
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Yatırımlar geliyorsa birilerine de yol haritası çıkartmak düşer
Eskişehir'de tam anlamıyla bir Otel furyası yaşanıyor.
Konu ile ilgili endişelerimizi dün bu köşede dile getirmiştik.
Yakın bir zaman içinde 10'a yakın yeni Otelin tamamlanarak hizmete gireceğini üstelik yeni açılacak olan Otellerin çoğunun 4 ya da 5 yıldızlı Oteller olup, önemli markalar tarafından işletileceğini belirtip "Eskişehir'deki var olan potansiyel bu Otellerin müşteri ihtiyacını karşılayabilecek mi?"diye sormuştuk.
Yazımızın sonunu da "Umarız Eskişehir'in mevcut potansiyeli bu peş peşe açılacak olan Otellerin müşteri ve iş ihtiyacını karşılamaya yeter. Aksi halde Otel furyası, Çiğköfte ve Telefoncu furyası akıbetine dönebilir ve tıpkı onlarda yaşandığı gibi Oteller de kapanmak durumunda kalmaz" demiştik.
HAK VEREN DE OLDU YAZIMIZA
"MORAL BOZMA" DİYEN DE...
Yazımızla ilgili bir hayli telefon aldık.
Sayısı az da olsa arayan bazı isimler "Niye durup duruken yatırım yapanların hevesini kaçırıyorsun ki?" Diye düşüncelerini iletti.
Aldığımız çoğu telefon da, endişelerimizin haklı olduğu ve aynı endişeleri kendilerinin de yaşadığına ilişkindi.
Zira...
Otellerin en az yarı yarıya doluluk oranını tutturması gerektiğini belirtenler "Eskişehir'de mevcut Otellerin bile çoğu aylarda doluluk oranının yarısını tutturamadığını bunun da büyük bir handikap oluşturduğunu ifade ediyorlardı.
Sonuç olarak.
Arayanların büyük çoğunluğu Eskişehir'deki mevcut müşteri ve iş potansiyelinin bu kadar çok Otelin ihtiyacını karşılayamayacağı, hesapların da ortada olduğu yönündeydi.
YOL HARİTASI LAZIM
Eskişehir ciddi bir turist çekiyor.
Üstelik, Eskişehir'e gelen turistlerin sayısı her geçen yıl artıyor.
Hatta.
Eskişehir, Kent merkezi turizmi olan ender kentlerin başında geliyor.
Bu Eskişehir açısından elde edilmiş son derece olumlu bir kimlik.
Ve Eskişehir'in son yıllarda sahip olduğu bu kimlik kent ekonomisine de ciddi bir katkı sağlıyor,
Ancak.
Eskişehir'e gelen turistlerle ilgili büyük bir sıkıntı yaşıyoruz.
Çünkü.
Eskişehir'i gezip görmek için gelen turistlerin yüzde 90'ı, aynı gün geldikleri kentlerine geri dönüyor.
Yani.
Eskişehir'de konaklayan çok az sayıda.
Kısacası.
Eskişehir'e son yıllarda gelen ve sayıları her geçen gün artan turistlerin bu durumda Otellere çok da faydası yok.
Dolayısıyla, Eskişehir'in yeni bir yol haritası çizmesi, yeni planlamalar yapması ve Eskişehir'e gelen turistlerin Eskişehir'de en az 2-3 gün konaklamalarının sağlanması gerekiyor.
KONGRELER, SPOR MÜSABAKALARI, SANAT YARIŞMALARI İÇİN ESKİŞEHİR PROJE ÜRETMELİ
Otelleri kurtaracak olan, zarar etmeyip karlı olmalarını sağlayabilecek müşteri profilinin başında şüphesin guruplar gelir.
İnsanların guruplar halinde Eskişehir'e gelmeleri ise bu şehirde yapılacak olan sosyal etkinliklere bağlı.
Yani.
Eskişehir'de ne kadar çok Kongreler, Sempozyumlar,Spor müsabakaları, Yarışmalar,Ulasal ve Uluslararası etkinlikler yapılırsa, Oteller de o derece doluluk oranlarını yakalar.
Bunun olabilmesi için başta Vilayet ve Belediyeler ile, Üniversitelere, diğer kamu kurum ve kuruluşlar ile Sivil Toplum ve mesleki örgütlere büyük iş düşüyor.
Eskişehir'in, yapılacak her etkinliğin Eskişehir'de olması için hem baskıcı olması hem de bu konuda topyekün bir lobi çalışması sergilemesi şart.
Bu durup dururken olmaz.
Söylediğimizin gerçekleşebilmesi için de birilerinin öncülük etmesi, bu konuda sık sık toplantılar yapılması, Eskişehir'in her türlü Ulusal ve Uluslararası etkinliğe ev sahibi olması için baskı gurupları oluşturması gerekiyor.
Bu işte söz konusu öncülüğü üstlenmek de Vilayet ve Belediyelere düşüyor.
Tabi bu öncülüğü üstlenmek isterlerse..
Şimdi bazılarınız içinden şöyle bir düşünce geçirebilir ve "Adamlar Milyon dolarlık yatırımı yaparken mutlaka ölçüp biçmiştir. Hesabını da yapmıştır. Bırak onlar düşünsün, sana ne oluyor ki?" Diyebilir.
Bunu herkesin söyleme hakkı var ama bir tek yukarıda saydığımız kurum ve kuruluşlar ile sivil toplum örgütlerinin bunu söylemeye ve böyle düşünmeye hakkı olmasa gerek
.....
Yaşar Özel (Tüpçü Yaşar) Belediye'de göreve başlamış
CHP'de Yaşar Özel'i tanımayan yoktur.
Eskişehir'de CHP'nin Yukarı Mahalle olarak adlandırılan Yıldıztepe, Gültepe,Büyükdere civarında oldukça ünlü bir isimdir kendisi.
Her dönem partinin delegeliğini yapar.
Çoğu yönetimde de görev almışlığı vardır.
Hatta.
Meclis üyeliği de yapmışlığı bulunur.
CHP'liler onu "Tüpçü Yaşar" olarak bilir.
Yaşar Özel seçimlerde Meclis üye aday adayıydı.
Seçilme şansı bulamadı.
Önceki gün öğrendik ki Odunpazarı Belediyesinde işe başlamış.
Odunpazarı Belediyesi Fen İşleri Şantiyesinden sorumlu olarak atanmış.
İşe de başlamış.
Yaşar Özel'in yani "Tüpçü Yaşar"ın, Odunpazarı Belediyesinde, Şantiye'den sorumlu olarak işe başlaması CHP çevresinde bir anda en çok konuşulan konu oluvermiş.
......
Böyle kötü oynayan bir rakibi yakaladıysan yeneceksin kardeşim!
Resim sanatından hiç mi hiç anlamayan biri bile Da Vinci'nin Mona Liza tablosunu bilir ve beğenir.
Müzikten hiç mi hiç anlamayan biri bile Samanyolu şarkısını bilir ve beğenir.
Şiirden anlamayan Nazım Hikmet'i, Romandan anlamayan "İnce Memet" i bilir.
Kısacası.
Bu tür uğraş dalları ile ilgili hiç bir bilgiye sahip olmayanların dahi bilgi dağarcığında bazı bilgiler mevcuttur.
Bu küçücük bilgiler bile o insanlara bilgileri çerçevesinde yorum yapma hakkı tanır.
Futboldan hiç anlamayız ve bunu da sık sık dile getiririz.
Önceki gün Eskişehirspor'un GS ile oynamış olduğu Ziraat Türkiye kupası final maçını izledik.
Gerçekten de Eskişehirspor oynadı ama maçı ve kupayı Galatasaray aldı.
Kıt futbol bilgimizle, izlediğimiz maç sonrasında ancak şu yorumu yapabileceğimizi düşündük.
Böyle bir Galatasaray'ı yakaladıysanız, yeneceksiniz kardeşim!
"Biz oynadık o kazandı" demek teselli değil.
İkinci olmak da aynı şekilde.
Sonuç olarak...
Öyle ya da böyle kaybettik.
Üstelik kazanabilmemiz için her türlü ortam varken kazanamadık.
Eskişehirspor kupayı alamadı belki ama...
Taraftarın coşkusunu ölçen bir yarışma olmuş olsaydı, bu yarışmada kupayı kesinlikle Eskişehirspor'un taraftarı alırdı.
Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
......
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Adam bakmış, küçük oğlu Hz. İsa`nın resmi önünde dua ediyor.
- Tanrım anneme, babama, büyükbabama uzun ömür ver. Güle güle anneanne..
Bir anlam verememiş bu duaya. Ancak ertesi gün acı haber gelmiş. Anneanne sizlere ömür. Ertesi hafta adam bakmış çocuk yine duada :
- Tanrım anneme babama uzun ömür ver. Güle güle büyükbaba. Ertesi gün büyükbaba vefat eder.
Bir hafta sonra adam bakmış küçük çocuk yine duada :
- Tanrım anneme uzun ömür ver. Güle güle baba...
Adam ertesi sabah bir hastaneye gitmip yatmış. Tetkikler, tahliller, kalp elektrosu, röntgen çekimleri. Sapasağlam. Eve döndüğünde bakmış karısı iki gözü iki çeşme ağlıyor.
- Ne oldu hanım.
- Bizim postacı, demiş hanım. Ne iyi adamdı. Bugün haber aldım.Ölmüş!!