
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK
YENİ BİR HİKAYE İSTİYORUZ
'1995 yılı yine bir Mayıs ayında sabah babasının yanında Konya'ya gitmeyi hayal eden bir çocuk vardı. Garın önünden sırayla kalkan otobüsler ve inanılmaz bir izdiham... Maça gidememe endişesi minik yüreğini sarmışken, bugün köye giderken bile yola çıkılmayacak cinsten ufak bir minibüsle Konya'nın yolu tutuldu. O gün yaşadığı sevincin tarifini şuan bile anlatması imkansız... Çünkü önemli olan o an statta olması ve bu gururu yaşamasıydı. Öyle ki; Metin Arvas'ın 90'da şampiyonluğu getiren kafa vuruşunu kale arkasından net izlerken, sevinç esnasında insanların arasında kalarak ölüm tehlikesi atlatmasının bile önemi yoktu onun için...'
Önceki gün Garda Eskişehirsporlu futbolcuları uğurlamaya giden bu şehrin güzel insanlarına bakarken, bu hatıralar geldi aklıma...
Anıların dün gibi hafızalarımızda taze olmasını saylayan şeyin Eskişehirspor'un hayatımızda ki yeri ve önemi olduğunu bir kez daha anladım.
Çünkü emanet ettiğiniz güzellikler, gün gelir akıl almaz zamanlarınızın hatırlanmasına vesile olur.
O yüzden insanların hayatında iz bırakmak, her kulübün harcı değildir.
***
Eskişehirspor'un futbol tarihine baktığımızda, Konya'da üçüncü kez böylesine kritik bir maça çıkacağını görüyoruz. 1995'te o zaman ki adıyla 1.lige çıkmamızın ardından ertesi sezon düşmüştük. 13 sezon alt liglerde dolaştık.
Daha sonra Süper Lig'e son çıkışımızda ki ilk sezonumuzda kader maçımız 17 Mayıs 2009'da yine Konya'daydı. Öylesine bir maçtı ki Eskişehirspor o gün kaybetse bugün tam 5 sene sonra bu finali göremeyecekti...
Yıl 2014 ve yine bir Mayıs günü ve yine Konya'dayız...
Umarım ömür boyu hafızalarımızdan silinmeyecek güzel anılarla döneriz...
***
Avrupa'ya açılan yolun bulunduğu bir sezonda aslında Türkiye Kupası'nı önemli kılan nedir?
Eskişehirspor'un 27 yıl final oynayamayışı ve 43 yıldır bu kupayı kazanamamış olması.
Biliyoruz ki; sonuçları ayaklandıran kulüp ruhudur.
Ve bu gece kulüp ruhu, takım ruhuna egemen olacaktır.
Çünkü 43 yıldır içine doğru yanan dağların patlaması kaçınılmazdır.
***
Biz aslında şehir olarak Galatasaray karsında tarihi bir maça çıkıyoruz.
Rakibe oranla bizim için bu kupanın anlamının çok daha büyük olduğu tartışılmaz...
İşte bu yüzden kazanmak için futbolcular adına mevsim normallerinin üzerinde bir mücadele gerekiyor.
Çünkü son lig maçlarında ki verilere göre bütün takım kendinden geride.
Böylesine bir maçla tüm sezonun olumsuzluklarını yok etmenin şansı kapımıza geldiyse...
Bunu ödeştirmek zor olmamalı.
***
Biz kupa hayallini hemen terk edecek bir takım değiliz.
Ve şartlar ne olursa olsun son düdüğe kadar mücadele etmeliyiz.
Tabii ki, futbol 3 sonuçlu...
Ve biliyoruz ki en az Galatasaray kadar iyi bir takımız.
Bugünkü olası zafer, bir takımın kendini doğrulaması olacaksa...
Herkes takım ruhuna kendini feda etmelidir.
Çünkü kazandıktan sonra, payına düşeni istemekle.
Payına düşen mücadeleyi vermek arasında büyük fark var.
Bunun adı sorumluluktur.
***
İsimleri boş verelim.
Mesajları cümlesine gönderelim...
Sevgili futbolcu kardeşler!
Rakip ne kadar kenetlenirse, siz iki katı olacaksınız.
Bu gece rakip karşısında ateşi yeniden bulacaksınız. Öncelikle yüreğinizde.
Her zaman bu kadar olağanüstü isteklerimiz olmaz.
Kusurumuza bakmayın.
En azından Konya'ya gelecek o insanlar için terinizin son damlasına kadar mücadele edeceksiniz.
Kaybetseniz dahi taraftarın gurur duyacağı bir ekip ruhuyla kaybedin.
Çünkü erkekçesi güzeldir; ölümün bile...
***
Yeter ki dengeler eşit olsun.
Yoksa hiçbir maçın garantisi olmadığı gibi final maçlarının da favorisi yoktur.
Çünkü final inattır, final aşktır.
Ne puan cetvelini tanır, ne güç dengesini.
***
Bu gece gerçekten özel.
Umutları yeniden başlatmanın gecesi.
İnsanların önce içinde güçlenmeli umut.
Ve İnşALLAH. "Ka-za-na-ca-ğız!"
Ve hep maziyi dinleyen bizler bu geceden sonra yeni nesillere anlatacağımız yeni bir hikayeye sahip olacağız...