1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Ya koalisyon olursa?

İlk önce Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı konuştu Eskişehir'de.
Bize göre...
Seçimden başarılı çıkamamanın da vermiş olduğu psikolojiyle konuştu ve "Merak etmeyin. Eskişehir'e hizmetler bundan böyle Türk Dünyası Kültür Başkenti Vakfı aracılığıyla gelecek" dedi.
Yani...
"Eskişehir'de seçimden başarılı çıkmamamış olabiliriz. Türk Dünyası Kültür Başkenti süressini tamamlamış olabilir. Ama, elimizde kapı gibi Türk Dünyası Kültür Başkenti Vakfı var. Biz de hizmeti işte bu vakıf aracılığıyla Eskişehir'e getireceğiz" dedi.
Nabi Avcı' nın bu sözlerine tepki, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'tan geldi.
-"Hizmet, devletin kurumları ile yapılır. Vakıfların aracılığıyla değil" dedi ve Nabi Avcı'yı devlet geleneklerinin dışına çıkmakla suçladı.
Bunun üzerine üçüncü açıklama AK Partinin Odunpazarı ilçe Başkanı Volkan Doğan'dan geldi.
Kazım Kurt'a tepki gösteren Volkan Doğan, Büyükerşen'e yaranmak için Kazım Kurt'un alakasız açıklamalar yaptığını, böyle boş işlerle uğraşacağına, İstiklal Mahallesinin içinde bulunduğu kötü durumun ortadan kaldırmasını istedi.
Anlayacağınız...
AK Partili isimlerle CHP'li Kazım Kurt'un içine girdiği bir polemik var.
Görünen o ki bu polemik devam da edecek.
Merak ettiğimiz...
Olur ya!
Yarın bir gün AK Parti ile CHP bir koalisyon hükümeti kurduğunda, Eskişehir'deki bu mesele ne olacak?
Karşılıklı söylenen laflar nasıl unutulacak?
Bu gün açıkça söylenen fikirler, koalisyon gereği nasıl değişecek?
Sahi...
Eğer böyle bir koalisyon olursa, nasıl olacak?

********************************************

Doğruların götüreceği yanlışlar...

-Cumhuriyet Halk Partisi'nde hiçbir müdahale olmaksızın kongre süreci normal bir biçimde işlerse...
- Eskişehir'de bundan böyle her aday ön seçim ile belirlenirse...
- Partiye gönül vermiş insanların her şeye rağmen sahip olduğu toleranslarının tükenmemesi için çadır tiyatrosuna konu oluşturabilecek olaylardan biran önce vaz geçilirse.
Ve...

- Belediyeler CHP üzerindeki tahakküme biran önce son verip, partinin parti binasından yönetilmesinin yolunu açarsa.


İşte bu dört doğru, bu güne kadar yapılan tüm yanlışları ve yaşanan tüm saçmalıkları alır götürür.

Aksi halde...

Cumhuriyet Halk Partisi'nin bu güne kadar birbiri ardına yapmış olduğu yanlışları ortadan kaldırabilecek bir tek doğrusu yok.

Sonuç olarak:

Yanlış kapıdan girdiğinizde, kesinlikle doğru kapıdan çıkamazsınız.

Eğer CHP olası erken seçimlere yukarıda saydığımız doğrularla girmez ise, yapılacak olan seçimin kapısından da doğru bir şekilde çıkamayacaktır.

Demek ki,bu güne kadar yapılan yanlışları doğru hale getirme adına CHP'nin önünde hala bir şans var...

Bakalım bu şansı "doğru" mu kullanacak?, yoksa hiç mi kullanmayacak?

Doğru kullanırsa mesele yok...

Kullanmaz ve yanlış'ta ısrar ederse, olası bir erken seçim sonucunda hiç kimse çıkıp "Biz nerede yanlış yaptık?" falan diye suçlu aramasın.

*****************************

Kongreler süreci niçin yapılır ki?

Partiler, önce üye kayıtlarını yapıyorlar.
Üye kaydı derken, bunun çeşitli yolları var.
Ya insanlar parti binalarına kendileri gidip "Ben sizin partinize üye olmaya geldim" diyorlar...
Ya da, partili birileri, çevrelerinde ki insanları "Gel bizim partiye üye ol" diye tutup kollarından götürüyorlar.
Netice itibarıyla, bu insanlar partiye üye oluyorlar.
Kongre süreci başladığında, partiye üye olanların isimleri şöyle bir gözden geçiriliyor.
Gerçek üye olup olmadıklarına bakılıyor.
Yaşayıp yaşamadığı veya başka partide olup olmadığı gibi küçük bir araştırma içine giriliyor.
Netice itibarıyla partinin gerçek üyeleri, bir liste halinde sıralanıyor.
Sonrasında bu partinin üyeleri, üye oldukları mahalle ya da Merkez köylerinde sandık başına giderek, verdikleri oylarla delegeleri belirliyorlar.
Partinin gerçek üyeleri tarafından belirlenen delegeler ise, ilçe Başkan ve yönetimini seçiyorlar...
Aynı zamanda, ilçe kongresiyle birlikte, il Kongresi delegeleri de belirleniyor.
İl kongresi ile birlikte de, büyük kongre ya da kurultay delegeleri belirleniyor ki...
Bu delegeler de partinin Genel başkan ve Genel yönetimini verdikleri oylarla beliriliyorlar.
Sonuç itibarıyla, partide tüm belirleyici olanlar, partinin gerçek üyeleri...
Durum böyleyken...
Partiler, sıra aday belirlemeye geldiğinde ön seçim yapmayı bir türlü tercih etmiyor.
Genel başkan ve Genel merkez yöneticileri, sıra aday belirlemeye geldiğinde, delegasyonu sağlıksız ilan edip, kendi inisiyatiflerini kullanıyorlar.
Anlayacağınız...
Partinin üyesi, delegeleri seçerken iyi...
Delegeler, ilçe ve il başkan ve yöneticilerini seçerken iyi...
Büyük kongre ya da kurultay delegeleri, Genel başkan ve Genel merkez yöneticilerini seçerken iyi...
Ama aday belirlemeye sıra geldiğinde...
"Bu üye ve delegelerin yapısı sağlıklı değil"oluyor
Buna bir anlam vermek mümkün değil.
Halbuki adayı da, aynı üye ve delege seçecek...
Ama istenen bu değil...
"Ya üye ve delege Genel başkana muhalif bir adayı seçerse?" endişesi varken hiçbir genel başkanın üyesine ya da delegesine aday belirleme yetkisi vermesi mümkün değil.

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi