
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
YEREL BASIN KENTİN AYNASIDIR
Bugün Çalışan Gazeteciler Günüdür. Ayrıca 10 Ocak 1961de gazetecilerin, çalışma koşullarını iyileştiren, ileri haklar getiren, 212 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği gündür. Bu gün,"çalışan gazeteciler günü, ya da "bayramı" olarak anılıyor.
Bugün, çalışan gazeteciler günü ama Türkiye Gazeteciler Cemiyeti' nin, basın ve ifade özgürlüğüne ilişkin hazırladığı rapora göre, 2015'te 500'e yakın gazeteci işsiz kaldı, 70 gazeteci saldırıya uğradı. Raporda, 200'ün üzerinde haber sitesinin kapatıldığı belirtildi. Tutuklu gazeteci sayısının ise 30 olduğu kaydedildi.
Ülkemizde, yaklaşık olarak, Bölgesel 91, Yaygın 196 ve Yerel 2.618 olmak üzere toplam 2.905 gazete yayım yapıyor. Yayımlanan gazete ve derginin yıllık toplam tirajının 2,5 milyon olduğunu, bunun da %94'ünü gazeteler oluşturuyor. Bu tirajın da %17' sinin yerel, %2'sinin bölgesel ve %80'inin ise yaygın gazete ve dergiler oluşturuyor.
Bugün ülkemizde, basın özgür değildir. Oysa basın özgürlüğü, anayasal bir hak olmanın ötesinde, demokrasinin sağlıklı gelişimi ve devamı için gereklidir. Bu özgürlüğün diğer amacı; doğru ve gerçek bilgileri, kamuoyuna ulaştırmaktır.
Basının, sahip olduğu bu özgürlük tartışmasız, sınırsız değildir. Kişisel, onur ve saygınlığa, zarar verilmemesi, eleştiri yapılırken, objektif olması gerekmektedir. Habercilerin ekonomik ve özlük hakları iyileştirilmeden, yerel gazete sahiplerinin, ekonomik sorunları giderilmeden, basının, özgürlüğünde ve objektifliğinden, söz etmek, ne derece inandırıcı olur?
Oysa kentler için, yerel basının önemi, ulusal basından daha da önemlidir Çünkü kentlerin, tanıtımı ve sorunlarının çözümü açısından, en önemli iletişim aracıdır. Yerel sorunlar ve çözümleri açısından kamuoyunun bilinçlenmesinde önemli görevler üstlenir
Basının, öncelikle topluma karşı ve kamu organlarına karşı, yasalarla belirlenmiş sorumlulukları vardır. O nedenle de basın, özgür olmalıdır.
Ayrıca; halkı aydınlatmak, dürüst ve doğru habercilik yapmak, objektif olmak, haber kaynaklarına karşı duyarlı olmak, devleti ve içinde bulunduğu toplumu korumak, desteklemek, anarşi ve kaosa yol açmamak gibi, sorumlulukları da bulunmaktadır
Yerel basını, kamu hizmetlerini, sağlıklı ve doğru biçimde, halka duyurmak için, devlet-yurttaş işbirliği ilişkisini sağlamak ve devam ettirmek yanında, kurum/kuruluşlarla, yurttaş ilişkilerini düzenlemek ve yapılan hizmetleri, kamu adına denetlemek ve elde ettiği bilgileri de kamuoyu ile paylaşır. Ayrıca ulusal iradenin, doğru tecellisi için, demokrasi olgusunu geliştirip, kökleştirir.
Diğer yandan, yerel basın sorunlarını gündeme getirerek, yöneticilere aktarılmasına aracı olur. Kentte ait yerel kültürün zenginleşmesine ve korunmasına katkı sağlar. Yerel yönetimlerin toplumla sağlıklı ilişkiler kurmasında aracı olur. Kent halkına bölgede olanları aktarır. Yerel ekonomiyi, yerel firmaların tanıtımını yaparak, reklamlarını yayınlayarak destek verir Kentin sosyal ilişkilerin gelişmesini sağlayarak toplumsallaşmaya katkı yapar. Yerel problemlerin merkezi yönetime ulaşmasını sağlar. Yerel siyasetin geliştirilmesini sağlar.
Eskişehir, yerel basının kalitesi, içeriği, standardı ve baskı açısından, en iyi kentler arasındadır. Gerek sahipleri, gerekse çalışanları, büyük özveri ve fedakârlıkta bulunuyor
Kim ne düşünürse düşünsün, yerel basın, Eskişehir' in, sesi, kulağı, gözü ve aynasıdır. Elbette yerel basın, gördüklerini, duyduklarını, düşündüklerini, en önemlisi de kentin sorunlarını, kamuoyu ile paylaşacaktır. Bu aynı zamanda basının, asli görevidir.
Nitekim Atatürk, " Bir milleti aydınlatma ve uyarmada, bir millete muhtaç olduğu fikri gıdayı vermekte, özet olarak bir milletin mutluluk hedefi olan müşterek istikamette yürümesinin temininde, basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir." demiştir.
Eskişehir' deki, kurum/kuruluşlar, kentle ilgili kararları veya sorunların çözümünü, "ortak akıl" olarak adlandırdığımız kavram ekseninde, ilgili kesimlerle, halkla ve basınla uyum ve işbirliği içerisinde, almanın yollarını aramalıdır. Basın ve her vatandaşta yalın yurttaş kimliği ile sorunlarını ve istemlerini, kurum/kuruluşlara, iletebilmelidir. .
Yerel basına değer verenler, asla unutulmazlar. Nitekim halk ve basın, İzmir Büyükşehir Başkanlarından, Rahmetli PRİŞTİNA' ya, bürokratik engelleri de devre dışı bırakarak aktarabiliyorlardı. Bu duruma, şahsım da birkaç kere tanıklık etti.. Hatta " HALK VE BASIN BENİM VELİNİMETİMDİR" sözüne de bizzat şahit oldum. Bugün, halk ve basın tarafından, hala hatırlanıyor ve rahmetle anılıyor.
Yerel basın özgürlüğü, anayasal bir hak olmanın ötesinde, demokrasinin, sağlıklı gelişimi ve devamı, içi gereklidir. kentin ve bölgenin sorunlarını, sürekli gündemde tutan, kentle ilgili konularda, yerel kamuoyunun oluşturulması, halkın demokratik sisteme katılımının sağlanması ve halk adına, yerel yönetimlerin denetlenmesinde rol oynar. O nedenle de yerel basına, her türlü destek verilmelidir. Çünkü yerel basın, kentlerin aynasıdır.
Çalışan Gazeteciler günü kutlu olsun...