4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

YERLİ TOHUMLAR KORUNMALI

Tepebaşı belediyesi, diğer belediyelere, örnek teşkil edecek, icraat ve etkinlikler yapıyor. Geçen hafta Tepebaşı Belediyesi, Sağlıklı Kent Konseyi, Porsuk Çayı Feylesofları Derneği ve Eskişehir Doğal Yaşam Yerel Tohum işbirliği ile "Tepebaşı Yerel Tohum Takas Şenliği", düzenledi.
Şenlikte, konuşma yapan Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet ATAÇ, "Bir avuç tohum, insanları birbirine bağladı." diyerek, etkinliğin önemini vurguladı.
Bu tür şenlikler, ülke ve Eskişehir'deki, asırlardır süregelen, yerli tohumların gelecek nesillere aktarılması açısından da önemlidir. Yerli tohumlar, insan sağlığı ve organik ürün üretme açısından da önemlidir
Yerli tohumlar, bölge iklimine adapte olmuştur.. Bölgedeki hastalık ve zararlılara karşı belirli bir direnç geliştirmişlerdir. Kendi coğrafyası dışında ekildiklerinde bu özelliklerini devam ettiremeyebilirler. Araştırmalar, bu tohumlardan elde edilen ürünlerin, besin içeriklerinin, endüstriyel tohumlardan daha fazla olduğunu göstermiştir.
Şenlik, yerli tohumun kullanılmasına, önümüzdeki yıllarda, ne gibi katkıda bulunacak , bekleyip göreceğiz. Ancak "Tepebaşı Yerel Tohum Takas Şenliği" nin, düşünülmesi bile, başlı başına başarıdır. Çünkü her geçen yıl, ülke ve Eskişehir bazındaki, yerli tohumlarımızı kaybediyoruz.
Bugün İsrail, Fransa, Hollanda, ABD ve diğer ülkelerden, sebze tohumlarını ithal ediyoruz. Üstelik bu tohumların, pek çoğunun genetiği değiştirilmiş durumda. Genetiği değiştirilmiş ürünlerin, neslimize ve insan sağlığına verdiği zarar ise ortadadır.
Ayrıca Bakanlık, ABD, Arjantin, Brezilya, Çin, Kanada, Hindistan, Avusturalya, Yeni Zellanda ve Güney Afrika başta olmak üzere, 28 ülkede üretilen Genetiği Değiştirilmiş Organizma'lı (GDO) tohum ve buna bağlı GDO'lu gıda ve yem ham maddeleri, biyolojik çeşitliliğimizin korunmasını ve sürdürülebilir kılınmasını tehdit ettiğini açıkladı.
Türkiye, dört mevsimin yaşandığı, tarımın, hemen her türlüsünün yapıldığı, son derece bereketli, son derece verimli, topraklara sahiptir. Dünya`da, 11 bin civarında endemik yani nadir bitki türü var. Bunlardan üçte biri, yani yaklaşık 4 bin tanesi ülkemizde bulunuyor. Gen kaynaklarının korunması, bitkisel çeşitliliğin korunması yanında tohum üzerinde araştırma çalışmaları da önem taşıyor.
Türkiye, bitkisel çeşitlilik açısından da çok zengin bir ülkedir. Ancak bu bitki çeşitliliğinin, gelecek nesillere aktarılması açısından, bitki gen kaynakları bankalarının açılması gerekiyor. Aksi halde dışından getirilen, "HİBRİT" çeşitlerin, yerli tohumların yok olmasına neden olacaktır.
Türkiye'nin, dört bir yanından gelen 107 bin çeşit tohum, Ankara'daki Tohum Gen Bankası'nda saklanıyor. Dünyanın, üçüncü büyük tohum, gen bankası olan merkezde, binin üzerinde, tohum çeşidi tescil ettirildi.
Ülkemizde, yabancı tohum bağımlılığını azaltmak için, ıslah çalışmaları yapılıyor. Yani doğal şartlara ve hastalıklara dayanıklı, verim ve kalitesi yüksek çeşitler geliştiriyor. Türkiye, hububat ve bakliyatta, yüzde 100 yerli çeşitler üretmeyi başardı. .
Anadolu da; başta buğday olmak üzere, birçok ürünün geliştirildiği, tarım devrimine beşiklik etmiş bir coğrafyanın parçasıdır. On binlerce yıl, dünya çiftçileri tohumlarını, karşılıksız paylaştı. Bu nedenle, "tohumlarımızın patentini alalım, parasını vermedikçe kimseye vermeyelim" demenin, hiçbir anlamı yoktur. Bu mantık, ülkemizi birçok üründen, mahrum eder.
Bakanlığın yaptığı açıklamada, dünyadaki 8 gen merkezinden, 3'ünün Türkiye'de bulunduğu, yine 3 bin 905'i akademik olmak üzere, toplam 12 bin bitki türünün, Türkiye'de yer aldığı kaydedildi. Bugün dünyada, üretimi yapılan buğday, arpa, nohut, mercimek, zeytin gibi, birçok önemli ürünün, anavatanının Türkiye olduğu, ayrıca insanlığın, en önemli besin kaynaklarından biri olan buğdayın, 11 bin yıl önce Anadolu'da, kültüre alındığının belirtti.
Yerli tohumlara, şirketler el koymak istiyor. Asırlar önce, tarım devriminden başlayarak, çiftçilerin geliştirdiği, bütün bu tohumlara, şimdilerde birkaç gen koyarak, bunların patentini çıkarmaya çalışan, yerli veya yabancı, tohum şirketleri var. O nedenle de yerli tohumlara, sahip çıkmak zorundayız. Çünkü atadan kalma tohumlar, iklim değişimleri karşısında, can yeleği görevi üstleniyorlar. Küresel ısınma karşısında yerli tohumlar, yabancı tohumlardan daha dayanıklı olup, daha da sağlıklıdır.
Tepebaşı Belediyesi tarafından, başlatılan," Yerli Tohum Takası Şenliği" ve Esentepe Çocuk Merkezi yanında yer alan, yaklaşık 8 dekar alanda, yerli tohumların çoğaltılması amacıyla gerçekleştirilen protokol, örnek teşkil edecek niteliktedir.
Sayın DT. ATAÇ ve tarım ekibini, sivil toplum örgütlerini, kutluyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi