Ufkumuzdaki demokratik kent

Yaklaşan yerel seçim takvimi ile birlikte siyasal partiler kendi belediye başkan adaylarını belirlemeye başladılar. Tartışmalar ve hesaplaşmalar sonucu, adaylar birer birer ortaya çıkıyor. İsmine, makamına, sosyal konumuna güvenen bazı vatandaşlar da aday adaylığı çevreye işaretleri veriyorlar. Hem partilerin hem de seçmenlerin yerel seçimlerden farklı sonuç beklentileri var. Adaylar da bu beklentileri karşılamak üzere yaklaşımlarını ortaya koymaya başladılar.

Daha aday adaylığı döneminde bazı vaatler gündeme getirilmeye başlandı. Yine projecilik adına türlü çeşitli hizmet önerileri ile mevcut olana eleştiriler, gazete sayfalarını ve tanıtım broşürlerini işgal etmekte… Belediyecilik tarz ve yaklaşımı konusunda yeni bir açılım getirene henüz rastlamadım. Önümüzdeki günlerde yeni açılım ve vizyon önerileri olup olmayacağını göreceğiz.

Ne yerel seçim sürecini ne de belediyeciliği bir proje ya da bir hizmet yarışı olarak görmüyorum. Benim için yerel yöneticilik öncelikle bir siyaset tarzı ve vizyon konusudur. Bu nedenle fiziksel projelerden daha fazla, kenti değiştirip dönüştürecek olan akla ve gelecek tasarımı anlayışına önem vermenin değerine inanıyorum.

Kent yöneticiliğini öncelikle toplum kalkınması ve kent ölçeğinde katılımcılık olarak almak zorundayız. Toplum kalkınması denildiğinde; sadece ekonomik veya sosyal yükselişi anlamamak lazım… Hiç kuşkusuz sosyal ilerleme, ekonomik ve toplumsal gelişmeyi içerecektir. Ama daha önemlisi fikren ve zihnen bireylerin, toplulukların ve toplumun gelişimidir. Gerekli fikri dönüşümü ve ilerlemeyi sağlamış topluluklar, toplumun ihtiyacı olan ekonomik ve sosyal projeleri de üretip geliştirebilecektir.

Hiç kuşkusuz; toplum kalkınması, o toplumu oluşturan bireylerin hepsini ilgilendirir. O bireyler ki; çok değişik tercihlere, beğenilere ve ihtiyaçlara sahiptirler. Bu nedenle toplum kalkınması sürecinin katılımcı olması gerekir. Dolayısıyla yerel yöneticiler; karar, yönetim ve denetleme süreçlerine halkın katılımını sağlamak zorundadırlar. Katılımcı ve çoğulcu demokrasi söyleminin günümüzde tüm dünyadaki yükselişinin arkasında bu gerçek var.

Bir noktayı daha vurgulamak isterim. Toplum kalkınması fikri, 1960’lı yıllarda oldukça popülerdi. Bugün o yıllardaki anlamında farklılaşmış bir içerik taşıyor. Toplum kalkınmasını 1960’lardaki gibi anlamıyor olmamız, bireyselliğin bu denli öne çıktığı bir çağda toplumsallığı ihmal etmemizi gerektirmez. Bu çerçevede bir yandan bireyin hak ve özgürlüklerini savunur ve gelişmesi için çalışmalar yaparken, toplumsal olana da aynı biçimde anlam ve değer yükleyebilmeliyiz.

Sivil toplum alanında yaygın bir hastalık var. Bu sorun; mahalle, yöre ve köy derneklerinin, sivil toplum değeri olarak yeterince dikkate alınmamasıdır. Nedense; bu örgütlerin, toplumun birlik ve dayanışma ihtiyaçlarının ciddi bir bölümünü karşıladığı unutulur. Hâlbuki bu kuruluşlar, uygun biçimde teşvik edilebilirse aynı zamanda yerel kalkınma için çok uygun araçlar olarak görev yapabilirler.

Sivil toplum geleneği yeterince gelişmiş ve yaygınlaşmış olmayan toplumumuzda yerel ve yöresel derneklerin kentin gelişimine yeterince katkı koyamamaları olağan bir durumdur. Bugüne kadar onları ciddiye alan ve kentsel gelişim ile toplum kalkınmasına yönlendiren bir yönetici vizyon oluşmamış. Uygun bir vizyona oturmuş çabalar, –teknik olarak kültür veya etnisite ya da yöre (primordial) kökenli kuruluşlar adı verilen– bu tür dernek, vakıf ve toplulukları kentsel değişim ve dönüşümün önemli bir parçası haline getirebilir.

Bugüne kadar bazen lokal olarak hizmet veren, ama genelde siyasetçiler tarafından oy deposu olarak görülen köy, mahalle ve yöre derneklerinin iyi seçilmiş projelerde yer almasını sağlamak önümüzde bir görev olarak duruyor. Böyle bir çaba kentte demokrasinin gelişimine de olumlu katkılar yapacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi