkçı ve Turancı olarak tanımlarken, "hepimiz Ermeni'yiz", sözünü ise alkışlıyorlar.
Ayrıca devletin üst düzeyinde görev alan siyasiler de, "TÜRK" sözünden müştekidir. Nitekim Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL," "Ne mutlu Türk'üm diyene" sözünü her yere yazıp ilkelleştik" diyerek, Bülent ARINÇ "Şartlar yeni oluştu, Cumhuriyet dışında her şey değişebilir" Burhan KUZU "Değişmez maddelerin yorumu rahatsız edici. Neden değişemesin? gibi sözleri ile "TÜRK" sözcüğünden, rahatsız olduklarını gösterdiler.
Hülasa AKP' de, yetkili bazı kişiler, yıllardır yeni bir anayasa hazırlayacaklarını ve 1982 Anayasası'nın başlangıç bölümünde bulunan 4. madde ile "değiştirilmesi bile teklif edilemez" hükmü olan ilk 3 maddenin değiştirileceğini söylüyor. Dağ ve tepe yamaçlarından, mahyalardan silinmeye başlanan, "Türk" ve "Atatürk" adını, Anayasa'dan da çıkaracaklarını da her vesile gündeme getiriyorlar. Nitekim Ak partili Ayşenur BAÇEKAPILI "Anayasadaki Türklük tanımını kaldıracağız, demokratikleşeceğiz" dedi.
Eleştiri sahiplerinin mantığı, "Türk" tabirine olan sığ bir bakışın ürünüdür. Zira, "Türk" tabiri, genel ve bilinen anlamının yanında, Türkiye topraklarına has bir anlam derinliği de kazanmıştır. Doğrudur. "Türk", bir ırkın ve etnik grubun adıdır. Ancak "Türk", Türkiye Cumhuriyeti Devleti topraklarıyla sınırlı olarak sosyolojik bir kimliği ifade ettiği gibi hukukî bir kimliğe de karşılık gelmektedir.
Ayrıca milliyetçilik, modern toplumların tarihi gelişmesinin bir ürünüdür. Mantık, sağduyuya, adalete, sosyolojik ve psikolojik esaslara dayanır. Kan tahlili ile uğraşmaz. Kafataslarının şekli ile de uğraşmaz.
Elbette Türk sözüne ve Türk milliyetçiliğine, karşı çıkan kesimler, her fırsatı, kargaşayı, gelişmeyi ve zemini değerlendirecekler, kin ve nefret kusacaklardır. Bu doğaldır. Nitekim Hrank Dink' le ilgili gösterilerde, bu net bir şekilde görüldü.
Türk İnsanını kahreden, Ümraniye Davası nedeniyle, bazı çevrelerce, "Ulusalcı", "Atatürkçü" ve Milliyetçi" kişi/kişileri, suçlu gibi gösterme gayret ve çabaları yanında Türklük" tanımı yerine, "Türk milleti", "Cumhuriyet" yerine de "Türkiye Cumhuriyeti Devleti" tanımının getirilmek istenmesidir.
Milliyetçiliği suçlamak için, her fırsatı değerlendiren bazı Kişi/kişiler, aslında Türk milletine duyduğu düşmanca duygularını ve düşüncelerini ifade etmektedir. Oysa Türkiye'yi, etnik kimliklere bölmek isteyen siyasetin önünü açan zihniyetin kendisi, "IRKÇI" ve "KAFATASCIDIR".
Ayrıca Türk milliyetçiliği, emperyalizme, ümmetçiliğe ve enternasyonalizme karşı bir isyan ve bir reaksiyon olarak doğmuştur. Türk milliyetçiliği, siyasetçilerin, düşündüğü gibi ırkçı ve Turancı da değildir. Nitekim Atatürk, " Bizim milliyetçiliğimiz medeni beşeriyet içinde onun esaslı bir unsur olarak insanlığın ilâ ve tealisine(yükseltme ve yüceltme ) ve bütün dünyayı, mesut ve müreffeh yaşamağa matuf(yönelik) bir milliyetçiliktir" demiştir.
Diğer yandan Türk milliyetçiliği, ümmetçilik, ırkçılık, kozmopolitim, mukaddesatçılık, şovenizm, totaliter milliyetçilik ve komünizm gibi, akımlara karşıdır. Bu akımlarla da, Türk milliyetçiliğini bağdaşmaz. Çünkü Türk milliyetçiliği, her şeyden önce insan şahsiyetine ve hürriyetine değer verir.
Bazı çevreler, "Milliyetçiliğin," özellikle de " ULUSAL" kavramın, Türk Milleti için, ya ne ifade ettiğini ve önemini bilmiyor, ya da kafasında düşündüğü, oluşumlara, zemin hazırlamak için, anlamazlıktan geliyor. Hülasa Türkiye' de, bazı çevrelerce,"TÜRKLÜK" ve "MİLLİYETÇİLİK" suç değilse bile büyük "ayıp" gibi görülüyor. Oysa ABD'de, "milliyetçiliğin önemi azalıyor" diye feryat ediliyor. Güçlendirilmesi için, dizi dizi kitaplar yayınlanıyor. Ciddi çalışmalar yapılıyor.
Hülasa, dış ve iç şer odaklarınca, ABD vatandaşına, İngiliz' e, Alman'a, İsviçreli' ye, Fransız'a, Ermeni'ye, Rus'a, Sırp'a, Romen' e ve Rum'a milliyetçilik mubah ve helal; Türkler' e ise haram!