
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Yanlış kapıdan girerseniz doğru sokağı bulamazsınız...
Çok sevdiğimiz bir sözdür bu:
-"Yanlış kapıdan girerseniz doğru sokağa çıkamazsınız"
Eskişehir'i ihya edeceği vaadiyle sunulan Türk dünyası Kültür Başkenti projesine ne yazık ki yanlış kapıdan girildi.
Ve bir türlü doğru sokağa çıkılamıyor.
Yanlış girilen kapıda çıkış aranıyor resmen.
İşin başlangıcı yanlış olduğu için de bir türlü çıkılacak doğru sokak bulunamıyor.
İçeride yapılan panik hareketleri ise işi daha da içinden çıkılmaz hale sokuyor.
FİYASKO DENİLİNCE KIZIYORLAR AMA...
Türk dünyası Kültür Başkenti projesi kapsamında son yapılan etkinlikten haberiniz var mı bilemiyoruz.
-"Türk dünyası Kültür Başkenti Müzik ve Futbol şöleni" adı altında yapıldı bu etkinlik.
Etkinliğin futbol kısmında dörtlü turnuva vardı.
Türkmenistan,Kırgızistan ve Kazakistan'ın takımları ile Eskişehirspor oynayacaktı bu turnuvada.
Nitekim karşılıklı oynadılar da...
İlk maçı 1000 kadar taraftar izledi.
Sonraki maçlarda ise tribünler bomboştu.
Kısacası...
-"Etkinlik kapsamında düzenlenen futbol turnuvasına ilgi hiç mi hiç yoktu" desek yeridir.
Gelelim etkinliğin Müzik kısmına.
Turnuva sonunda Burcu Gündeş konseri vardı stadyumda.
Zaten maça gelen az sayıda kişi de Stadyumu terk edince, Burcu Gündeş konseri de iptal edilip, ileri bir tarihe ertelenmek zorunda kalındı.
Erteleme nedeni olarak da komiktir "Hava muhalefeti" gösterildi.
Sonuç olarak...
Hem futbol turnuvası hem de konser tam bir fiyaskoyla sonuçlandı.
ZAMANLAMA HATASI
BU KADAR OLUR...
Hâlbuki...
Eskişehirspor'u yeni sezon öncesi merak eden ve görmek isteyen binlerce taraftar doldurmalıydı o stadyumu.
Yine...
Burcu Gündeş gibi bir sanatçının konserinde Stadyumda oturacak yer kalmamalıydı.
Normal zamanda bu elbette olurdu ama...
Sen tutup böylesi bir organizasyonu 50 bine yakın Eskişehirlinin Eskişehir'de olmadığı bir Bayram tatiline denk getirsen...
Yine...
Fenerbahçe ile Galatasaray'ın, yılın ilk kupasında karşılaştığı saatte Burcu Gündeş konseri koyarsan, o stadyumda izleyecek adam elbette bulamazsın.
Bulamadılar da zaten.
Şunu da söylemeden geçmeyelim.
Bayram ve Fenerbahçe maçı olmasaydı söz konusu etkinliklere katılım olur muydu?
Emin olun mevcut katılımın en fazla iki katı olurdu ki, bu da mevcut durumu pek kurtaramazdı
Sonuç olarak konseri iptal edip, ertelemek durumunda kaldılar.
Gerekçe olarak da "Hava muhalefeti" dediler.
Aslına bakarsanız, her ne kadar Ağustos ayında konser erteleme gerekçesi olarak "Hava muhalefeti" gerekçesinin gösterilmesi komik gelse de, aslında doğru da bir tespit.
Çünkü...
Türk dünyası Kültür Başkenti projesi başından beri Eskişehir'de Hava'sını bulamadı.
ESKİŞEHİR İÇİN YANLIŞ
PROJE DEMİŞTİK BİR ZAMANLAR...
Türk Dünyası Kültür Başkenti projesi ile ilgili ilk açıklandığı gün yaptığımız bir tespit vardı.
Bu projenin Eskişehir'in taşıdığı özellikler ve hassasiyetlerine pek de uygun bir proje olmadığını düşünmüş, her ne kadar bunu bir-iki kez dile getirsek de, bu projenin Eskişehir ve Eskişehirlilere kazandırabileceği maddi kazanımlara engel olmama adına çok da dillendirememiştik.
Bize göre Konya ve Kayseri gibi illerde son derece başarılı olabilecek bu projenin Eskişehir'de fazla dikkat çekmeyeceğini, zira Eskişehir'in genç ve eğitimli bir nüfusa sahip olup daha çok modern ve günümüz sanat faaliyetleri ile ilgili olduğunu dile getirmiştik.
Gelinen nokta, koyduğumuz teşhisin çok da yanlış olmadığını gösterdi.
Şöyle bir düşünün...
-Mithat Körler ve Saim Günal gibi sanatçılarımızın defalarca doldurduğu Stadyum'da, Burcu Gündeş konser verecek insan bulamıyorsa...
- Gazoz firmalarının bile düzenlediği kampus konserlerine 10 bin genç katılırken, proje kapsamında ki etkinlikler az sayıda izleyiciyle yapılıyorsa...
-Binlerce kişi Odunpazarı'nda akşamı, on binlerce kişi Tepebaşı bölgesinde geceyi tamamlarken, Stadyumda ki etkinliklere bir Allahın kulu gitmiyorsa...
-Büyükşehir'in Senfoni ve Tiyatroları, Odunpazarı'nın YSKM'si, Tepebaşı'nın Zübeyde Hanım Kültür Merkezi dolup dolup taşarken, proje etkinliklerine ilgi gösterilmiyorsa, bu işte bir sıkıntı var demektir...
Sizce de öyle değil mi?
--------------------------
Ankara Büyükşehir adayı olmak istiyor...
CHP Eskişehir milletvekili Süheyl Batum, geçtiğimiz şubat ayında "Partim isterse Ankara büyükşehir Belediye Başkan adayı olurum" demişti.
Bunu, süreç içinde birkaç kez daha tekrarladı Süheyl Batum.
Son günlerde, Süheyl Batum'un CHP Ankara büyükşehir belediye Başkan adayı olmak istediği yeniden konuşulmaya başlandı.
Söylenilenlere bakılırsa, her gittiği yerde aynı soru soruluyormuş Süheyl Batum'a.
-"Ankara için Aday olmayı hala düşünüyor musunuz?" diye.
O da her zaman olduğu gibi aynı cevabı veriyormuş ve:
-"Parti gösterirse seve seve olurum" diyormuş.
İşte bu sözleri de Süheyl Batum'un Ankara Büyükşehir adayı olmak için bir hayli hevesli olduğu şeklinde algılanıyormuş.
-----------------------
Keşke asfalt döküp geçseydiniz...
Sonhaber Gazetesinin geçtiğimiz günlerde manşet haberiydi.
Düzenleme yapılan Vilayet meydanında ki olumsuzluğu ortaya koyuyordu.
Daha meydan düzenlemesi bitmeden döşenen taşların kırıldığından bahsediyordu haberde.
Meydanı çevreleyen tahta perdelerin kalktığını da duyunca gidip bakma gereği duyduk.
Öncelikle şunu söylemeliyiz ki, Sonhaber Gazetesinin yaptığı haberde ki teşhislerin tamamı doğru.
Döşenen taşların büyük bölümü daha şimdiden kırılmış.
Düzensizlik daha ilk bakışta gözünüze çarpıyor.
Yapılan iş sanki aceleye getirilmiş gibi.
Sanki son anda bulunan taşlar kullanılmış ve sabaha kadar bitirme telaşıyla döşenmiş gibi bir hava var meydanda.
Sonradan bir işlem yapılacak mı?, döşenen taşlar boyanacak mı? Bilemiyoruz ama, ihale öncesi gösterilen görsel ile yapılan işin alakası da pek yok gibi...
Sonuç olarak...
Vilayet meydanında ki düzenlemeyi gözlerimizle görünce, önce Sonhaber'in haberinin ne kadar doğru olduğuna karar verdik.
Ardından da...
Kendi kendimize "Keşke renkli asfalt döküp geçseydiniz" diye içimizden geçirdik.
-------------------------
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Adamın biri bir berbere gelir ve şöyle bakındıktan sonra, sırada kaç kişi var diye sorar?
- Beş kişi abi! diye yanıtlar berber. Şöyle bir saat sonra gelseniz...
Tamam, der ve gider adam.
İkinci gün aynı adam tekrar kapıda belirir ve sırada kaç kişi var diye sorar.
Berber, abi dört kişi der. Şöyle kırkbeş dakika gibi felan...
Üçüncü gün adam yine gelir. Yine sırada kaç kişi olduğunu sorunca bizim berber iyice gıcıklanır. Yahu der kendi kendine. Bu adam üç gündür gelip sırada kaç kişi olduğunu soruyor ama tıraşa da gelmiyor. Adama cevabını verip gönderdikten sonra da çırağına dönüp, oğlum şu adamı bir takip et bakalım nereye gidiyor, der.
- Hadi çabuk ol ama sağda, solda da eylenme, tamam mı?
Çırak hemen dükkandan fırlar ve yaklaşık on beş dakika kadar sonra da soluk soluğa döner:
- Ustam, ustam...
- Ne soluklanıyon lan öyle? Söyle bakalım adamın nereye gittiğini gördün mü?
- Hı-hı...!
- Nereye?
- Adam senin eve gitti, ustam.