1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Yedik, bitirdik Eskişehir'i iyi mi?

30-40 yıl önce...
61 Evler Mahallesi, verimli toprağı olan koskoca tarlalarla kaplıydı.
Havuç, Marul, Lahana. Ne eksen yetişiyor, az sayıda evin önünde mutlaka birkaç hayvan bulunuyordu.
Keza...
Sümer Mahallesi, Salatalık tarlaları ile kaplıydı boydan boya.
Vişnelik, adı üzerinde Vişne ağaçlarının bulunduğu, yerleşim yeri olarak Şehitlikte sona eren bir mahalleydi.
Keza...
Bademlik, adı üzerinde Badem ağaçlarıyla kaplı bir bölgeden ibaretti ki, Eskişehirlilerin, şehri tepeden de görmeye geldiği vazgeçilmez piknik alanı hüviyeti taşıyordu.
Yine adı üzerinde...
Karabayır bağları dediğimiz yer, baştan sona Üzüm bağlarının olduğu bir bölge bilinirdi.
Akarbaşı'ndan, adı ile anılan Akar deresi geçerdi.
Bahçelievler, ismini bu mahalde ki bahçeli evlerden almıştı.
Güllük Mahallesi'ndeki evlerin önünde yetişen Güller müthişti.
Sözünü ettiğimiz mahalle ve yerleşim birimlerinin sadece isimleri kaldı iyi mi?
61 Evler ve Sümer'de tarla kalmadı.
O verimli toprakların üzerinde sıra sarı Apartmanlar yükseldi.
Vişnelik keza, bir tek vişne ağacı kalmamacasına yerini beton binalara bıraktı.
Bademlik, Badem ağacına hasret duruma geldi.
Karabayır'da üzüm bağları yerini, son derece lüks villalara bıraktı.
Akarbaşı'nda derenin üzeri kapatıldı, yol yapıldı.
Esentepe'de, birbiri ardına yükselen binalar yüzünden rüzgar esmez oldu.
Şirintepe'nin yükselen binalar yüzünden şirinliği kayboldu gitti.
Bahçelievler'de bahçeli ev, Güllük'te gül yok artık.
Yiyip bitirdik o canım verimli toprakları iyi mi?
Boz Dağ sırtlarına yapacağımız şehirleşmeyi, getirip, attığınız her tohumun yeşerdiği verimli topraklar üzerinde inşa ettik.
El alem, yükseğe yerleşip, ovasını korur, biz tam tersine, ovaya kurulup, yüksek yerlerden de yararlanamadık.
Kısacası...
Mahvettik koskoca şehrin zenginliğini yıllar boyu kendi tercihlerimiz sayesinde.
Gübre kokusu duymak, çoluk çocuğa canlı İnek, Koyun, Tavuk göstermek için 50 kilometre yol gitmek zorunda kaldık...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Her yer başkan ama biz hala iyi yönetilemiyoruz...
Adıyaman Vali Yardımcısı otobüsle HYPERLINK "http://www.ankaraogrenci.com/" "_blank" Ankara'ya gidiyormuş.
Vali yardımcısının en büyük özelliği; çok su içmesiymiş.
Otobüs Adıyaman'dan hareket edeli on dakika kadar olmuş veya olmamış, otobüsün muavinine işaret ederek bir su vermesini istemiş.
Muavin de suyu getirmiş.
Aradan geçen bir on dakika sonra yine işaret yine su, bir on dakika sonra yine aynı.
Derken otobüs Adıyaman'ın Gölbaşı ilçesine gelmiş. Aradaki 60 km lik yolda vali yardımcısı 5-6 defa su istemiş. Gölbaşı'ndaki yarım saatlik moladan sonra hareket edilmiş ve on dakika sonra Balkar beldesi civarına geldiklerinde Vali yardımcısı yine işaret ederek:

- "Bir su verir misiniz?" Demiş.
Adıyaman'dan bu yana su vermekten bıkmış olan muavin:
- "Bu ne babam? Kelle mi yedin? Adıyaman'dan çıktık çıkalı, su...su... su... Yok bitti, arabada su kalmadı!" Deyince Vali yardımcısı:

- "Terbiyesiz herif! Sen nasıl konuşuyorsun? Ben Vali Muaviniyim", demiş adama.

Bizim otobüs muavini gayet rahat bir şekilde cevap vermiş:

- Olsun, ben de bu otobüsün muaviniyim!
Vali Muavininin, Otobüs muavinini bulabileceği tek yer otobüs ama, Başkan başkanı her yerde buluyor maşallah.
Bir toplulukta oturuyorsunuz örneğin, oturduğunuz kişilerin yarısı Başkan.
Kapıdan giren biri "Başkanım" diye seslendiğinde, en az 5-6 kişi "Efendim" diye cevap veriyor.
Parti başkanı, Belediye Başkanı,Oda Başkanı, Dernek başkanı,. Kooperatif başkanı, STK başkanı, Apartman başkanı vs.
Nereden baksanız, kişi başına 4 başkan düşüyor ülkede.
İşin ilginç tarafı...
Bu kadar başkana rağmen hiç de iyi yönetilmiyor olmamız galiba.
***
Eskişehir'deyim...


Dün bu köşede, bu şehrin gelmiş geçmiş bazı milletvekillerini kaleme alırken, bu vekillerin bazılarının bu şehirde yaşamaya devam ettiğini, bazılarının da görevi biter bitmez Eskişehir ile olan bağlarının koptuğunu söylemiştik.
Görevi biter bitmez Eskişehir ile alakası da kesilen milletvekillerini sayarken, o isimlerin arasına Salih koca'yı da koymuştuk.
Dün bizzat bizi aramadı ama, Sedat Aydoğan ile mesaj yollamış Salih Koca...
-"Murat Taşkın bizi Eskişehir'den silmiş ama iyi ki Dünyadan silmemiş" diye sitem etmiş önce.
Ardından da...
-"Ben Eskişehir'deyim, büroma uğrayıp bir çayımı içsin" demiş.
Yukarıda da söyledik...
Bizi aramadı ama, haber göndermiş.
Yine de söylediklerini yazmamak olmazdı.

****

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM

İki cüce erkek kardeş yine iki cüce kız kardeşle evlenmişler ve balayına gitmişler. Gittikleri otelde bitişik odaları tutmuşlar. Birinci çift ilk gecelerinde uğraşmışlar uğraşmışlar ama başarısız olmuşlar. Keyifleri kaçmış yan odadan gelen sesleri dinlemeye başlamışlar.. Birde ne duysunlar. Yarım saatte bir "haydi yallah hop hop hop" diye sesler geliyormuş...
Sabah olunca kahvaltıya inmişler. İştahsız bir şekilde kahvaltıyı didiklerken diğer bütün gece hoplayan cüce çift gelmiş...Hoplayan cüceler:
- "Kardeş geceniz nasıl geçti?"
Bizimkiler:
- "Hiiç, yatıp uyuduk."
Gece hoplayanlar iç geçirmiş:
- "Ah ne güzel! Biz o kadar uğraştık yatağa bile çıkamadık...."

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi