4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

YANLIŞ HESAP BAĞDAT'TAN DÖNER

Toplumda, hak deyince akan sular durur. Ayrıca doğruluk, dürüstlük, tarafsızlık, hakkaniyet yolundan hareket edilirse, kimsenin söyleyecek bir sözü, eleştirisi olmaz. Haksızlık yapılırsa da Allah yardımcı olur. Her şeyin karşılığı, muhakkak vardır.
Ayrıca mahkeme, kadıya mülk değildir. İnsan, yaşamı süresince, güçlü makamlara gelebilir. Böyle makamlara gelince, bu yetkiyi de kötüye kullanmamalı, insan kendi kararını, kendi vermeli, işini de kendi yapmalıdır. Çünkü gün gelecek, bu makamı bırakmak zorunda kalır veya yaptığı hatanın bedelini de öder ama kamuoyu vicdanında sürekli mahkûmdur.
Nitekim Ümraniye soruşturması kapsamında, 17 Nisan 2009'da tutuklanan Başkent Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Mehmet HABERAL, hakimlerin kendisini kasten tahliye etmediği gerekçesiyle açtığı davayı kazandı. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, İstanbul'da görevli Ümraniye davasında karar veren 9 hakimi, Prof. Dr. Sayın Mehmet HABERAL' a bin 500'er lira tazminat ödemeye mahkum etti.
Karara, Başbakan Sayın ERDOĞAN, " Hangi hukuka dayanarak, böyle bir adımız atıyorsunuz. Bunun ideolojiden başka bir açıklaması olamaz. " diyerek tepki gösterdi.
Peki, somut deliller olmadan, Sayın Prof. Dr. HABERAL' ı, tutuklamak, bir yılın üstünde çalışmalarını engellemek, özgürlüklerinden mahrum bırakmak, sağlığını ve onurunu ciddi bir şekilde zedelenmek, en önemlisi de hastalarını ve öğrencilerini, onun bilgisinden mahrum etmek, hangi hukuka dayanmaktadır?
Diğer yandan, Ümraniye soruşturmasının, 12. dalgasında tutuklanan, Sayın Prof. Dr. Mehmet HABERAL, Ergenekon örgütünü kurmak ve yönetmek, ayrıca Ecevit' e iş göremez raporu verip hükümetten düşürmekle suçlandı. Bugüne kadar da suçlamalarla ilgili somut tek delil ortaya konamadı. Hatta Sayın Prof. DR HABERAL, " SUÇUM NE?" diyerek, öğrenmek istiyor ama hala suçunun, ne olduğunu söyleyen makam yok.
Aslında Başkent Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Mehmet HABERAL' ı tutuklayanlar, hem adalete, hem de bilim zarar verdikleri gibi, onlarca hasta insanımızı, bilim adamını ve öğrencilerimizi de onun hizmet ve bilgisinden mahrum etmişlerdir. Bu hatanın, tıp alemine, ülke ve insanımıza verdiği zarar, maddiyatla ifade edilemeyecek, hatta telafisi mümkün olmayacak kadar da büyüktür.
Sayın Prof. DR HABERAL, ülkemizin, uluslararası alanda tanınmış başarılı bir hekim ve bilim adamı iken, bugün uğradığı haksızlık ve asılsız iftiralar neticesinde, ağır sağlık sorunlarıyla mücadele etmek zorunda bırakıldı. Üstelik hakkında maksatlı ve asılsız yayınlar yapıldı. Bu yayınları yaptıran kişi/kişiler ve kurumlar amacı nedir bilinmez ama Ebu Bekir'in de söylediği gibi "Doğruluk emanettir. Yalancılık hıyanettir."
Başkent Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Mehmet HABERAL' la ilgili yazılarımdan sonra pek çok olumlu e- mailler aldık. Bir okuyucumuzun, " ... O insanlığın tanıdığı bilim adamlarından biridir. Bilimsel çalışmalarda, bir dehadır. Bu hususta dünyadaki bilim adamları tereddütsüz birleşmektedir. Diğer bilim adamları ile mukayese edildiğinde, bariz üstünlükleri göze çarpar. Dikkat çeken tarafı ise hem bilim ve fikir, hem de hareket adamı oluşudur. " sözlerine katılmamak mümkün müdür?
Gerçekten de ülkemizde, her türlü imkânsızlığa rağmen, inandığı, fikri tatbik sahasına dökmüş, bilim adamı çok azdır. Ancak Sayın Prof. Mehmet HABERAL, bunu başarabilmiş enden insanlarımızdan biridir. Çünkü O, içinde bulunduğu şartları ve sahip olduğu imkânları değerlendirmede, engelleri ortadan kaldırmada, gösterdiği muvaffakiyet her türlü takdirin üstündedir.
Sayın Prof. Dr. Mehmet HABERAL, gerçeğin adamıdır. Nerde ne yaptı, neye karar verdi ise daima en iyisini yapmış, en hayırlısına karar vermiştir. O'ndaki vatan ve millet sevgisi, milliyetçilik, bağımsızlık aşkı da fikri yapısının ana çizgileridir. Tüm teşebbüsleri de vatan, millet ve insan sevgisine dayanmıştır.
Sayın Prof. Dr. Mehmet HABERAL, Atatürk' ün, " Fikirler zorlama ve şiddetle top ve tüfekle asla öldürülemez." ve "VATAN SEVGİSİ, ONA HİZMETLE ÖLÇÜLÜR" sözlerini, " BİLİMİ" rehber edinmiş, bildiği doğrularda asla taviz vermemiştir. İlim ve fen, kılavuzu olmuştur. Eğitim-öğretim çalışmalarını, her türlü sorunun çözümü olarak görmekle kalmamış, ulusal ve uluslararası alanda, söz sahibi olan, BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ" ni, Türk milletine kazandırmıştır.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi kararı, yalnız Sayın Prof. Dr. Mehmet HABERAL' a yapılan hatayı düzeltmemekle kalmamış, çağdaş ve ulusal hukuk kurallarını, göz ardı ederek haksız ve yersiz karar veren, insanları da mağdur eden, savcı ve yargıçlara da hukuk kurallarını hatırlatmış ve doğru yolu da göstermiştir. Hülasa gün gelir, YANLIŞ HESAP, BAĞDAT'TAN DÖNER

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi