1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Yoksa davet mi edilmediler?



TÜMSİAD'ın iftar yemeği varmış önceki akşam.
Oldukça da kalabalıkmış katılım.
CHP'den Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile Milletvekili Utku Çakırözer'de yemekteymiş.
Ancak...
TÜMSİAD'ın AK partiye çok da uzak bir kuruluş olmadığını bilenlerin gözleri ister istemez iftar yemeğine katılan AK partililere çevrilmiş.
AK Partinin 3 ncü sıra Milletvekili adayı olan Emine Nur Günay varmış örneğin yemekte.
Yine AK partinin büyükşehir Belediye Başkan adayı Harun Karacan Varmış...
Milletvekili adaylarından Yetkin Tetik ile Ali Demirel'in yanı sıra, aday adaylarının da çoğu iftar yemeğindeymiş.
Gözler Milletvekili Salih Koca ile, AK partinin İl ve ilçe başkanlarını aradıysa da, o isimlerin olmayışı dikkat çekmiş.
-"Yoksa davet edilmediler mi?" sorusu sorulmuş hemen her masada.
Dahası...
AK parti listesinin 3 ncü sırasında bulunan, seçilemediği için seçim günü Eskişehir'den ayrılan Emine Nur Günay'ın yenden Eskişehir'e gelişi, parti içindeki bir kesimde endişe dahi yaratmış.
Sonuçta yapılan bir iftar organizasyonu ve yenilen bir iftar yemeğiymiş ama...
Yemekte olanlar ve olmayanların oluşturduğu tablo üzerine yapılan yorumlar, AK parti içinde yaşananları ve ayrışmayı resmen ortaya koyar cinstenmiş...
....


Nerede eski siyasetçiler?

Siyaset yapmış insanlara bakıyoruz da, büyük çoğunluğunda gördüğümüz bir tespit ön plana çıkıyor.
Partilerinin yılmaz savunucusu olarak ortaya çıkıyor pek çoğu.
Parti kademelerinde bu gayretlerinden ötürü belli bir konuma geliyorlar.
Tabi hepsinin hedefi, parti kademelerinde bir yerlere gelmekten çok, bir koltuk sahibi olabilme amacı taşıyor.
İşte bu süreç boyunca inanılmaz parti savunucusu oluyorlar.
Karşı tarafla can hıraç bir kavgaya tutuşuyorlar.
Kendi partililerine şirin görünme uğruna söylemedikleri söz, yapmadıkları eylem kalmıyor.
İşte bu amansız mücadele veriyor görüntüsü, sonuçta onları ya bir yerlere getiriyor, ya da hiçbir yere gelemiyorlar.
Onca mücadele sonrasında hedeflediği koltuğun adayı olamayınca her şey bitiyor.
Parti savunuculuğundan ve diğer partilere karşı başlattığı mücadeleden eser kalmıyor.
Dahası küsüyor her şeye.
Bunun sorumlusu olarak önce kendi partisinde ki insanları gördüğü için, ilk eleştiri hedefinde kendi partisi ve partilileri oluyor.
Zaten sonra da ortadan kayboluveriyor.
Kısacası...
Sabah siyasetle kalkıp, gece siyasetle yatanlar, harcadığı emek ve paranın karşılığını "Aday" olarak alamadıkları zaman "Zaten işleri de ihmal etmişiz" bahanesiyle çekiliveriyorlar köşelerine.
Sonuç olarak...
Parti ve siyasi düşünce bir yana, herkes kendisine çalışıyor bu işlerde.
İnanmıyorsanız, şöyle bir geçmişten bu güne kadar geçen süreyi zihninizde tarayın.
Nerede o eski il başkanları, ilçe başkanları, milletvekilleri?
Bir zamanlar bıçağının her iki ucu da kesen, partinin ve fikirlerin en önemli isimleri olanlar nerede?
İsterseniz biz söyleyelim?
Hepsi köşesine çekilmiş vaziyette.
-"Ben koşturdum başkaları koltuğu kaptı" diye düşünüyor.
İsterseniz içlerinden birkaçı ile konuşun.
Hepsi de, bir zamanlar o gece gündüz koşturduğu partisini ve partilileri kötüleyecek, kullanıldığını söyleyecektir.
-"O kadar uğraşmama rağmen beni aday yapmadılar ama, ben kırgın değilim" diyene rastlayamayacaksınız...
Bundan emin olun...
...............

Herkesin gördüğünü yönetenler niçin görmez?

-"Sizce Eskişehir'in en temel sorunları nelerdir?"diye sorsak...
Eminiz ki her biriniz ayrı bir sorunu gündeme getirir.
Bazılarınız:
-"Çevre yolları yetersiz. O yüzden yeni Çevre yolları biran önce yapılmalı" der...
Bazılarınız ise:
-"Çevreyolunun etrafında ki mahalleler çok ilkel görüntü sergiliyor. Biran önce kentsel dönüşüm çalışmaları yapılmalı" diye görüş belirtir.
Bunun yanı sıra...
-"Koca şehirde bir tane kent meydanı yok" diyen...
-"Mevcut 3 güzel parkın yanı sıra, şehrin 3-4 yerine daha benzeri parklar yapılmalı" diye görüş belirten...
-"Ne olacak bu trafiğin hali?" diye soran da mutlaka çıkar.
Dahası, içinizden:
-"Kaldırımda yayadan çok araç var"
-"Şehir merkezi tabela cehennemi gibi"
-"kaldırımların üzerinde yürümek cambazlık istiyor"
-"Bisikletler için ayrılmış yol yok."diyenler de muhakkak olur.
Hatta...
-"Asfaltlanan yer iki gün sonra kazılıyor ve işin tuhafı kazıldığıyla kalıyor" diyenlerden tutun da...
Hamamların pis olduğunu, Esnafın çevresini resmen işgal ettiğini, çöplerin zamanında toplanmadığını söyleyenler dahi olur.
Sonuç olarak...
Vatandaşın tespit ettiği bu ve bunun benzeri sorunlar, hepimizin her gün karşılaştığı ve gözle görülür sorunlar.
Üstelik...
Gazeteci olarak bizim sürekli dile getirdiğimiz sorunlar bunlar.
Neticede...
Hepsini toplasanız 10'u-15'i geçmiyor Eskişehir'in var olan sorunları.
Bizim ve halkın bildiği bu sorunları, bu kenti yöneten seçilmiş ve atanmışların bilip görmemesi mümkün değil.
Merak ettiğimiz?
Bu bilinen ve görülen sorunlar niçin bir araya gelinip de ortadan kaldırılmıyor?
Hâlbuki...
Yukarıda saydığımız sorunların büyük bir bölümü, yönetenlerin oturduğu yerden bile verebileceği talimatla çözülecek cinsten...
Ama olmuyor...
Bu şehri yönettiğini zannedenler, başarılı olduklarını ispatlama adına mevcut sorunları görmezden geliyor.
Kendilerine göre "olmayan" sorunu da çözme yoluna gitmiyor.
İyi de...
Bu şehirde yaşayan herkes, onların görmek istemediği bu sorunları görüyor ve bu sorunlarla yaşamak zorunda kalıyor...
.....

Biraz da gülmek lazım

Trafik polisi Temelin kullandığı arabayı durdurur ve:
-Sizi tebrik ederim beyefendi, bu günkü kontrollerimizde emniyet kemeri takan tek sürücü sizsiniz bu yüzden size üçüyüz milyon lira ödül vereceğiz, ne yapmayı düşünüyorsunuz, demiş. Temel:
-Hemen cidup bi ehliyet alacagim demiş.
-Ne! senin ehliyetin yok mu?
demeye kalmadan yandan Fadime söze girmiş:
-Siz ona bakmayin memur bey içince hep boyle sapitiyi
Polis iyice sinirlenmeye başlamış.
Derken arkadan dursun:
-Ula ben size demedimmi çalinti arabayla yola
çikmayalim basimiza bi is gelir diye.
Trafik polisi iyice zıvanadan çıkmış ve bagajdan idris
atlamış:
-Noldu usaklar geçtik mi siniri?

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi