
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
UYUŞTURUCU ZEHİRDİR
Vali Sayın Güngör Azim Tuna, Emniyet Müdürlüğü Brifing Salonu'nda, 'Uyuşturucu ile mücadele' konulu basın toplantısında, dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Eskişehir'de son 6 ay içerisinde, ele geçirilen uyuşturucu maddelerle, 45 bin kişinin zehirlenmekten kurtarıldığı açıkladı.
Son yıllarda, uyuşturucu suçlarıyla ilgili, yeni adımlar atılıyor. Buna göre, artık uyuşturucu kullananlar da hapse girecek. Bunun için, 1 ile iki yıl olan ve denetimli serbestliğin önünü açan ceza iki kat artırıldı. Uyuşturucu satanlar, 8 yıldan, 15 yıla kadar hapisle yargılanacak.Uyuşturucu kullananlar veya satanlar için verilen cezaların artırılması, caydırıcı olur mu bilinmez ama uyuşturucu, çocuk ve gençlerimiz için, tam bir felakettir.
Açıklamada, Eskişehir'de son 6 ayda 23 bin 280 adet ecstacy hap, 7 kilo 43 gram sentetik (bonzai) madde, 12.95 gram eroin ve 151 adet captagon hap ele geçirildi. Yapılan operasyonlarda uyuşturucu maddelerin, ele geçirildiği mekanlardaki aramalarda karınca, fare zehri gibi, böcek ilaçları ve haşere zehirleri görülmüş ve bunların uyuşturucu madde imalatında kullanıldığı tespit edilmiştir.
Elbette uyuşturucu ile mücadelede, yasalarda verilecek cezalar caydırıcı olur ama uyuşturucu ile mücadele aile, okul, kişi/kişiler ve kurum/kuruluşlara, önemli görevler düşmektedir. Ancak bu alanda başarılı olunmak isteniyorsa, toplumda tüm kesimler, sorumluk almak zorundadır. Çünkü alkol/madde bağımlılığı, insanımızın ve ülkemizin başına gelebilecek en büyük felaketlerden, beklide en önemlisidir.
Ülkemizde, madde bağımlılığı içerisine girmiş insanlar, uyuşturucudan kurtulmak için bir fırsat yaratmakta çoğu zaman zorlanırlar. Bunun en büyük nedeni ise genellikle nereye ve nasıl başvurabileceklerini bilmemeleridir. Herhangi bir sağlık kuruluşuna tedavi amaçlı başvurmaya, ya da yetkililerden yardım istemeye, kanunla ters düşüp cezalandırılma korkusuyla çekinmektedirler. Oysa ki Türk Ceza Kanunu'nda, bu konuyla ilgili olarak Etkin Pişmanlık başlığı altında, gerekli düzenlemeler mevcuttur
Türk Ceza Kanunu'nun 192. Maddesi gereği, Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmî makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı, maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz
Ayrıca kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, resmî makamlar tarafından haber alınmadan önce, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini, merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükm olunmaz.
Öte yandan bu suçlar, haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına, hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre, dörtte birden yarısına kadarı indirilir.
Diğer yandan yasaya göre, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce, resmî makamlara başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz.
Diğer yandan, alkol ve uyuşturucu kullanımında, işsizlik, iletişim eksikliği, geçimsizlik, uyumsuzluk, çocuk ve gençlere yeteri kadar değer vermeme, aile ve okul ortamı, gözetim ve ikaz eksikliği, geçimsizliği, boşanmalar, Çocuk ve gençlerin çevresindeki insanların alkol ve uyuşturucu kullanması, en önemli etkenlerdir
Alkol ve uyuşturucu ile mücadelede, en etken unsur ise "EĞİTİM" dir. Bu alanda, aile, okul, toplum ve medyaya, önemli görevler düşmektedir. Çünkü toplumdaki uyuşturucu ve alkolle ilgili olumlu veya olumsuz her gelişme, bir "EĞİTİM" dir. Kişi/kişiler ve kurum/kuruluşlar, özellikle aileler, bunun bilincinde olmalıdır
Öte yandan alkol ve uyuşturucu ile ilgili temel kararlar, "ORTAK AKIL" olarak adlandırdığımız kavram ekseninde, ilgili kesimlerle mutabakat ve kişi/kişiler ve kurum/kuruluşlarla da, uyum ve işbirliği içinde alınmalıdır. Hiç şüphesiz, her alanda olduğu gibi, uyuşturucu ile mücadelede sosyal, kültürel, kurumsal, ailesel ve dini değerler, en etkin unsurladır. Ancak bu değerlerin, mutlaka eğitimi yapılmalı, sürekli, kalıcı ve sonuç alıcı bir şekilde de gündemde tutulmalıdır.
Sayın TUNA' nın, söylediği gibi uyuşturucu ile mücadele, güvenlik güçlerine bırakılmayacak kadar da önemli ve hayatidir. Ayrıca, uyuşturucu ile mücadelede eden kişi/kişiler ve kurum/kuruluşların, hata yapmak ve ihmal etmek gibi bir lüksü de yoktur. Çünkü söz konusu olan, insan hayatıdır.