
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
YABANCI SERMAYE!
17.6.2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu uyarınca; uluslararası anlaşmalar ve özel kanun hükümleri tarafından aksi öngörülmedikçe; yabancı yatırımcılar tarafından, Türkiye'de doğrudan yabancı yatırım yapılması serbesttir, Yabancı yatırımcılar, yerli yatırımcılarla eşit muameleye tabidirler.
Yabancı sermaye dolaylı, ya da doğrudan girdiği ülke ekonomisi üzerinde, çeşitli etkiler yaratır. Gerek yabancı sermaye hareketleri ve gerekse yabancı sermaye yatırımları girdiği ülkenin üretim, istihdam, gelir, fiyat, dışsatım-dışalım, ödemeler dengesi, ekonomik kalkınma, ulusal gelir artışı, gelir dağılımı, teknoloji, yönetim ve organizasyon düzeyi üzerinde çok ciddi etkiler yaratır.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, bu yıl ekonomide yüzde 5'in üzerinde bir büyüme görülebileceğini, yabancı sermaye girişinin de gayrimenkul satışlarıyla beraber 15 milyar doları aşabileceğini söyledi.
Türkiye'de, yabancı sermayeli 3051 şirket veya şube kuruldu. Yabancı şirketlere, 651 yerli şirkete ortak oldu. Büyük bölümü özelleştirmeler kapsamında satın almalar, şirket evlilikleri ve gayrimenkul satışları yoluyla, Türkiye'ye gerçekleşen doğrudan yabancı sermaye girişler, 2007 yılında 21.9 milyar dolarla rekor kırdı.
Ülkemiz genelinde olduğu gibi, Eskişehir'e de bu gelişmelerden payını almalıdır. Ancak Eskişehir' deki yabancı yatırımlar, arzu edilen boyutta değildir. Ancak
Eskişehir'e, küçümsenmeyecek sayıda süper marketler geldi. Dikkat ediyoruz, Yabancı ortaklı süper marketlerde, sürekli yabancı menşeli mallar artıyor. Türk malları ise, her geçen gün azalıyor..
Son yıllarda ise, yabancı sermaye süper marketleri sevdi.
Velhasıl üreten değil, tüketen bir toplum ve kent olma yolunda hızla ilerliyoruz.
Aslında bu tür yabancı sermayenin, ülkemiz için zararlı olduğunu siyasi otorite de biliyor ama cari açığı kapatabilmek için, bu tür yabancı sermaye girişine de olumlu bakmak zorunda kalıyor.
Ülkemizde yıllardır, yabancı sermaye, vadesiz ve kısa vadeli, kredi ve portföy yatırımlar, yüksek faiz ve çarpık kur nedeniyle, ülkemizde yüksek reel gelir elde eder ve kazançlarını da dışarı çıkarıyorlar.
Türkiye'ye gelen yabancı sermaye, kesinlikle yeni bir yatırım yapmıyor. Babadan kalma veya insanımız tarafından gerçekleştirilen, fabrikaları satın alıyor. Böylece de sektörde iç pazarı ele geçirirken, insanımızın global pazarlarda kendilerine rakip olmalarını da engelliyorlar.
Bir taşla da, iki kuş vurmuş oluyorlar.
Oysa ülke için yararlı olan, "sabit sermaye yatırımı". İstenen yabancı sermaye de budur. Bu tür yabancı sermaye, insanımız için, aş ve iştir. Teknoloji getirir. Kalite ve maliyet avantajları yaratır. İhracata ciddi katkıda bulunur.
Eskişehir'e, üretime yönelik yabancı sermaye ve yatırımcı gelir mi veya gelmez mi bilinmez ama yılardır, bu alandaki söylem ve vaatler hep gündemde oldu. Ancak arzu edilen yabancı yatırım ise bir türlü gelmedi.
Elbette bunun sebep/sebepleri var. Öncelikle bu alanda Eskişehir'de, ciddi bir çalışma ve bu alanda strateji yok. Veya yabancı yatırımcının dikkatini çekecek bir gelişme veya ortam oluşmadığı gibi, Kentte yaşanan gruplaşmalardan dolayı da, bunu düşünecek zaman da yok.
Halbuki yabancı sermaye için, Eskişehir cazip bir kent olabilir. Eskişehir'de dünya standardında rezerve sahip madenler var, bunlar pek ala yabancılarla birlikte, çıkartılabilir veya sanayinin motoru haline getirilebilir.
Eskişehir'de hassas mekanik alanında da, ciddi alt yapı bilgi birikimi ve yetişmiş insan gücü var. Bu alanda da, yabancı sermaye ile birlikte makro projeler, hayata geçirilebilir. Bu görevi, TÜLOMSAŞ, TUSAŞ, Jet bakım ve Revizyon Atölyeleri ve Şeker Makine Fabrikası üstlenebilir.
Eskişehir' de, yabancı veya yerli yatırımların ivme kazanması için, bir " MASTER PLAN" şarttır. Bölge için yapılacak bir Mastır Plan, hem bölge sanayicisi için, hem de yerli veya yabancı yatırımcı için rehber olacaktır.
Eskişehir' de üretime değil, tüketime yönelik yabancı sermaye, övgü dolu sözlerle de teşvik ediliyor. Oysa kente gelen yabacı menşeli her süpermarket bu politika ve stratejilerle, sosyal, kültürel, ekonomik, en önemlisi de şehircilik açısından ciddi sorunlar getirecektir. Buna zaman içinde, tanık olacağız.