
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
YENİ YIL VE YABANCI SERMAYE
Gelişmekte olan ülkelerde, en büyük sorunlardan biri, sermaye kıtlığıdır. Çokuluslu şirketlerin, ortaya çıkmasıyla birlikte, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına olan ilgiyi arttırmıştır. Borçlanmayla ve kısa süreli sermaye hareketleriyle, istenilen büyüme ve istihdam rakamlarına ulaşılamaması, ülkeleri doğrudan yabancı yatırımlara yöneltmektedir. O nedenle de yabancı yatırımlar için, engeller ortadan kaldırıp, teşviklerini arttırmaktadırlar
Türkiye'de, 1980'li yıllardan itibaren, yabancı sermayeye olan ilgisini artmış ve 2000'li yıllarda, bu ilgi doruk noktasına çıkmıştır. Ancak Türkiye'de, yabancı sermayeli şirket veya şubeleri kuruldu. Yabancı şirketler, yerli şirkete ortak oldu. Büyük bölümü özelleştirmeler kapsamında, satın almalar, şirket evlilikleri ve gayrimenkul satışları yoluyla, girmekteydi. Türkiye ve Eskişehir' de gerçekleşen doğrudan, yabancı sermaye girişleri, 2014 yılında, ne kadar yabancı sermaye olacak, bekleyip göreceğiz.
Gelen yabancı sermaye yatırımlarının çoğu, sıfırdan yatırımlar değil, kurulu şirketlerin yabancı yatırımcılar tarafından alınmasıyla gerçekleşti. Ülkemize gelen yabancı sermaye açısından, iki önemli çekim noktası vardı. Çekim noktalarından biri, özelleştirme, diğeri de finans sektörü oldu.
Yabancı sermaye, üretime yönelik yatırımı tercih etmiyor. Türkiye'ye, sıfırdan yatırıma gelen yabancı sermaye, yok denecek kadar azdır. Türkiye'ye gelen yabancı sermaye, kesinlikle yeni bir yatırım yapmıyor. Babadan kalma veya insanımız tarafından gerçekleştirilen, fabrikaları satın alıyor. Böylece de sektörde, iç pazarı ele geçirirken, insanımızın, global pazarlarda, kendilerine rakip olmalarını da engelliyorlar. Yani bir taşla da, iki kuş vurmuş oluyorlar.
Merkez Bankası verilerine göre, 2012 yılında doğrudan yabancı sermeye yatırımı 2011 yılının gerisinde kaldı. 2012 yılında yurt dışında yerleşik kişilerin Türkiye'deki doğrudan sermaye yatırımları 2011 yılına göre yüzde 37,9 ve 6 milyar 87 milyon dolar gerileyerek 16 milyar 55 milyon dolardan, 9 milyar 968 milyon dolara düştü. Doğrudan yabancı sermaye girişleri yoğun olarak gıda, inşaat, finans ve sigorta hizmetlerinde oldu.
Eskişehir'de ise yabancı sermaye, süper marketlere yöneldi. Sıfırdan yatırıma gelen para yok denecek kadar azdır. Ancak ETO, ESO ve diğer meslek örgütleri, yabancı sermaye ile ilgili olarak yeni stratejiler belirlemeli, Eskişehir' e, sıfır yatırım, yani üretime yönelik yabancı sermayeyi teşvik etmelidir.
Eskişehir'de, yabancı sermaye ile birlikte, sanayi alanında ciddi projeler gerçekleştirilebilir. Özellikle de madencilik alanında, çok iyi bir fizibilite çalışması yapılır, ortam da sağlanırsa, ildeki madenlerimiz, sanayinin motoru olabilir. Eskişehir' de, dünya standardındaki, altın, boraks, krom, manganez, asbest, dolomit, cips, kaolen, manyezit, perlit, Eskişehir Taşı(Lüle Taşı), talk, toryum, mermer gibi, madenler mevcuttur.
Bugün işletilen madenlerin, Eskişehir ekonomisine katkısı ise yok denecek kadar da azdır. Eskişehir'deki madenlerin çıkartılması, hem ülke, hem de Eskişehir ekonomisine, ciddi katkıda bulunacaktır. Ancak madencilik faaliyetlerinde, kamunun etkin gözetim ve denetimini, diğer taraftan, çevre ve ekosistemlerin, korunmasını sağlamak şarttır.
Elbette ekonomik kalkınmaya ve yoksulluğun azaltılarak, gelir dağılımının düzeltilmesi hedeflerine yönlendirilen bir " yerel ve ulusal madencilik politikası" oluşturmanın, gerek toplum, gerekse madencilik sektörünün, gelişimi bakımından gereklidir.
Eskişehir'de, kanun ve kurallara riayet etmek suretiyle kalkınma amacıyla ve sanayi, maden, tarım ve hizmet dahil olmak üzere, üretim ile ilgili tüm faaliyetlerin arttırılmasına ve üretimine yönelik, yabancı yatım, teşvik edilmelidir.
Ancak Eskişehir'de, yer alacak yabancı sermayenin, ekonomik büyümeye, teknolojinin geliştirilmesine, üretim kalitesinin yükseltilmesine, iş fırsatlarının arttırılmasına, ihracatın geliştirilmesine ve pazarlara açılma imkânının yaratılmasına da öncülük etmelidir.
Yine Eskişehir'de, hayata geçecek olan yabancı sermaye, Milli güvenliği ve kamu menfaatlerini tehdit etmemeli, çevreye, ülke ekonomisine zarar vermemeli, en önemlisi de yerli yatırım sonucu, üretimin kayba uğramasına yol açmamalıdır.
Eskişehir konumu, yetişmiş işgücü, doğal zenginlikleri sanayi altyapısı ve bilgi birikimi ve diğer imkânları ile yabancı sermayenin, sıfırdan yatırım yapabileceği imkânlara sahiptir. Yeter ki üretime yönelik, yabancı sermaye ile ilgili, stratejiler belirlensin, sürekli kalıcı ve sonuç alıcı bir şekilde gündemde tutulsun. Ancak bugün Eskişehir' e, gelen yabancı sermaye, üretime değil de tüketime yöneliktir. Eskişehir, gelecek yabancı sermaye, doğrudan yatırım sermayesi veya kısa vadeli fırsat amaçlı sermaye olabilir. Yabancı sermayenin, ülke ve Eskişehir' e, daha fazla etkili olan doğrudan yatırım sermayesidir. Bu şekilde, yatırım yapacak olan yabancı sermaye desteklenmeli, hatta teşvik edilmesi içinde çeşitli kolaylıklar sağlanmalıdır.