
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
TÜSİAD'IN ELEŞTİRDİĞİ KONULARDA SORUMLUĞU VAR
Yıllardır, TÜSİAD ülke sorunları üzerinde, hep fikir beyan etti. Ancak elini taşın altına koymadığı gibi, sorunların çözümü için de, ne strateji belirledi, nede proje üretti. Hatta çıkarları söz konusu olduğu zaman, ülke yararına da olsa, siyasi iktidarların almış oldukları kararlara, sürekli karşı çıktı.
Nitekim Eskişehir'de, TÜRKONFED 11. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi'nde konuşan TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, "İktidar partisi, ekonomiyi bir an önce ajandanın en üstüne yazmak zorundadır. Oysa maalesef burada bir rehavet, atalet içindeyiz diye düşünüyorum, Türkiye, yeniden bir inişe geçiyor. 2007 yılındaki rakamlara göre 55 ülke arasında 48. durumdayız" diyerek, ülke içinde yaşanan dengesizliklerin giderilmesi, yapısal reformların yapılarak ve yere sağlam basılması ve bir sonraki döneme hazırlanılması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin, geçen dönemde ortalama yüzde 7.5 büyüme oranlarına ulaştığını ve 1.5 milyon kişiye istihdam sağladığını kaydeden TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, "Borç stokumuz gözle görülür nitelikte bir rasyoya geldi.
Ancak, işsizlik, yıllardır yapısal bir meselemiz olan yurtiçi tasarruf, bölgelerarası eşitsizlik ve farklılık, teknoloji ve inevasyonun yaygın kullanılamaması kayıt dışı ekonomi gibi sorunlar, halen önümüzde durmakta. Ve bunlar da aslında Türkiye'nin küresel rekabet gücünü çok negatif etkilemektedir." Diyerek gerçekleri ortaya koydu ama bu alanda iktidarın, ne yapması gerektiğini de söylemedi.
Doğrudur. Türkiye de işsizlik arttı. Nitekim Bakan Sayın Başeskioğlu' nun açılamalarına göre, 2000'de yüzde 6.5 olan işsizlik oranı, 2001'de yüzde 8.5, 2002'de yüzde 10.3, 2003'te yüzde 10.5'e çıktı. 2004 ve 2005'teki işsizlik oranı yüzde 10.3 olarak görüldü.
Peki, bu tabloda, TÜSİAD' ın hiç mi sorumluluğu yok?
Ayrıca İstihdamın, ekonomik politikaların merkezine konulmasında, insan kaynakları yatırımına ve aktif işgücü piyasası politikalarının, etkin olarak uygulanmasında, TÜSİAD' a görev düşmüyor mu?
Düşüyor ama TÜSİAD, yıllardır Türk ekonomisi ve yatırımlar üzerinde değil de, işçi, memur, emekli, dul ve yetimlerle ilgili raporlar hazırdı ve hükümetlere de uygulattı. Nitekim TÜSİAD' ın 1997 yılında açıkladığı ve Prof. Can Tuncay ile Prof. Yusuf Alper' e hazırlattığı ısmarlama, "Türkiye Sosyal Güvenlik Sisteminde Yeniden Yapılanma" isimli bir rapor, hazırlattı. Rapora göre:
* Erkekler 60, kadınlar 55 yaşında emekli olacak.
* Emeklilik maaşı, asgari ücretin yüzde 75 kadar olacak.
* Emeklilerin, çalışması yasaklanacak.
* İşçinin ödediği SSK primi miktarı, yüzden 14'ten yüze 20' ye çıkarılsın.
* İşverenin ödediği SSK pirim oranı, yüzde 19.5' dan yüzde 7.5'e düşürülsün
* Halen emekli olanlar, mevcut sağlık sigortasından yararlanmasın.
* Zorunlu tasarruf fonunda biriken 700 trilyon özel bir fona aktarılsın. Çalışanların ücretlerinde kesilen yüzde 4-8 oranındaki fon da buna ilave edilsin.
* Fonu, banka ve sigorta şirketi yöneticilerinde oluşan bir heyet yönetsin. Çalışanlar fonda söz sahibi olmasın. Devlet ve sendikalar ise sadece denetim görevi yapsın.
Raporda öngörülen, bu hedeflerin gerçekleşmesi, TÜSİAD tarafından sürekli, kalıcı ve sonuç alıcı bir şekilde takip edildi ve tamamına yakını gerçekleşti. Emekli maşaları ile ilgili hedef de Ak Parti hükümeti tarafından, bir ara gündeme getirildi ama neden bilinmez girişim, buzdolabına kondu.
Hülasa TÜSİAD, Türk ekonomisi, istihdam ve yatırım üzerinde üzerindeki önerileri, hep sözde kaldı ama çalışanlar ve emeklilerle ile ilgili önerileri, sürekli ve kalıcı olarak gündemde oldu; büyük çoğunluğu da hayata geçti.
Öte yandan Eskişehir'de düzenlenen, TÜRKONFED 11. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi'nde konuşan TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, ekonominin rekabet gücünü arttırabilmenin ve ileriye gidebilmenin yolunun yapısal dönüşümleri sağlayabilmek ve yapısal reformları gerçekleştirebilmekten geçtiğini söyledi. Ancak bunların neler olduğunu açıklamadı. Oysa TÜSİAD çalışanlar ve emeklilere gösterdiği tizliği, yapısal dönüşüm ve reformlara göstermiş olsa idi. Bugün Türkiye' de, gündeme getirdiği ekonomik sorunlar olmayacaktı.
TÜSİAD, artık gerçekleri görmeli, icraatını da sorgulamalıdır. Çünkü eleştirdikleri ekonomik tablo da, TÜSİAD' ın da sorumluğu vardır.