Mehter Takımından bir farkımız kalmadı. Onlar gibi iki ileri, bir geri gidiyoruz. Dikkat edin, ne zaman çok değerli bir galibiyet alsak, bir türlü arkasını getiremiyoruz. Ankara'da alınan üç puan ile tam havaya girdik derken, bu sefer de Kayserispor karşısında darma dağın olduk. Adamlar geldiler döve döve yenip gittiler. İstediğimiz kadar hakeme kızalım, istediğimiz kadar sertlikten yakınalım, sonuçta üç puanı cebine koyan Prosinecki'nin talebeleri oldu. Açıkçası iyi bir ders verdiler, umarım bizde gerekli dersi almışızdır. Aksi halde giderek sertleşen ligimizde bu yumuşak ve silik futbolla bir yere gelmemiz mümkün değil.
Bu hafta sadece bizim maçımızda değil, neredeyse bütün maçlarda tekmeler, dirsekler havada uçtu. Hakemlere bir şeyler olmuş. Kimini görmezden geldiler, kimini sarı kartla geçiştirdiler. İnanılır gibi değildi. Meslekdaşlarına acımasızca tekme ve dirsek atanlar hatta üzerine basanlar yüzünden maçlar futbolluktan çıktı, rugby maçlarına döndü. Bunun sebebi başta eyyamcı Futbol Federasyonumuz olmak üzere hakemleri yalancı yerine koyan Tahkim Kurulu ile sesini çıkaramayan MHK'dir. Hakemlerde işin kolayını bulmuşlar, ne görüyorlar, ne de duyuyorlar. Atıp uğraşmaktansa, atmayıp uğraştırıyorlar. Bizim maçta Kayseri'li Simic, Necati'ye arkadan öyle bir girdi ki, Allah korudu. Necati'nin futbol hayatı o anda bitebilirdi. Kırmızı kartlık bu harekete hakem sarı kart bile göstermedi. Kayserili futbolcuların gaddarlığı hakemden ceza almayınca, sinirlerine hâkim olamayan Diego'da gidip Simic'e arkadan dirseği yapıştırdı. Dedim ya, işin suyu çıkmış, bunu bile sarı kartla geçiştirdiler.
Anlaşılan birileri engel olmazsa maçlardaki bu sertlik devam edip gidecek. Ersun Hoca'nın oyun planlarında bunu da göz önüne alması gerekiyor. Çünkü Kayseri maçında bazı futbolcularımızdan hiç ama hiç faydalanamadık. Tekmeleri görünce tırsdılar. Bizimkilerde tekme atsın demiyorum ama böyle korkak ve pısırık da oynamasınlar. Orta sahada direncimizi arttırmak için Hürriyet'in yanına, aynı O'nun gibi savaşçı bir oyuncu daha monte etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Artık puan aslanın ağzında değil, midesine kadar indi. Kimse güzel oyun, pozitif futbol derdinde değil. Yakında en popüler sloganın "vur, kır parçala, bu maçı kazan" olduğunu duyarsak şaşırmayalım.