Çok zor bir işi başarıp, Bursa'yı şampiyon yapınca, bende herkes gibi Ertuğrul Sağlam'ın uzun yıllar yeşil beyazlıların başında kalacağını düşünmüştüm. Aslında imrenerek baktığımız Alex Ferguson ya da Arsene Wenger modeli için ideal bir örnek olabilirdi. Ama Bursaspor camiası günlük başarıları tercih eden bir yol seçince Ertuğrul Hoca, nerdeyse ağlayarak veda etti. Kime sorsak " adam gibi adam Ertuğrul Sağlam" diyecektir muhakkak. Kişiliği, karakteri, samimiyeti ve iş ahlakına kimsenin tek lafı yoktur. Futbolcularla, taraftarla, basınla ilişkileri iyidir. Sadece yaptığı transferlerde başarı yüzdesinin düşük olduğuna dair üzerine yapışıp kalan olumsuz bir imajı vardır.

Ertuğrul Sağlam, Eskişehir'de hazır bir takımı teslim aldı. Zaten kendisi de bunun farkında. Yine de kadro derinliği yaratmak için birkaç noktaya takviye istediğini de biliyoruz. Orta sahada Alper'in yerine eski öğrencisi N'Diaye ile dolduran Ertuğrul Hoca'nın yabancı kontenjanı yüzünden yerli ve gurbetçi oyunculara yönelik arayışlarının sürdüğünü duyduk. Tabii, bir başka sıkıntı da mali konular. Eskisi gibi bol kepçeden transfer yapan bir yönetim yok. Bu konuda önceki hocamız Ersun Yanal çok şanslıydı. Kimi istediyse aldırıyordu. Ama transfer bolluğuna karşılık yine de sezon boyunca kısıtlı bir kadro ile oynamayı tercih eder, bizi de çıldırtırdı. Ertuğrul Hoca, geçmişte Beşiktaş ve Bursa'da izlediğimiz kadarıyla alternatifli bir kadro ile oynamayı seviyor. Gençlere fırsat verme konusunda da, Yanal'dan daha iyi olacağı düşüncesindeyim. Geriye bir tek sistem konusu kalıyor. Bülent Uygun ve Skibbe'nin sistemleri birbirine benzerdi. Takım savunmaları önemliydi. Çok koşan, pres yapan buna karşılık yaratıcılık ve estetikten yoksun bir futbol oynardık. Ersun Yanal ise bambaşka bir kimlik kazandırdı Eskişehirspor'a. Pas'a dayalı, topun devamlı bizde kaldığı "çakma Barca" modeli. Ama biz bu sistemi çok yavaş tempo da oynadık. Hızlı oynamayıp, gereksiz yerlerde gereksiz top kayıpları da eklenince "çakma Barca sistemi" istenilen başarı getirmedi.

Ertuğrul Sağlam, şampiyon olduğu sene Bursa'da coşkulu bir takım oluşturmuştu. Pablo Batalla liderliğinde hızlı ve tempolu oynayan bir takım vardı. Volkan Şen, Ozan İpek ve Sercan Yıldırım o zamanlar bambaşkaydılar. Kanatlanıp uçuyorlardı adeta. Bize gelirsek Batalla haricinde aynı kalite de pek çok oyuncuya, hatta daha da iyilerine sahibiz. Tek eksik takım lideri. Ertuğrul Sağlam, Beşiktaş'ta Tello ile çalışmıştı. O, Tello ile şimdiki Tello arasında dağlar kadar fark var. Ertuğrul Hoca, Alper'in yerini doldurdu, sıra geldi yeni Batalla'yı bulmaya...