Şarhöyük'te bir mezarlık vardı.
Eski adı Muttalip olan caddenin kenarında olduğu için "Muttalip Mezarlığı" deniliyordu.
Şehrin ortasında kaldığı için burası adına planlar geliştirildi.
Mezarlığın taşınarak parka dönüştürülmesi fikri ortaya atıldı.
Ancak Yılmaz Büyükerşen göreve geldiğinde bu fikir hayata geçti.
+++
Mezarlık iyisiyle kötüsüyle taşındı.
Yerine enfes bir park yapıldı.
Ancak şehir merkezine bu kadar yakın olan bir park, bunca güzellikler sunuyorken bir türlü ilgi görmedi.
Park, semt sakinlerinin kullandığı bir alan olmaktan öte gitmedi.
Bunun nedeni belki de bölgenin daha önceki durumuydu!
Yani parkın altının mezarlık olması insanlar için bir itici özellik oluşturuyordu.
+++
Parkın bu durumundan yola çıkan belediye ilginç bir düzenlemeye imza attı.
Parkın tam da orta yerine bu kentin en büyük değeri olan Yunusemre'nin temsili mezarını yaptı.
Yunusemre Beldesi'ndeki mezarın aynısı!
Belediye istedi ki, insanlar Yunus'u anmak için onca yola gitmesin!
Daha doğrusu, bu kentin en büyük ismini, tüm kent olarak analım.
Yerinde bir düşünceydi.
Ancak nedense hiç kimse üzerinde durmadı.
Yunusemre kutlamalarını tertip edenler hiç buraya bakmadı.
Oysa Yunus için toplanılacak en güzide yer, şehrin ortasında duruyordu.
Yeşillikler içerisinde, çiçekler arasında ve genişçe bir alanda.
+++
Bu konuda kaç kez yazı yazdık hatırlamıyoruz.
Aradan kaç yıl geçti onu da bilmiyoruz.
Hatta bu işi unutma noktasına bile gelmiştik.
Hem Yunus'un şehirde anılması işini, hem de koskoca parkı!
Ancak nihayet hatırlayan birileri çıktı.
Yunusemre anmasının burada yapılmasına karar verildi.
Törenlerin yapılması içinde hem parkı, hem de anıtı yapan Büyükşehir Belediyesi görevlendirildi.
++++
Büyükşehir Belediyesi bugünkü törenler için mutlaka en iyisini yapacaktır.
Yunus'un ismine yakışır bir töreni tertip edecektir.
Bunlar güzel gelişmeler.
Daha güzel olanı bugün ortaya çıkacak.
Yunusemre, yüzyıllar sonra bile kentin her kesimini bir araya toplamayı başaracak.
Çünkü herkes olacak orada!
Şehrin yöneticileri, siyasetçileri, STK'ları, kurumları, örgütleri ve elbette Eskişehirliler.
Ve ilk defa hep birlikte anacağız Koca Yunus'umuzu...
+++
Lafı çok uzatmayacağız...
Büyük Park bu anma töreniyle yapılış vazifesini de yerine getirecek.
Yunusla birlikte şehrin merkezinde böylesi bir park olduğunu da yeniden hatırlayacağız...
O halde geriye tek bir şey kalıyor.
Parkın adını artık 'Yunusemre Parkı' yapmak...
Ve elbette Yunus için yapılan tüm etkinlikleri bu parkın içerisine almak.
Hatta ve hatta;
Gelecek yıllar için daha geniş kapsamlı törenler adına, parkın kalan kısımlarını bu yönde geliştirebilmek.
Yapılırsa çok güzel olacak.
+++
Bu vesile ile Yunus'umuzu bir kez daha yad ediyoruz.
Büyük parkı hatırlayanları da, bu kenti bir araya getirecekleri ve Yunus'un şanına yakışır bir anma yapacakları içinde kutluyoruz...

***********************

BU MAÇ İÇİMİZİ BURKTU!

Dünkü maçın iki önemli anı vardı.
Birincisi Yumlu'nun pozisyonu.
Ceza sahası içerisindeki müdahalesi penaltıydı.
Hakem göremedi!
İkincisi Funes'in baldırına tabanla yapılan müdahale.
Direk kırmızı kartlık bir hamle!
Hakem bunu da göremedi.
+++
Maçın hakkı da beraberlikti.
İki takımın ortaya koyduğu çaba bunu gerektiriyordu.
Öyle ki direk bile son anda bu dengenin bozulmasına izin vermedi.
Hak eden hak ettiğini aldı.
+++
Eskişehirspor için bir puan iyi!
Alınan puana sevinsekte, biraz hüzünlü gözlerle izledik maçı.
Bunu da itiraf edelim.
Çünkü geçtiğimiz yıllarda bu takımla oynadığımız karşılaşmalarda pozisyonlarımız farklıydı.
Eskişehirspor favori olur, rakip takım bir puana sevinirdi.
Şimdi roller değişti.
Bu da içimizi hayli burktu...