4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

YERLİ TOHUM

Geçen hafta, Tarım İl Müdürü, Sayın Mevlüt GÜMÜŞ' le "ORGANİK TARIM" ve YERLİ TOHUM" üzerinde görüştük. Bu alanda oldukça donanımlı ve kaybolmaya yüz tutan yerli tohumları koruma projesini hayata geçirmede karalı gördük. Önümüzdeki günlerde, bu konularda, önemli toplantı ve çalışmalar yapılacak. Özellikle de Sivrihisar'da yapılacak çalışmalar, şahsımı maziye götürdü.
Hatırlıyorum da çocukluk yıllarımızda, hayvanların et ve sütleri, köyde yetişen, domates, patlıcan, biber kaysı, karpuz ve üzümün tadı bambaşka idi. Pişen, ekmek ve tatlının kokusu, metrelerce uzaktan hissedilirdi. Pişirilen, ekmek ve börek lezzetli olur, yemeye doyamazdık. Köylü, tüm ürünleri kendileri yetiştirirdi. Köylü, ekeceği tohumu, bu senenin ilk mahsulünden ayırır, bez torbalar içinde kirişlere asarlardı. Çünkü tohum, onlar için veli nimetti. Kısaca "tohum" onların yaşam sigortalarıydı.
Bütün bu güzellikler, mazi de kaldı. Siyasi otorite, tedbir almadığı gibi, aldığı bazı radikal kararlarla da kötü gidişe ivme kazandırdı. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün kaldırılması ile de adeta köylünün kolu kesildi. İthal tohumların fiyatları da, çiftçiyi çıkmaza soktu. Nitekim ithal domates tohumunun kilosu, altın kadar kıymetlidir. Yalnız domates tohumuna, yılda, ülke olarak, takriben 40 milyon dolar ödüyoruz.
İthal edilen yalnız, domates tohumu değil, İsrail, Fransa, Hollanda, ABD ve diğer ülkelerden de diğer sebze tohumlarını da ithal ediyoruz. Üstelik bu tohumların, pek çoğunun genetiği değiştirilmiş duruma. Genetiği değiştirilmiş ürünleri neslimize ve insan sağlığına verdiği zarar ise ortada.
Türkiye ve Eskişehir, kendi öz ürün tohumlarına sahip çıkmak ve geliştirmek zorundadır. Bu yapılmıyor, milyonlarca dolar verilerek, genetiği değiştirilmiş ürün tohumları ithal ediliyor. İnsanımızın sağlığı da riske sokuluyor.
Türkiye' nin, yerli tohum üretecek daha da geliştirecek imkân ve olanakları da var Nitekim Tarım Bakanlığı'nda 115 bin kişi çalışıyor. Türkiye'nin 70 civarında üniversite, 27 adet Ziraat Fakültesi,50 adette Tarım Araştırma enstitüsü var. 10 bin civarında da işsiz Ziraat Mühendisimiz mevcut. Ama diğer ülkelerden, tohum ithal etmek zorundayız.
Maalesef ülkemiz, sadece tohum alanında değil, her alanda kendi teknolojisini üretmede çok geç kaldı. Evrensel düzeyde bilgi üretecek, yeteri kadar eleman yetiştiremedik. Yetişenlere de imkân tanımadığımız gibi, sahip çıkmayarak, başka ülkelere kaptırdık.
Türkiye, her alanda olduğu gibi, tarımda da kendi teknolojisini üreterek, istihdam yaratmak zorundadır. Çünkü ülkemiz insanın büyük bir bölümü, hala kırsal kesimde ikametgâh etmektedir. Küçümsenmeyecek ölçülerde de tarım alanlarımız, Ziraat Fakültesinde, yetişmiş ziraat mühendislerimiz var. Ancak tarımda arzu elden verim yoktur.
Aslında tarım alanında araştırma yapabilecek, eğitimli gençlerimiz de var ama kendilerine yeterli imkan verilemediği için, arzu edilen yarar sağlanamıyor. Buna rağmen de istenen seviye olmasa da özel sektörde, hibrit f1. Sebze tohumu üreten şirketlerimiz, mevcut. Bu şirketlerimiz, biber, domates, patlıcan, marul, kabak ve vb. sebze tohumu üretilmektedir.
Eskişehir'deki kurum/kuruluşlar, özellikle de, Ziraat fakültesi ve Anadolu Tarım Araştırma Enstitüsü, Tarım İl Teşkilatının bu alandaki çalışmalarına, destek vermelidir. Çünkü Eskişehir'de bölgesel özellikleri taşıyan verimli, lezzetli, ürünlerimiz var. Özellikle de Sivrihisar'da yetişen Okçu fasulyesi, Koçaş Patlıcanı, Günyüzü Kavunu, Kepen lahana ve pırasası, dürmek nohudu, gibi öncelikle ele alınması gereken ürünlerimizdir. Bu ürünler, daha da geliştirilir ve üretilerek de pazarlanırsa, ülke ve bölge ekonomisine ciddi katkıda bulunur.
Hibrit tohum üretiminde, kendi çeşitlerimizi üretebilmek için AR-GE yatırımları büyük önem taşıyor. Sermaye yetersizliklerinden dolayı yerli firmalarının çok azı AR-GE yatırımlarına kaynak ayırabiliyor. Ancak Türkiye'de, Ar-Ge' nin önemi anlaşılmış olacak ki 5746 sayılı kanunla büyük avantajlar sağlandı. Yeni yasayla, Ar-Ge merkezi olarak tanımlanan; sermaye şirketleri içinde, ayrı bir birim olarak örgütlenmiş, münhasıran yurt içinde Ar-Ge faaliyetlerinde bulunan ve en az 50 Ar-Ge personeli istihdam eden, yeterli birikimi ve yeteneği olan birimler de teknoparklar gibi desteklerden yararlanabilecek. Eskişehir yerli tohumları geliştirmek için, bu teşviklerden yararlanabilir.
Şu bir gerçek ki tohum ıslah çalışmaları, sebat ve basiret gerektiren bir çalışmadır. Belki bunu başaran işletmelerimiz de var. Ancak yabancı ülkelerden, daha ucuz tohum alınabildiği veya yatırım maliyetinden korkulduğu için mi bilinmez, insanımız tohum üretmekten kaçınıyor. Oysa insanımızın sağlığı için, tesis kurmak ve maliyeti pahalı da olsa, yerli tohumlarımızı üretmek ve tercih edilmek zorundayız. Çünkü yerli tohumlar, sağlıklı nesillerin ve sağlıklı yaşamın, teminatıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi