Devre arasında spor gündemi o kadar hızlı değişti ki hem takip etmekte zorlandık hem de bu sayede zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık. En son olarak G.Saray'ın yeni stadına taşınma sırasında yaşanan olaylar var ki ülke gündemini uzun süre meşgul edeceğe benziyor. Açılış törenini televizyondan izlerken yeni stadı kıskanmadım desem yalan olur. Biz açık tribünün üstünü kapatmayı becerememişken, devletin kaynakları kullanılarak bir kulübe stat yapılması haliyle düşündürücü. Yine de açılış töreni sırasında yaşananların bize iyi bir ders olmasını temenni ediyorum. Böylece siyaset ile sporun birbirinden ne kadar uzak olursa, o kadar hayırlı olacağını bir kere daha görmüş olduk.
Devre arasında Eskişehirspor camiasını yeni transfer beklentilerinden ziyade, Sezer Öztürk'ün satılıp satılmayacağı konusu meşgul etti. Basında her gün çıkan haberler sonucunda oluşan bilgi kirliliği, hem kafaları karıştırdı hem de taraftarı fazlasıyla gerdi. Özellikle ulusal medyanın görsel ve yazılı organlarında çıkan taraflı haberler Sezer'i zorla satmak istiyormuşuz gibi bir hava yarattı. Baktığımızda alıcının gönülsüz, satıcının kararsız, bu işe konu olan futbolcunun iki arada bir derede kaldığı çok ilginç bir transfer süreci yaşadık. Ben hala bu transfer işinde Tabata'nın niye olmazsa olmaz bir rol üstlendiğini de anlayabilmiş değilim üstelik. Transferden ziyade değiş-tokuş şekline bürünen görüşmelerin olumsuz sonuçlanması taraftarımızı fazlasıyla memnun etti. Netice de öyle bir ortam oluştu ki; herkes ara transfer döneminde en iyi transferin satılmayarak takımda kalan futbolcular olduğunu düşünmeye başladı. Taraftarın takıma takviyeden ziyade eldeki futbolcuların kaybedilmemesini istemesi Halil Başkan'ı da, yönetimi de fazlasıyla rahatlatmıştır herhalde.
Cumartesi günü Başkent'de oynayacağımız Gençlerbirliği maçı ile ikinci yarıya başlayacağız. Antalya'da yapılan devre arası kampı ve hazırlık maçlarından gelen haberler gayet güzel. Bu maçlarda alınan sonuçlardan ziyade takımın vereceği mesajlar önemli idi. Yine de Avrupa'nın marka takımları karşısında sergilenen futbol kadar alınan neticelerde herkesi memnun etmiş durumda. Kampa gidip çalışmaları bizzat takip eden Erkan Midilli arkadaşımızdan, Bülent Hocanın takımı çok sıkı çalıştırdığını ve takımdaki arkadaşlık ortamın oldukça iyi olduğunu öğrendik. Başarı için ilk şartın takım içinde sevgi, saygı ve hoşgörü ortamının sağlanması olduğunu devamlı olarak belirtiyoruz. Teknik heyet disiplinli çalışma koşulları ve adil forma dağıtımı ile, yönetim de mali konularda takım içi dengeleri bozmadan zamanında yapacağı ödemelerle bunu desteklerse sonuçlarını ligdeki maçlarda fazlasıyla alırız. Şahsım olarak son derece umutlu olduğum ikinci yarıda, Eskişehirspor'umuza, başarılı sonuçların alındığı, sakatlıkların yaşanmadığı, kavga ve gürültüden uzak, huzurlu bir sezon diliyorum. Yolumuz açık, futbol şansımız yanımızda olsun.
