1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Umarız yeni açılacak Oteller Çiğköfteci işine dönmez...


Bir dönem Telefonculuk modaydı.
İki adımda bir Telefoncu dükkânları açılmaya başlandı şehir merkezinde.
Doğrusunu söylemek gerekirse en çok çalışan işyerleri de o telefoncu dükkânlarıydı.
İkinci el telefon alıp satıyorlar, bunun yanı sıra yeni telefon ve kontör satışı yapıyorlardı.
Bir süre sonra pek çoğu kapatmak durumunda kaldı.
***
Son yıllarda Çiğköfte dükkânları açılmaya başladı peşi sıra.
Hemen her cadde üzerinde 50 metre arayla çiğköfte dükkânları dizildi.
Yine doğrusunu söylemek gerekirse en çok çalışan işyerleri o açılan çiğköfte dükkânlarıydı.
Müşteriden geçilmiyordu her biri.
Bugün neredeyse yarısı yok.
Zira, sayılarının fazla olmasından kaynaklanan rekabete direnemeyip kapandılar.
***
Hatırlayanlar bilecektir, bunların öncesinde de Tavuk ve Et döner dükkânları vardı adım başı.
Müşteri kaynardı her birinde.
Onun sonrasında da Tantuniciler.
Paraya para demezlerdi.
Çoğu kapatmak durumunda kaldı.
Tıpkı Telefoncu ve Çiğköfteciler gibi.
***
Bu şehirde yapılıp da tutan bir iş olunca, ertesi gün aynı işi yüzlerce kişi yapmaya başlıyor.
Sayı çoğaldıkça müşteri bölünüyor ve bölünen müşteri hepsinin batmasına neden oluyor.
Anlayacağınız...
Her dönem bir iş tavan yapıyor.
Tavan yapan işi herkes yapmaya başladığında ve müşterinin de artık o işe olan ihtiyacı son bulduğunda, birbiri ardına açılan işyerlerinin de kapanmaktan başka çaresi kalmıyor.

ŞİMDİ DE OTELLER MODA ESKİŞEHİR'DE

Eskişehir'de son yıllarda bir Otel furyası aldı başını gidiyor.
Mevcutlar bir yana, Odunpazarı bölgesinde, Atatürk Bulvarı üzerinde yapımı tamamlanmak üzere olan Otel ile Bademlikte ki yapımı neredeyse tamamlanan otel bugün yarın açılacak.
Gelelim Tepebaşı bölgesine.
Yapımı devam eden ve bitmesine az bir süre kalan ve açılışı yapılacak olan en az 3-4 Otel var.
Bunun yanı sıra...
Adalar'da mevcut Otellerin yanı sıra, yeni Otel projelerinin hayata geçeceğinden söz ediliyor.
Sonuç olarak...
Yakın bir gelecekte Eskişehir'in var olan Otellerine en az 10'a yakın yeni Otel hizmete girerek eklenmiş olacak.
Dahası...
Yeni açılacak bu otellerin yarısını da en az 5 ve 4 yıldızlı ve marka isimli oteller oluşturacak.
Otel sayısı artacak artmasına da, Eskişehir'in var olan kapasitesi, faaliyete geçecek olan bu Otellerin müşteri ihtiyacını karşılayabilecek mi?
İşte: cevabı merak edilen önemli soru bu.
Karşılarsa elbette mesele yok.
Hepsi para kazanır ve aralarındaki rekabet hizmet kalitesini de arttırır.
Hatta.
Eskişehir'in sosyal hayatı da bu sayede büyük bir değişime uğrar.
Korkumuz ve endişemiz, Eskişehir'in açılacak yeni Otellerin ihtiyacını karşılayamayacağından kaynaklanıyor.
Yani...
Otel işinin Çiğköfte ve Cep telefoncu furyası gibi parlayıp, sönmesinden endişe ediyoruz.
Umarız olmaz...
Umarız: Yeni açılacak olan Otellerin doluluk oranı ve para kazanması, Eskişehir'e daha da yeni yatırımları beraberinde getirir.
Umarız...
--------------------------------
Salih Koca Kazım Kurt'a "Ne gerekiyorsa yaparız demişti...
-TOKİ'nin Eskişehir'de yaptığı işlerin hemen hepsi defolu.
-Eskişehir'deki projelerin tümünde yapılan sözleşmeler vatandaşın aleyhine maddeleri içeriyor.
-Eğer Belediye Başkanı seçilirsem TOKİ ile asla çalışmayı düşünmüyorum.
-Devam eden projelerle ilgili olarak da TOKİ ile masaya oturmayı ve sözleşmede vatandaşın aleyhine olup, onlar mağdur eden maddelerin kaldırılması için girişimde bulunacağım.
-Vatandaş TOKİ projelerindeki uygulamalardan hem mağdur hem de yakınıyor. Eğer TOKİ, sözleşmedeki vatandaşın aleyhine olan maddeleri kaldırmazsa Karapınar projesinin ikinci etabına hiç başlamak niyetinde değilim.
Bu sözler seçim öncesi katıldığımız canlı yayında Kazım Kurt tarafından söylenmişti.
Sonhaber gazetesinden Esra Yücel ile yaptığı röportajda da konu ile ilgili benzeri sözler söylemiş Kazım Kurt.
Böylece, seçim öncesi TOKİ ile ilgili düşüncelerinin Belediye Başkanı seçildikten sonra da değişmediğini ortaya koymuş.
TOKİ'nin Eskişehir'de gerçekleştirdiği Kentpark dışındaki tüm projelerde yaşanan sıkıntılara ve mağduriyetlere baktığınızda Kazım Kurt'un TOKİ projeleriyle ilgili düşüncesi ve bu sözleri söylemesi, kendisini son derece haklı kılıyor.
Kaldı ki, Kazım Kurt hem mesleğini yaparken hem de Milletvekilliği yaptığı süre içinde verdiği soru önergeleriyle TOKİ nin yakasından düşmeyen, TOKİ'ye defalarca dava açıp ve açtığı davaların da tamamını kazanmış bir isim.
Yine seçim öncesine dönecek olursak:
Kazım Kurt televizyonda TOKİ ile ilgili bu sözleri söylediği sırada AK Parti Eskişehir Milletvekili Salih Koca bir mesajla programa müdahil olmuş, Kazım Kurt da kendisine bir çağrıda bulunarak:
-"Salih bey seçimden hemen sonra aracılık etsin. TOKİ ile masaya oturup vatandaşın aleyhine olan sözleşme maddelerini kaldıralım. Vatandaşın TOKİ sözleşmelerinden doğan zararı ve mağduriyetini sona erdirelim" teklifinde bulunmuştu.
Salih Koca ise attığı bir başka mesajla, Kazım Kurt'un seçilemeyeceğini ve Milletvekilliğine geri dönüş yapacağını ima edip "Bu konuyu Kazım bey ile birlikte Mecliste takip ederiz" yanıtını verdikten sonra "Gereken ne ise yapılır" diye son noktayı koymuştu.
Doğrusu merak ettik...
Kazım kurt'un TOKİ ile ilgili düşünceleri değişmediğine ve ortada bir mağduriyet olduğuna göre...
TOKİ ile ilgili meselede Salih Koca gerekeni yapmayı düşünür mü?
Ne de olsa canlı yayında, telefon mesajıyla da olsa verilen bir söz var...
--------------------------------
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Birkaç yüzyıl önce Papa bütün Yahudilerin Roma''yı terk etmeleri gerektiğine karar verir. Doğal olarak Yahudi toplumundan büyük bir tepki gelir. Bunun üzerine, Papa ile Yahudi toplumundan önde gelen birisiyle karşılıklı
dini bir müzakere yapmalarını önerir.
Yahudiler kazanırsa kalacaklar, Papa kazanırsa gidecekler. Yahudiler çaresiz kabul eder ve temsilci olarak Moiz''i seçerler. Ancak Moiz''in Papa ile aynı dili konuşamaması nedeniyle müzakere de konuşmak yerine sadece işaret dilinin kullanılmasını teklif ederler.
Papa kabul eder. Müzakere günü geldiğinde iki taraf karşılıklı yerlerini alırlar ve karşılıklı olarak bir süre bakıştıktan sonra Papa elini kaldırarak üç parmağını gösterir.
Buna karşılık Moiz tek parmağını kaldırır.
Papa parmaklarını sallayarak başının etrafında çevirir.
Moiz ise parmağıyla yeri işaret ederek oturduğu yeri gösterir.
Papa yanındaki çantadan bir parça ekmek ve şarap çıkartınca Moiz de bir elma çıkartır.
Bunun üzerine Papa ayağa kalkarak: "Ben pes ediyorum, Yahudiler kalabilirler" der.
Müzakere sonrasında Papa''nın etrafına toplanan kardinaller Papa''ya ne olduğunu sorduklarında Papa;
- Ben önce 3 parmağımı gösterip Kutsal Üçlüyü işaret ettim. Buna karşılık o bana tek parmağını gösterip her iki dinin de tek tanrıyı tanıdığını söyledi. Ben parmaklarımı sallayıp başımın etrafında çevirerek tanrının bizim
etrafımızda olduğunu gösterdiğimde o da oturduğu yeri işaret ederek tanrının onların durduğu yerde de olduğunu işaret etti. Ben kutsal ekmek ve şarap çıkartıp tanrının bizim günahlarımızı bağışladığını göstermek istediğim zaman da hemen bir elma çıkartıp bana ilk günahı hatırlattı. Herifin her şeye bir cevabı var. Ne yapabilirdim ki?
Aynı sırada Yahudi cemaati de Moiz''in etrafını sarmış ona nasıl başardığını soruyorlardı. Moiz:
- Önce bana 3 parmağını gösterip 3 gün içinde burayı terk etmemizi istedi. Ben de ona bir tekimizin bile ayrılmayacağımızı söyledim. Sonra bütün şehrin Yahudilerden temizleneceğini söyledi. Ben de, hiç bir yere gitmeyip
olduğumuz yerde kalacağımızı söyledim.
- Sonra ne oldu? diye kalabalık heyecanla sordu.
- Valla, sonrasını ben de pek anlamadım. Adam biraz hiddetlendi ve öğle yemeğini çıkarttı. Bunun üzerine ben de benimkini çıkarttım. Hepsi bu!...

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi