
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK
VAKİT GELDİ!
Eskişehirspor taraftarın gözünde dün akşam sadece maçın sonucuna göre yargılanmamıştır...
Ertuğrul Sağlam'ın son dakikalarda anlayamadığı tepki, insanların içinde biriken duyguların dışa vurumudur!
Zamanlaması belki hatalıydı...
Ama anladık ki sabır taşı olsa çatlardı.
Eskişehirspor Karabük karşısında aslında galibiyete de yaklaştı.
Sahada ki futbolcu topluluğunun mücadelesi inançlıydı ama aynı futbolcuların kazanmaya inancı yoktu. Onlardan mücadele dışında kaliteli bir oyunla galibiyet beklemek de en büyük yanılgımız oldu.
Bazı doğruların sahneye konmasını beklerken, yeni yanlışları izledik.
18 kişilik kadroya alınmayan belli isimler adam kayırmacılığın kurbanıydı.
Görünürde çift santrforlu sistemde Ömer'in yine oyundan alınmaktan kurtulamadığını gördük.
Onca top ezen ve olgunlaşmaya müsait atakları yok eden Funes Mori ve Sissoko'ya tahammül etme ödülünü, Ertuğrul Sağlam skor tabelasında aldı.
Her şeye rağmen Karabük maçının skorundan çok sorgulamamız gereken daha önemli konular var.
Bu takımın bu noktalara nasıl geldiği gibi mesela...
Bakıyorum da;
Sezon başından bu yana bu takım futbol anlamında cesur mu? Hayır.
Bu takım birkaç maç dışında savaştı mı? Hayır.
Bu takım yönetimin ödemeleri yapamamasından sonra "birimiz hepimiz için" duygusunda mı? Hayır!
Peki böyle bir takımdan hayır gelir mi?
Onun cevabını da sizler verin.
Bir kez daha gördük ki, bu kadro kısa aralıklarla sahneye çıkmanın dışında, futbol anlamında Ka-li-te-siz.
Ancak Eskişehirspor'u eleştireceksek futbolcuların dışındakileri de hesaba katmak gerekiyor. Çünkü sahada mücadele edenler aslında bu işin en masumları...
Gelecek 5 yılın takımını kuruyoruz hikayesiyle Eskişehirspor'un koskoca bir yılını daha heba edenleri işaret etmek gerekiyor. Kötü olan; şehirde küme düşme korkusu artık olduğundan fazla hissediliyor.
Bu takım ecelle anlaşmayı sezon başı Mesut Hoşcan ve teknik heyetin transfer politikasıyla yaptı. Bugünlerde yönetimi eleştiren ve çok konuşan Mehmet Akman ile Mesut Hoşcan'ın halt ettiği yerde; Eskişehirspor mat oldu.
Sezon başı bazı futbolcular kişisel kaprislerle imha edildi. Necati ve Servet bu sezon alacaklarının yarısını alarak gitti. Gazete manşetlerini süsleyen bizim bal yapmayan arı olan Mori sayesinde Bienvenu dahi aranır hale geldi. Eskişehirspor garip bir enkaz havasına sokuldu. Mesut Hoşcan önce Mehmet Akman'ı icat etti, ikisi birlikte Eskişehirspor'un icabına baktılar. Sonra Akman pasivize edildi...
Ama takımda da bir şeyler bitti...
Bu sezon transferde garip bir transferler silsilesi izlendi.
Ne olduğu belirsiz adamlara ilginç paralar harcandı. Kendi çocuğumuz Gökhan Köseoğlu gibi genç oyuncular kampa bile götürülmezken, başka kulüplere peşkeş çekercesine gönderildi. Ergün Teber, Kaan Kanak, Berkay, Birol gibi isimlerden medet umuldu. Eyüp ve Sinan gibi oyuncular dahi forma şansı buldu...
Anlayacağınız gereksiz fazla alış-veriş kulübü bu noktalara getirdi.
Takımda şimdi sahipsizliğin bütün halleri mevcut...
Şampiyonluk apoletine sahip Ertuğrul Sağlam'da Hoşcan'ın karşısında dik duruş gösteremedi. Önüne ne konduysa kabul etti. Her başarısız sonuçtan sonra dün gece olduğu gibi haklı olarak 'Malzeme bu' dedi.
En kötüsü de; Hoşcan zamanında çok eleştirdiği Halil Ünal'ın bıraktığı kadro mirasını bile yedi bitirdi. Diyeceksiniz ki; borç çoktu onlarla uğraştı...
Onca oyuncu gönderildi, Tarık ve Veysel satıldı...
Hesap ortada; borç aynı takım sıfırda...
Ve saltanatın safahatı 1 buçuk senede bitti. Eskişehirspor yönetimi dün akşam itibariyle gönüllerde iflas etti. Şimdi defterleri kontrol etmenin zamanı geldi.
Sayın Mesut Hoşcan. Eskişehirspor düşerse; bütün tırlarınızı satsanız da, o borçları kapatsanız da... Bazı hesapları ödeyemezsiniz.
O yüzden atı alan Üsküdar'ı geçmeden radikal kararlar almanızın vakti geldi!