4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ULU ÇINARI KAYBETTİK

Eskişehir'de, gerek tecrübesi, bilgisi, gerekse yaşı itibariyle, belirli bir alanda sözü dinlenen, alanında otorite durumunda olan, yaklaşım ve çözüm önerilerine değer verilen, sayılıp, sevilen, "uzman" ya da "duayen" kavramından farklı olarak içinde " KAMİL İNSAN" kavramını da barındıran İNSANLAR, alanında, sevile ve her zaman ihtiyaç duyulan kişi/kişiler oldu.
Ayrıca işinin ehli olmak, sadece deneyim ve bilgi sahibi olmak demek değildir. İşinin ehli, her şeyi bilen, kendisi çözen kişi hiç değildir. Tam tersine, bildiğini çok iyi bilen, iyi gözlem yapan, her zaman güven ve ihtiyaç duyulan kişidir.
Diğer yandan kolektif tasarımlar, toplum halinde yaşayan bireylerin, karşılıklı etki ve tepki münasebetlerinde doğan, ayrı bir topluluk şuurudur. Bireyler, bu kolektif duyguların ve düşüncelerin etkisi altında kendinden geçer. Coşkun hareketler yapar. Bunu bazen milli ruh, içtimâi şuur, maşeri vicdan terimleriyle ifade ederiz. Bu unsurlar ve iyi niyetli alışkanlıklar ve işlenen hayırlar, arzuların gerçekleşmesine, malın bereketlenmesine, şeref ve yüceliğe, eriştirir. Duayen olmak da kolay değil. İnsan zengin, makam sahibi ve işadamı olabilir ama AKİL ADAM olamaz.
Akıl insanlarımız, komşusu açken tok yatmazlar. Sosyal adalet ve dayanışmanın, önemine inanırlar. Kazançlarını ve kazanımlarını, toplumla paylaşmaktan da büyük zevk ve haz alırlar. Bu tavırları ile de alanlarında eğitimini yaparlar. Duayen ve akil insan olmak aynı zamanda, ahlakın, temeli vicdandır. Vicdan ise akil adam olma, manevi bir duygu ve içgüdüdür.
Ayrıca asırlar boyu, bu topraklar üzerinde yaşayan insanlar, zengini, fakiri, kentlisi, köylüsü, kültürlüsü, kültürsüzü, görgülüsü, görgüsüzü yaşamıştır. Bunlar ölümlerinden sonra, zamanla unutulmuşlardır. Ancak "AKİL ADAMLAR" anılıp, bu özelliğinden dolayı hep ön planda olmuştur. Pek çoğu da isimsiz kahraman olarak kalmış veya eserleri yaşadıkça, onlarda dünyada hep var olmuşlardı
Bu insanlarımız, bildikleri yoldan ve doğrulardan hiç şaşmadılar. Gösterişe kaçmadan da, hizmet etmeye ve eserler bırakmaya devam ettiler. Meçhul kahramanlar olarak da,Türk toplumundaki yerini aldılar.Türk insanının gönlünde hep yaşadılar. Eserleri var oldukça da yaşayacaklar.
Meçhul kahramanlar, kim olduğunu ve nereden geldiğini hiç akıllarından çıkarmazlar. Geçmişinin, en kıymetli hazine olduğunu da, hep hatırladılar ve hatırlattılar. Verdikleri her sözü tuttular, Hayatta, en önemli unsurun iktidar ve makam değil, itibar olduğunu da, tavır ve davranışları ve de icraatları ile gösterdiler.
Bu insanlar, ülkesini ve yaşadığı kenti sevdiler ve ona hizmet etme yolları da aradılar. Bu kişilerde biri de Saatçiler Odası'nın kurucu başkanlığını yapan ve kentte ilk saatçilik işyeri açan, Rahmetli Ahmet BOZKAYA idi. Geçen hafta, geçirdiği rahatsızlık sonucu ebediyete intikal etti.
Rahmetli BOZKAYA' yı, bir vesile tanımıştık. Dünya için ahiretini, ahiret içinde dünyasını terk etmeyen dengeli bir hayat anlayışı vardı. O'na göre hayat çok kısaydı.. Başarıya ulaşmak için, başkalarının tecrübelerinden istifade etmek gerekirdi. Bu da okuyarak, dinleyerek, görerek olur derdi.
Yine O' na göre, insanın yaşamı boyunca, işleri doğru yapıyor olması yeterli değildi; aynı zamanda, doğru ve isabetli işlerin yapılıyor olması gerekirdi. İnsan, zamanı iyi kullanmalı, kendi kedini de disipline edebilmeliydi. Hataları, tekrar etmemeli, tutarlı bir kişiliğe sahip olmalı, herkese aynı oranda saygı göstermeli, fırsatları da çok iyi değerlendirmeliydi.
Rahmetli Ahmet BOZKAYA, "AHİ" ahlakine sahipti. Özellikle de Ahiliğin açık ve içe ait olan, altı emir olan, cömertlik, tevazu, kerem, merhamet ve bağışlama, bencil olmama, realizmi hep ön planda tuttu. Doğruluktan ayrılmadı. Alanın da en donanımlı, en deneyimli, örnek bir insandı.
Rahmetli Ahmet BOZKAYA ile sohbet etmek, insana büyük haz verirdi. Çünkü düşünceleri, fikirleri ve konuşmaları, sade, duru, pak ve moral vericiydi. Faktörler, ne kadar değişse de, değişen koşullara uyabilen, ancak bildiği tavizlerden de asla taviz vermeyen, bir yapıya sahipti.
Rahmetli BOZKAYA, ebediyete intikal etti. Ancak saatçilik alanındaki vizyonu bu alandaki eserleri ve sohbetlerdeki, söylem, düşünce ve fikirleri, dinamik ve risk alan tavrı, kararlı tutumu ile hep hatırlanacak, genç nesle de örnek olacaktır.
Ruhu Şad, mekânı Cennet olsun...

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi