1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Uçtu uçtu Eskişehir uçtu!

2010 yıllarıydı sanırım.
Dönemin Eskişehir milletvekillerinden olan Murat Mercan bir televizyon programına katılmış ve;

-"Yılmaz Büyükerşen ile bir araya gelebilsek Eskişehir'i uçururuz" demişti.
Çünkü...
Mercan ile Büyükerşen başından beri anlaşamıyor, birbirlerine de laf geçirmeden duramıyorlardı.
Televizyon kanalında Mercan bunları söyleyince, bu sözlere tanık olan bir isim bize dönüp;
-"Gerçekten Murat Mercan ile Büyükerşen bir araya gelse Eskişehir'i uçururlar. Ama havaya mı uçururlar bilemiyorum. Zira, bu iki isim bir araya geldiğinde kavga kaçınılmaz olur" diye espri ile karışık güzel de bir yorum yapmıştı.
Biz de, bir hayli gülmüştük bu yoruma.
Tabii, Murat Mercan ile Büyükerşen'in bir araya gelmesi mümkün olmadı.
Ardından yapılan seçimlerde, "Eskişehir'i uçururuz" diyen Murat Mercan uçtu.
HHH
Benzeri bir temenni, Maliye Bakanı Unakıtan'ın Eskişehir Milletvekili olduğunda da dillendirildi.
-"Unakıtan ile Büyükerşen el ele verse Eskişehir uçar" denildi.
Bu da olmadı.
Tıpkı Murat Mercan gibi, Unukıtan da mahalli seçimlerin hemen sonrasında siyaset sahnesinden tam anlamıyla uçtu.
Bakanlıktan oldu, yeniden aday gösterilmedi.
HHH
Sonrasında...
Nabi Avcı'nın önce Eskişehir milletvekili, ardından Milli Eğitim bakanı olmasıyla gündeme geldi söz konusu temenni.
-"Bu defa olur. Çünkü iki isim de birbirlerini seviyor ve sayıyor" denildi.
Sahiden de iki isim ayrı partilerde olmasına rağmen birbirini sevip sayıyordu.
Sık sık "Hocalar kavga etmez konuşur" diyordu her ikisi de.
Öyle de yaptılar.
Kavga etmediler ama, oturup konuşmadılar da...
O yüzden...
Eskişehirlilerin uçma beklentisi yine boşa çıktı.
HHH
Son yapılan mahalli seçim öncesinde Büyükerşen'in seçim meydanlarında bir sözü vardı.
-"Eskişehir'de üç Belediye var. Bu Belediyelerin ikisi bizde, biri AK partide. Dolayısıyla bir kanadımız eksik. Gelin bu seçimlerde bu Belediyeyi de bize verin ve kanatlarımız tam olsun, Eskişehir'i uçuralım" demişti.
Dediği de oldu aslında.
Odunpazarı'nı n da kazanılmasıyla üç Belediyeyi CHP aldı.
Fakat.
Biz hala Eskişehir'in uçmasını bekliyoruz...
.....

Kongreler süreci başlamış ya CHP'de
Cumhuriyet Halk Partisi'nde kongreler süreci resmen başladı.
Buna göre...
-Önce mahallelerde delegeler seçilecek.
Yani...
Üyeler, oy kullanarak mahalledeki delegelerini tespit edecek.
-Üyelerin belirlediği delegeler, ilçe kongresinde oy kullanacak.
Yani...
Delegeler oy kullanarak, ilçe başkan ve yöneticileriyle, il kongresinde oy kullanacak olan delegasyonu tespit etmiş olacak.
Yani...
-Belirlenen il delegeleri, il kongresinde hem il başkanı ve il yönetimini belirleyecek, hem de kurultayda oy kullanacak olan kurultay delegelerini belirlemiş olacak.
Böylece...
İl kongresinde belirlenen kurultay delegeleri, kurultayda oy kullanarak partinin Genel Başkanı ve en yüksek organı olan Parti Meclisi üyelerini belirleyecek.
Sonra ne mi olacak?
Hemen söyleyelim:
Mahallesindeki delegeyi, ilçesinin başkanını, şehrinin il başkanını, partisinin Genel Başkan ve en önemli organı olan parti Meclisini belirleyen CHP üyeleri, iş aday belirleme aşamasında geldiğinde aniden "sağlıksız" oluverecek.
Birileri çıkıp, delegesini, ilçe başkanını, il başkanını hatta Genel Başkanını seçen üyeye "Yapısı sağlıklı değil. O yüzden adayları belirleyemez" diyebilecek.
O nedenle...
Genel Başkanı bile seçebilen üyeye, küçücük ilçenin Belediye başkan adayını bile belirleme şansı verilmeyecek.
......

Siyaset kötü değil ki!
Siyaset; demokrasilerde insana hizmet edebilmenin en geçerli yoludur.
O nedenle, siyaset hizmet ettiği insan unsuru düşünüldüğünde kutsal bir müessesedir.
Siyaset hiçbir zaman kötü değildir.
Siyaseti kötü yapan, siyasetçilerin kötü oluşudur.
İyi siyasetçi, siyaset kurumunun da onurunu kurtarır.
Kötü siyasetçi ise, hem kendini hem de siyaset kurumunu batırır.
Siyaset'i güvenilir hale getirecek iyi siyasetçilerin yetişmesi şüphesiz eğitimle mümkün.
Bu konuda Üniversitelere büyük görev düşüyor.
Hal böyleyken...
Siyasete düzgün siyasetçi kazandırma sorumluluğu olan Üniversitelere baktığınızda durum hiç de hoş görülmüyor.
Zira...
Üniversiteler, Rektörlük ve Dekanlık seçimlerinden tutun da, öğretim üyesi almaya kadar kötü siyasetçilerin egemenliği altına girmiş durumda.
Elbette bir genelleme yapmamız çok yanlış olacaktır ama, Bilim adamı titri olan insanların siyasetçilere tabii olma durumuna düşmüş olması hiç de hoş değil.
Siyasete, iyi siyasetçi kazandırma misyonu olanların, bu misyona rağmen kötü siyasetçilerden medet umması ise, hoş olmamanın ötesinde, facianın ta kendisidir.
......

BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM

İki cüce erkek kardeş yine iki cüce kız kardeşle evlenmişler ve balayına gitmişler.
Gittikleri otelde bitişik odaları tutmuşlar.
Birinci çift
ilk gecelerinde uğraşmışlar uğraşmışlar ama balarısız olmuşlar. Keyifleri kaçmış yan odadan gelen sesleri dinlemeye başlamışlar.. birde ne duysunlar. Yârim saatte bir "haydi yallah hop hop hop" diye sesler geliyormuş...
Sabah olunca kahvaltıya inmişler. iştahsız bir şekilde
kahvaltıyı didiklerken diğer bütün gece hoplayan cüce çift gelmiş...
Hoplayan cüceler:
"Kardeş geceniz nasıl geçti???"
Bizimkiler:
"Hiic, yatıp uyuduk."
Gece hoplayanlar iç geçirmiş :
"Ah ne güzel! Biz o kadar uğraştık yatağa bile çıkamadık...."

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi