4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

YETER ARTIK!

Siirt'in Eruh İlçesi'nden Görendoruk Köyü Jandarma Karakolu'na giden askerlere, PKK'lı teröristler pusu kurdu. Açılan ilk ateşte Uzman Çavuş Mesut Günay şehit oldu. Takviye birliklerin sevk edildiği bölgede teröristlerle aralıklarla devam eden çatışmada şehit sayısının 4'e yükseldiği belirtildi.
Türkiye, 2000 yılında 0 şehit, 2001yılında 0 şehit, 2002 13 şehit, 2003 yılında 21 şehit, 2004 yılında 73 şehit, 2005 yılında 92 şehit, 2006 yılında 121 şehit, 2007 yılında 118 şehit, 2008 yılı 150 şehit, 2009 yılında 114 şehit, 2010 yılında 141 şehit verdi.
İç işleri Bakanı Sayın Şahin, "2002-2011 yılları arasında, ülke genelinde meydana gelen terör olaylarında 81 polis, 734 asker şehit olmuş, 2 bin 960 polis ile 2 bin 134 asker de yaralanmıştır" açıklamasını yaptı.
2012 yılında ise hemen her gün şehit veriliyor. Şehitlerin büyük çoğunluğu hayatının baharındaki gençlerimiz. Peki, kurulduğu söylenen, "ÖZEL TİM " nerede?
Terörle mücadelede, Başbakan Sayın Tansu ÇİLER' in dönemini aradık.
Elbette her insan gibi, Prof. Dr Tansu Çiler' in de hataları oldu. Ancak başbakanlığı dönemindeki, özellikle de PKK ve milli davalardaki tutumu hala, partili ve partisiz, pek çok kişi, tarafından, örnek olarak gösteriliyor.
Halkımıza göre, Prof. Dr. Tansu Çiler: "Cesur ve kararlıdır. Kardak krizinde, ' O bayrak! ya inecek, ya inecek' diyerek, milli konularda, ne kadar duyarlı ve kararlı olduğunu gösterdi. PKK terörü ile kararlı bir şekilde mücadele etti. IMF' den yardım almadan, ekonomiyi düzlüğe çıkardı. Türk dünyasını, ihmal etmedi.
Onun dönemi olan, 1993 yılında, bahar aylarının gelmesiyle beraber, Kuzey Irak'ta yuvalanan hainler, Türkiye'ye geçiş yapmaya başladılar. Gidişattan endişelenenler, çözüm yolları üzerine kafa yormaya başladı. İlk akla gelen unsur ise, komandoların yanı sıra, aylarca dağlarda yaşayacak şekilde eğitilen, özel harekât polisleriydi.
1993 yılında, terör ile mücadele de girilen yeni dönemde, özel harekât timlerine düşen görev de arttı. Özel harekât timlerinin re-organizasyonunda, Hüseyin Kocadağ önemli görevler aldı. Emniyet yeni tim mensuplarının yetiştirilmesi için, özel harp dairesi ve milli istihbarat teşkilatı eski mensubu Korkut Eken'i görevlendirdi. Özel harekât timlerini sayısı arttırıldı. Sayıları 8000 civarına ulaşmıştı. PKK' ya karşı, çok başarılı oldular. Yok denecek kadar da şehit verdiler.
Terörün, en azgın olduğu dönemde, çok zor eğitimlerin ardından görevlendirilen özel harekâtçılar, teröristlerin korkulu rüyası olmuştu. Hainlere karşı o kadar başarılıydılar ki, bizzat bölücü başı telsizle verdiği talimatlarda, "Özel harekâtçılar ile çatışmaya girilmemesini" istiyordu. Öcalan'ın, yakalanmasının ardından, terörün yok olması ile birlikte Batı'ya kaydırılan, özel harekâtçılar, teröristlere kök söktürdüler.
Türkiye, Tansu Çiler döneminde olduğu gibi, terörle mücadeleyi, iyi eğitilmiş, bölgeyi ve bölge insanını çok iyi tanıyan, "ÖZEL TİMLERLE" yapmak zorundadır. Hatta bu timler, burada kalıcı olmalı, bölgeyi çok iyi tanımayan askerler, kesinlikle terörle mücadelede görev almamalıdır. Çünkü bölgeye gönderilen askerler, ne kadar iyi eğitilirlerse eğitilsinler, terörle mücadele etmeleri çok zordur. Bölgeyi çok iyi tanımayan askerlerimizin, bölgeyi çok iyi tanıyan teröristlerle, etkili bir şekilde mücadele etmesi mümkün mü?
Ayrıca AB ' ye uyum yasaları ile güvenlik güçlerinin eli-koşu bağlandı. Terörle ilgili operasyonlara hemen başlayamayacak, operasyon yapılacak kişi, ya da kişiler, bu görüşmeciler tarafından önce konuşarak ikna edilmeye çalışılacak. Bir operasyon anında, Cumhuriyet Savcıları talimatı doğrultusunda hareket edecek Suçlular ikna etmeye çalışacak. Silahlı çatışma, artık Özel Hareket Timleri'nin en son çaresi olacak.
Bu yöntemle, güvenlik güçlerinin, terörle mücadelede, başarılı olması mümkün mü?
KÜRT " veya "DEMOKRATİK" açılım gibi safsatalarla, PKK terörünü bitirmek, annelerin gözyaşını dindirmek isteyen, hayalperest siyasiler, köşe yazarları, üniversitesi' nde Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü açılması isteyen YÖK Başkanı, rektörler, Anadille eğitim öneren kesimler veya benzer isteklerde bulunan kişi/kişiler, şehitlerimiz karşısında, ne düşünürler bilinmez. Ama PKK terörü, tüm hızı ile sürüyor.
Elbette Suriye' de, yaşananları, kabul etmek mümkün değildir. Ancak iktidarın görevi, öncelikle Suriye değil, hemen her gün şehit verdiğimiz, PKK terörüdür. Çünkü hayatının baharındaki gençlerimizi, her gün şehit veriyoruz. 2011 yılına kadar PKK terörüne, güvenlik güçleri 6653 şehit verirken, 5687 vatandaşımız da hayatını kaybetti.
YETER ARTIK! ne yapılacaksa, bir an önce yapılmalıdır. ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKIYOR...

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi