
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
YÖK REFORMU!
TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı ve AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı, ''Sayısal olarak bu kadar artmış bir üniversite, yükseköğrenim yapısını, mevcut 'yamalı bohça' yasayla idare etmek artık imkânsız hale geldi. Herkes bundan şikâyetçi'' sözleri ile YÖK' ün bugünkü yapısını eleştirdi.
Doğrudur bugüne kadar YÖK Yasası'nda, 60'ın üzerinde revizyon, değişiklik, düzeltme, ilave, çıkarma yapıldı. Ancak yapılan değişikliler, değişikliğe uğrayan maddeleri arattı. Hatta var olan özgürlükler aranır oldu. Düşüncelerini ifade eden öğrenciler, salonlardan çıkartıldı veya yargıya havale edildi. Tablo bu olunca ve tutuklu öğrencinin 771 kişiye ulaştığı söylenirken, YÖK reformundan bahsetmek, inandırıcı olabilir mi?
Sayın AVCI, Türkiye'de 27 üniversiteden 200 üniversiteye hızla yaklaştığını, 200'ü de geçileceğini, Sayısal olarak da bu kadar artmış bir üniversite, yükseköğrenim yapısını mevcut 'yamalı bohça' yasayla idare etmek artık imkânsız hale geldiğini söyledi. Oysa üniversite sayısının artması kesinlikle kaliteyi getirmez. Bilakis var olan kaliteyi, ortadan kaldırdığı gibi, imkânları da aratır.
Sayın Avcı, ilgili bütün paydaşlarla başta mevcut üniversiteler olmak üzere öğretim üyeleri, sivil toplum, düşünce kuruluşları, siyasi partilerin, bu düşünülen yasa ile ilgili görüşlerini alıp, tartışılarak, ülke için en uygun bir çerçeve yasayı hep birlikte oluşturacaklarını söyledi. Bu güzel yöntem, ancak Üniversite öğrenci derneklerinin hatta öğrencilerinde görüş ve önerileri alınmalıdır.
Elbette ilgili kesimlerin, öneri ve görüşleri ne kadar dikkate alınır bekleyip göreceğiz. Ancak halka rağmen, YÖK reformunda başarılı olmak veya herkesin kabul göreceği bir YÖK reformunu yapmak mümkün değildir.
Aslında YÖK yasanını değiştirmek veya mükemmel yasa yapmak Üniversitelerde sorunları çözmez. Ülkemizde, çok güzel yaslar var. Ancak bu yasalar bazen hayata geçirilemiyor. Çünkü ülkemizde icraata, bazen "POLİTİK" ve "ELİT GÜÇ" egemendir.
Doğrudur, yükseköğretimde, eğitimin kendisi çok dinamik, sürekli değişen bir alan. 200'ye yaklaşmış üniversiteyi, yıllar önce üniversiteler için hazırlanmış bir yasayla idare edemez. Sayın AVCI' nın söylediği gibi, 200'e yaklaşan üniversitelerimiz de kendi içlerinde türdeş değil, homojen değil.
Sayın AVCI' nın, " Üç yıl önce kurulmuş olan Şırnak Üniversitesi'yle 10 yıl önce kurulmuş olan Balıkesir Üniversitesi'ni ve 240 yaşındaki İstanbul Teknik Üniversitesi'ni aynı yasayla yönetmeniz insan mantığına, işin mantığına aykırı. Dolayısıyla bir defa buradan bu üniversitelerin her birinin kendi özel koşullarını dikkate alacak düzenlemeler yapmalarına fırsat verecek bir çerçeveye ihtiyaç var." sözlerine katılmamak mümkün mü?
YÖK yasası nasıl gerçekleşecek bilinmez ama Üniversitelerle ilgili sorunların çözümü için mutlaka yeniden yapılandırılmalı, "ÖZERK ÜNİVERSİTE" hedef alınmalıdır.
Üniversite Senatoları ve Mütevelli Heyetleri, evrensel ilkeleri kamuoyuna deklare ederek, öğretim kadrosu ve yönetimi, araştırma, düşünce ve ifade özgürlüğünün eksiksiz bir şekilde sağlanmasında ve korunmasında ortak sorumluluk üstlenmelidirler.
Üniversiteler, özellikle de öğretim üyeleri, üniversite içinde ve dışındaki araştırmalarda, araştırma sonuçlarını yayınlamak, tartışmak ve yorumlamakta özgür olmalıdır.
Öğretim üyelerine, bağımsız düşünebilen ve üreten, ürettiğini insanlık yararına sunabilme esnekliği getirilmelidir.
YÖK yasası yapılırken, toplumda, tüm kesimlerin, özellikle de öğretim üyeleri ve öğrenci derneklerinin de katılımı sağlanmalıdır. "iktidar, "BEN YAPTIM OLDU" felsefesi ile hareket etmesi veya kendi ideolojisini üniversitelere dayatması, beğenilmeyen YÖK yasasını da aratır.
YÖK reformunda, bilimsel ve yönetsel özerklik ile birlikte demokratik, katılımcı yönetim anlayışının gereği olarak, birçok konuda yeniden yapılandırılması gereken YÖK'ün değişim ve gelişim sürecinde, üniversitelerin önünü açmalıdır.
Türkiye, Yüksek Öğretimle ilgili sorunlarını çözmek, süratle reorganizasyona gidilerek, üniversiteleri yeniden yapılandırmak zorundadır. Üniversitelerin, öğretim elemanı sıkıntısı için, ciddi projeler hazırlanmalı, öğrencilerin, yurt ve burs problemlerine kalıcı çözümler üretilmelidir. Üniversiteler, bilgi ve teknoloji, üreten kurumlar haline getirilmeli, Bunun içinde, üniversitelerin bünyesinde, Ar-GE çalışmalarına ivme kazandırılmalıdır.
Ayrıca YÖK reformunda, "ÜRETKEN ÜNİVERSİTE" hedef alınmalıdır. Çünkü üretken Türkiye için, üretken üniversite şattır.