4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI

Meclis Başkanı, İsmail Kahraman başkanlığında, Mecliste grubu bulunan, 4 partiden, eşit temsille ve üçer milletvekilinden oluşan, Anayasa Mutabakat Komisyonu, yeni anayasa yapımı için, ilk toplantısını yaptı.
Yeni Anayasa ile ilgili, mutabakat sağlanacak mı zaman içinde görülecektir. Ancak Anayasa yapmak, güç bir iştir. Onun içinde, Anayasa yapılırken, "Toplum Katılımı" ve " Ortak akıl" ve "Orta payda" gibi, kavramların, çalışmalara, hâkim kılınmalı,, Tüm kesimlerinin, önerileri, dikkate alınmalıdır.Çünkü Anayasa, toplumsal uzlaşmadır.
Ülkemiz, 150 yıldır, anayasa ve hukuk tartışması ile meşgul edilmiş ve bugüne kadar da bir netice alınmamıştır. 1808 senesi ittifak, 1839 Gülhane Hattı Hümayunu, 1876 Kanuni Esasi'si, 1921 ve 1924 Teşkilatı Esasiye Kanunları, 1961 Anayasası ve nihayet 1982 Anayasası, bu anayasada, büyük değişiklikler yapılmıştır.
Hâlbuki ABD Anayasası, 21 Haziran 1788 tarihinde, kabul edilmiş. Bugüne kadar da bu anayasa ile yönetilmiştir. İngilizlerin ise hiç yazılı anayasaları olmamıştır
Gerçekleştirecek anayasada slogan, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" sözü, düstur olmalıdır. O nedenle de Anayasa, İnsan odaklı olmalı, devlet ve benzer organizasyonların, prensip'te bireyin, refah ve mutluluğu için olmalıdır. Ancak, fert ve toplumun, hak ve özgürlüklerinin dengelendiği, ferdin de toplum karşısındai hakları kadar, sorumluluklarının da olduğu, açık ve net olarak belirtilmelidir.
Yeni Anayasa din, mezhep, etnik köken, renk, dil farklılıklarından kaynaklanan, kültür zenginliklerimizi hiçbirine vurgu yapılmadan, kimseyi ötekileştirmeyen, herkesi kuşatan, hukuki eşitlik temelli ve tarihimizden gelen, ölçütleri benimseyen, sosyo-kültürel farklılıkları, evrensel ölçütlerde dikkate alan, Türkiye vatandaşlığını, esas alan, bir mutabakat olmalıdır.
Elbette Yeni Anayasada, yer alacak olan egemenlik, vatandaşlık, YÖK, TSK, Yüce Mahkeme, laiklik gibi konulardaki, her değişiklik, özellikle de "TÜRK" sözcüğü, halkımız veya ilgili kesimler tarafından, dikkatle izlenecektir.
AK Parti'nin, seçim bildirgesinde ve hükümet programında, dikkat çeken bir unsur ise, yeni Anayasa'da, "TÜRK" kelimesinin çıkarılacağının işaretini veren "Yeni anayasa, milletimizin kültürel ve toplumsal çeşitliliğini tanıyan, herhangi bir etnik veya dini kimliğe referans yapmayan, bir vatandaşlık tanımını esas alacaktır."vurgusu oldu.
Oysa Anayasada vatandaşlık tanımının, "TÜRKLÜK" üzerinden yapılması, 1924 Anayasasına konulan, "Türkiye'de, din ve ırk ayırt edilmeksizin, vatandaşlık bakımından herkese, 'TÜRK' deni." maddesiyle başladı.
Bugün Anayasa'nın, 66. maddesine göre, "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes, "TÜRK" tür. Ayrıca Atatürk 1923'de, "Türkiye Cumhuriyetini kuran, Türkiye halkına", TÜRK MİLLETİ" denir." demiştir.
Ayrıca çağımızda, ülke insanları, Fransalı değil FRANSIZ, Rusyalı değil, RUS, İngiltereli değil, İNGİLİZ, Almanyalı değil, ALMAN, olduğuna göre, ülkemizde de etnik kökeni ne olursa olsun Türkiyeli değil, "TÜRK" tür.
Nitekim Patrik Bartholomeos, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda vatandaşlık tanımı yaparken, " Türk Devletine, Vatandaşlık bağıyla, olan herkes, DİN, MEZHEP, DİL VE ETNİK KÖKEN gözetmeksizin, "TÜRK"' tür., "TÜRKLÜK", bütün Türk Vatandaşlarının, beraberce varlığının ve dayanışmasının ifadesidir." demiştir.
Elbette toplumda, tüm kesimler, yeni anayasa ile ilgili çalışmalara önerileri ve görüşleri ile katılabilir veya katılmayabilir. Ancak bireylere, üniversitelere, derneklere, meslek odaları gibi, STK' ların çatısı altında, görüş ortaya koyup, bunu yazılı metne dönüştürüp, TBMM başkanlığına ulaştırılmalıdır. Bu alanda, yazılı ve sözel medyaya da ciddi görevler düşmektedir...
Öte yanda partiler ve bazı kesimler, özgürlükçü, demokratik ve katılımcı, Anayasa" çağrısı yapıyorlar. Bu isteklere, söylenecek söz yoktur. Ancak bu slogan, hayata geçirilirken, Türkiye'de, siyasal Kürt hareketi, PKK' nın kuruluş ortamı, dikkate alınmalıdır. Çünkü PKK ve diğer terör örgütleri, partilerin eleştirdiği, hatta özgürlükleri kısıtladığı söylenen, 1961 Anayasası'nın, arattığı, özgürlük ortamından doğdu.
O nedenle Anayasa yapılırken, ülke şartları, ülkemizin geçmişi ve geleceği özellikle de demografik yapısı, imkanları değerlendirilmeli, özellikle de, "TOPLUM KATILIMI" gözetilmeli, çalışmalara da akıl ve mantık, hâkim olmalıdır.
Ayrıca ülkemizde, toplumsal mutabakata dayalı, yeni bir Anayasa yapılması da bir zorunluluktur. Nitekim ATATÜRK,," Anayasa, milletin tamamıyla arzularını ve meclisin mahiyetini ve gerçek şeklini gösterir bir kanundur... demiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi