
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
YAŞAM EĞİTİMDİR
2017-2018 eğitim-öğretim yılı başladı. Ancak ülkemizde, eğitim-öğretim alanındaki sorunlar, ciddi düzeyde devam etmektedir. özelliklede son günlerdeki TEOG’ la ilgili açıklamalar, öğretmen atamalarında yaşanan güçlükler, Eğitime erişimin, belirli sosyo-ekonomik gruplar için, halen sorunlu olması, mesleki eğitimde, yaşanan eksiklikler ve eğitime yeterince kamusal kaynak ayrılamaması önemli sorunlardır.
Oysa ülkeler ve kişi/kişiler, elde ettiği imkân ve başarıyı, eğitime borçludur. Eğitim, kişiyi ruhsal açıdan doyurur ve maddi olarak rahatlatır. Kişinin hayattan, daha fazla zevk almasını mümkün kılar. Ayrıca ulusal ve global pazarlarda var olmanın, koşulu olan, rekabette, en önemli silah, kas gücü değil, beyin gücüdür.
İyi bir eğitim, hayat standardını yükseltir. İnsana, her türlü beceriyi kazandırır. İyi bir eğitim, aynı zamanda kişide, yeni ilgi alanlarının gelişmesine, yardım ederek, hayatı daha zevkli ve ilginç kılar.
Eğitim, kişinin, düşünce üretmesine ve yaratıcılığa yönelmesine, imkân verir. Hülasa Kişi/kişilerin ve Kurum/kuruluşların, verimi ve sorunlarının çözümü, eğitim- öğretim alanındaki nitelikle çalışmalarla eşdeğerdir
Günümüzde, sosyal devletin, belki de en temel ve önemli görevi, temel eğitimin tüm yurttaşlara parasız olarak sunulmasıdır. Eğitimde, fırsat eşitliğinin sağlanması, devlete ve demokrasiye olan güvenin korunması ve toplumsal adalet, barış ve huzurun sürdürülmesi açısından da çok önemlidir,
ülkemizde ise her geçen yıl eğitim paralı oluyor. ülkemizde, özel dershaneler 08.06.1965 tarih ve 625 sayılı yasa uyarınca açılmaya başladılar. Türkiye genelinde, 200'e yakın dershane vardı. özel okula ve temel liseye dönüşmeleri sürecinden, önce ise bu sayı 4500'e kadar çıkartılmıştı.
2016-2017 öğretim yılında, Türkiye’de, 2 bin 747 anaokulu, bin 229 ilkokul, bin 383 ortaokul, 2 bin 533 ortaöğretim kurumu, 35 özel eğitim okulu, 12 yabancı okul, 19 milletlerarası okul, 60 azınlık okulu olmak üzere toplam 8 bin 18 özel okul bulunuyor
Bakanlık verilerine göre de, özel okullarda okuyan öğrenci sayısı, azınlık, milletlerarası okullar hariç olmak üzere, 1 milyon 154 bin 68’ dir. Oysa 2014-2015 öğretim yılında, özel okullarda okuyan öğrenci sayısı, 656 bin 96 idi. Bu artışta, en önemli 3 etken, yatırım teşviklerinde, özel okulların, 5. bölge kapsamına alınması, öğrencilere verilen eğitim-öğretim desteği ve dershanelerin okula dönüşüm sürecidir.
Eğitim öğretim alanında, diğer ve önemli bir sorunda, "öĞRETMENLİK MESLEĞİ" dir. öğretmenlik mesleğine, gereken değer verilmediği gibi, önemi de dikkate alınmıyor..
Oysa Rahmetli Rauf İNAN, "öğretmenler, kendi varlıklarında, yalnız kendi kendilerine karşı sorumluluk taşıyan kişiler değildir. Onlar gelecek nesillerin, şöyle veya böyle, şu veya bu vasıflarda olmasının, şu veya bu meziyetler veya kusurlar almasının sorumluluğunu da, yani bir kısım vatandaşların, hatta milletin alın yazısının, sorumluluğunu da millet ve tarih önünde taşıyan insanlardır. çünkü ülkemizin geleceği, çocuklarımıza, onlar ise öğretmenlere emanettir.” demiştir.
Yıllardır, milli eğitim alanındaki, sistem ve program değişikliğinden, çocuklarımız sürekli etkilendi. Hatta başarısızlıkların da, en büyük nedeni oldu. Diğer önemli sebep de siyasi otoritenin, eğitimi, kendi paralelinde yönlendirme, isteklerinden kaynaklanmaktadır.
Geçmişte, İmam Hatip Liseleri, bazı partiler tarafından, “Arka bahçe “olarak görüldü. Bugünde, aynı yanlışlıklar yapılıyor. Tüm meslek okulları kapatılırken, bugün, İmama Hatip liselerinin, sayıları, her yıl artırılıyor. Hatta bu okullara, öğrenci bulmak için, çeşitli olanaklar sunuluyor. Oysa bu okulların, üniversite sınavlarında, başarısı ise ortadadır.
Eğitimdeki bütün bu hataların, Fatura ise, ülkemize ve geleceğimizi teslim edeceğimiz, çocuklarımıza çıkartılıyor..
Her geçen yıl da eğitim-öğretim alanında, kalite düşüyor. Nitekim 540 bin öğrenci arasında yapılan ve Türkiye’ den sınava katılan 5 bin 295 öğrencinin, yüzde 38,1'i Anadolu Lisesi, yüzde 36'sı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, yüzde 14'ü Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi ile Uluslararası öğrenci Değerlendirme Programı sınavının sonuçlarına göre, Türkiye 72 ülke arasında 50. sırada yer aldı.
Hülasa Türkiye’de, eğitim-öğretim alanında, her geçen yıl kalite düştü. Ayrıca her gelen siyasi iktidar, sistem ve programları, kendi görüş ve düşüncesi doğrultusunda değiştirdi. Yani siyasi iktidarlar, eğitim-öğretim çalışmalarını, yaz-boz tahtasına çevirdiler.
Oysa globalleşen, sınırların kalktığı dünyada, bireylerin, temel yeterliklere sahip olması, bilgiye ulaşabilmesi, sağlıklı toplumsal ilişkiler kurabilmesi ve iyi bir kariyer elde edebilmesi için eğitim çağımızın, en önemli ihtiyaçlarındandır. çünkü yaşam eğitimdir..
Nitekim Atatürk” Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.” demiştir.
Yeni öğretim yılında, veli, öğretmen ve öğrencilerimize, başarılar diliyoruz.