
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK
UMUDUN PEŞİNDEN GİTMEK
Yayınlanma:
Bu sezon direnişin heykeli yapılacaksa, rengi Siyah-Kırmızı olmalı.
Altına da "Eskişehirspor aşkı yeri geldiğinde yenilgiyi de göze almaktır" yazılmalı.
17 saatlik yolu aşarak tribünde yerini alan ve televizyonlarının başında yer alarak dualarını esirgemeyen taraftar ile sahada ki futbolcuların bir başlarına verdikleri onurlu mücadelenin bir adı var çünkü.
Çünkü bu sezon ligde kalmak şampiyonluktan bile değerli...
***
Sivas'ta olduğu gibi Rize'de de Eskişehirspor için aslında seçenek tekti. "Kazanmak!"
Ama kazanmayı gerektiren gerçekler sahaya tam anlamıyla yansıtılmadı.
Penaltı golüyle öne geçen Kırmızı Şimşeklerin kronik ve psikolojik hastalığı çıktı ortaya. Skoru koruma içgüdüsüyle yine gereğinden fazla geriye yaslanıldı. Ev sahibinin sağlı solu atakları karşısında tam bunalıyorduk ki; Rize'nin şovu çok seven hocası Hikmet Karaman yetişti imdadımıza. Eskişehirsporlu oyuncuların nefes almasını sağlarken, kendi takımının adeta el freni oldu.
Görünen o ki, bu takımın kimyası mücadele gücüne dayalı.
Ve fiziksel anlamda da sorun yaşanmıyor.
Ancak bizler şunu biliyoruz ki; oyuncuların heybeden yiyip yemediği de önümüzde ki haftalarda gizli şekilde bekliyor.
***
Rize de kalite anlamında yine fazla bir şeyler vermeyen bir takım izlesek de Eskişehirsporlu oyuncuların mücadele anlamında gösterdiği tavır, gelecek ilgili umutlarımızı sulamamızı sağladı.
Rize de en çok bizleri üzen. Onca baskı ve tehlikeye göğüs geren Kırmızı Siyahlı oyuncuların kornerde çok basit şekilde yedikleri goldü.
Teknik Direktör Samet Aybaba oyuncu değişikliklerinde doğruları yaptı.
Nadir ve Engin oyundan alış zamanlamaları ders niteliğindeydi. Çünkü ikisi de "hiçbir şeydi!"
Figueras ve Kaan ilk yarıda savunmada ki kritik müdahaleleriyle öne çıkan isimler oldular. Boffen yine üzerine düşeni yaptı. Dossa Junior maç eksikliğine rağmen fena durmadı. Alparslan ve Kıvanç gizli kahramanlardı. Meye'nin kaleye sırtı dönük oynaması O'nun yeteneklerine ket vurulmasının ilk nedeniydi. Bu oyuncu rakip savunmayla boğuşurken, enerjisini resmen boşa harcadı. Emre Güral ile yer değiştirmesi daha faydalı olabilir miydi sorusu aklımıza gelmedi değil!
***
Şunu çok iyi anladım ki; Eskişehirsporlu oyuncular kendi gerçeklerine teslim olmayı seçmiş! Ama rakiplerine teslim olmayı asla!
İşte bu yüzden eminim ki, Antalya maçında sahada dövüşen bir takım göreceğiz.
Sezonun ilk yarısında yenilgiyle sevişen takıma inat!
***
Aslında artık masal bitti ve şimdi gerçekler başlıyor.
Eskişehirspor bu zamana kadar kaderini bekleyen takımdı.
Şimdi rakiplerinin üzerine giderek kendi kaderini yazacak ekip olacak.
Sıkıntılar olabilir mi?
Tabiî ki evet...
Kaybetmekten korkanlar asla kazanamazlar.
Ve hepimizin gelecekle ilgili hayal kurmasının birinci nedeni Antalya maçında ki ortayua koyulacak oyun ve alınacak skor olacak.
İşte şimdi bizlere de bu oyuncu grubunun gönülden mücadelesine bakıp, umudun altını çizmek düşer.
Ve sonuna kadar direnmeye devam edenlere el vermek...
Umarım şuan ufak da olsa gözüken tünelin sonunda ki o ışığa hep birlikte ulaşırız...