Yönetim anlayışında değişim

Sınai üretim felsefesindeki değişimler, beklendiği biçimde kurumsal yönetim anlayışına da yansıyor. Geleneksel üretim yönetimi ile idare edip çağdaş yönetim modelleri uygulayan kuruluşlara –ya da tersine– rastlamak pek muhtemel değil…

Yaklaşık son 50-70 yılın en önemli değişimlerinden birinin yönetim teorileri alanında olduğunu söylemek bir gerçeğin ifadesi olur. Ekonomik işletmelerde değişen yönetim yaklaşımları, kendisini kamu ve sivil toplum alanlarında da ortaya koyuyor. Bu nedenle kamu yönetiminde yeni yaklaşımları sıklıkla duyar olduk. “Bu yeni yaklaşımlar bizim ülkemizde uygulanıyor mu?” sorusuna kolayca “Evet” cevabını vermek ise pek kolay değil.

Geçmişte kamu yönetimi anlayışı, öncelikle denetim üzerine kurgulanmıştı. İş yapmaktan daha ziyade, hatalı bir iş yapmamak üzerine geliştirilmişti. Son yıllarda denetimci bürokratik yaklaşımın yerini performans yönetimi almaya başladı. Bir başka deyişle; kaynakların verimli kullanımı, hizmette kalitenin sağlanması ve artırılması ile hizmet görme verimliliğinin yükseltilmesi ön plana çıktı. Bu yaklaşımın, –bizde pek yaygın olmasa da– yerel yönetimlerde de seçkin örneklerini gözledik.

Yeni zamanların bize öğrettiği en önemli kazanımlardan biri, bir işi doğru yapmanın birden fazla yolu bulunabileceği oldu. Bu nedenle yerel yönetimlerde hizmetlerin üretilmesinde ve halka ulaştırılmasında farklı ve alternatif yöntem ve teknikler oluşturulmaya başlandı. Yerel yöneticilerin, kurumlarının sunduğu hizmetler konusunda her geçen gün daha fazla yaratıcı ve yenilikçi olmaları gereği bu gerçekten kaynaklanıyor olmalı.

Çağın bize kazandırdığı bir diğer algı ise –türü ne olursa olsun– elimizdeki kaynakların tükenebilir niteliği konusunda oldu. Dolayısıyla finansın daha fazla önem kazanmaya başladığı 20’nci yüzyıla oranla finans sistemine önem vermeye başladık. Basit anlamda gelir-gider veya nakit akışı olarak görünen finans, planlama ve bütçeleme ihtiyaçları ile birlikte bir sistem haline dönüştü. Böyle bir kurumsal finans sisteminin –yasal mevzuat bir yana– vazgeçilmezliği, kendisini yerel yönetimler boyutunda da ortaya koydu.

Küresel Çağ’ın en önemli niteliklerinden biri kentleri ön plana çıkarmasıdır. Dolayısıyla insan yerleşimleri öne çıkarken, yerel yönetimler de farklı özellikler kazanmaya başladılar. Kentlerin öne çıkışı, mevcut kaynakları paylaşma anlamında yerleşimler arasında bir rekabete yol açtı. Bir yandan yönetim anlayışındaki değişim diğer yandan kentler arası yarış, rekabetin yerel yönetimlerin örgütsel yapılarında içselleşmesine de neden oldu. Özetle; bugün yerel yönetim dediğimizde; kapalı olarak ifade ettiğimiz kavramlardan biri içeride ve dışarıda rekabettir.

Yönetim teorilerinin gelişmesinde, hiç kuşkusuz özel sektörün önemi birinci sıradadır. Bunu merkezi devlet yönetimindeki açılımlar izler. Henüz sivil toplum alanına özgü, farklı yöntem ve tekniklere sahip değiliz. Sivil toplum alanında özel sektörün ve devletin yaklaşımlarından indirgemeler ve yorumlar yapmaya çalışıyoruz.

Yerel yönetimler, sivil topluma oranla birkaç adım daha önde görünüyor. Ama bu alanda da yeni açılımlara ihtiyaç var. Yerel yönetimlerde yeni iş modellerinin oluşturulması ve yaygınlaştırılması, karşımızda ciddi bir ihtiyaç olarak duruyor. Yerel yöneticilere bu tür deneyimi ve örnekleri oluşturmak gibi yeni bir görev düşüyor.

Yaşadığımız Küresel Çağ’da kentlerin öne çıkışıyla birlikte gündeme gelen sorunlardan biri, artan yerel yönetim maliyetleri oldu. Giderek yerel projeler, bir kent yönetiminin ödeyebileceği boyutların çok üstüne çıktı

Proje ölçeğinin ve kentsel hizmet boyutlarının finansal boyutlarının çok büyümesi ile merkezi hükümetin yerele destekleri kaçınılmaz hale geldi. Aynı zamanda yerel yönetimler küresel finans kaynaklarına başvurmaya başladılar. Özetle; yerel yönetimlerin dış kaynaklardan borçlanması yeni bir eğilim olarak ortaya çıktı. Artan yerel finans ihtiyacı, bir yandan iktidara yakın olana merkezden kaynak aktarımını yükseltirken, diğer yandan yerel yönetimlerin kendi kaynaklarını üretebilmeleri için yetki ve sorumluluk göçerilmesine dönüştü

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi