
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
YUNUSEMRE'Yİ TANITAMADIK
6 Mayıs 2012 tarihleri arasında düzenlenecek olan, "Uluslararası Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası" Programı ile ilgili toplantı, Vali Yardımcısı Sayın İsmail ÜREÇ, başkanlığında, sivil toplum örgütleri ve kurum/kuruluşlar ve kişilerin katılımı gerçekleştirildi
Toplantıda, ULUSLAR ARASI YUNUS EMRE KÜLTÜR VE SANAT HAFTASI ile ilgili çeşitli önerler geldi. Özellikle de Eskişehir' de hayırsever insanımız Sayın Tayfur BAYAR tarafından, sürekli gündemde tutulan, "YUNUS EMRE KÜLTÜR MERKEZİ" toplantıya damgasını vurdu. Katılımcılar tarafından da kabul gördü.
ULUSLAR ARASI YUNUS EMRE KÜLTÜR VE SANAT HAFTASI' nın da, yapılacak olan etkinliklerin hedefi, YUNUS EMRE' yi "TANIMAK ve TANITMAK olmalıdır. Çünkü bazı hâdiseler vardır ki, onların tekrar yaşanması neredeyse imkânsızdır. Söz konusu alanlarda, rol almış şahsiyetlerin, karakter özelliklerinden, bizlerin ve yeni yetişen neslin haberdar olması gerekmektedir. Bu konuların bilinmesi durumu, insanımız ve çocuklarımızla geçmiş zaman arasında bir köprü kurar ve onların gelişimlerine olumlu yansır. Türk tarihi, bu açıdan son derece zengindir; kimi cesareti, kimi fedakârlığı, kimi sadakati, kimi düşünceleri ile şöhret bulmuş büyüklerimiz vardır. Öyleleri vardır ki, isimleri anıldığında, karakteri akla gelir. Yunus Emre, bu insanlarımızdan biridir.
Elbette ilimizde, çocuk ve gençlerimizin örnek alabilecek ve onlara örnek olarak sunabileceğimiz, pek çok mümtaz şahsiyet vardır. Özellikle de "YUNUS EMRE" çocuk ve gençlerimiz, hem gurur duyup, örnek alacaklar, hem de, doğruluk, çalışkanlık, fedakârlık, cesaret, yardımlaşma, sadakat, adaletli olma, edepli olma, sorumluluk sahibi olma, güvenilir olma gibi, kültürümüze ait değerlerin, yaşandığı bir maziyi de tanımış olacaklardır. Çünkü mümtaz kişiler, öldüklerinde yeniden doğarlar.
Diğer taraftan, öğrenci ve gençlerimizin, kişilik gelişiminde, birçok faktör rol almaktadır. Doğru ve zamanında sunulan mesajlar, çocuğun kişiliğinin, daha sağlam gelişmesini sağlar. Özellikle de tarihimizde ve ilimizdeki bu mümtaz şahsiyetler, çocuk ve gençlerimiz için, somut birer örnektir. Doğruluk, dürüstlük, cesaret, fedakârlık, yardımseverlik, sorumluluk, vefa, sabır, azim, hak ve hukuk, vatan sevgisi, gibi çeşitli vasıflar ve ideal karakteri ise kişiliklerinin gelişmesinde önemli faktörlerdir. YUNUS EMRE gibi, karakteri sağlam şahsiyetlerin, çocuklarımıza, gençlerimize tanıtılması, gelecek adına onlara güç verecek, ufuklarını açacak, en önemlisi de, o şahsiyetler gibi, olmaya gayret edeceklerdir.
Eskişehir olarak, YUNUS EMRE, gibi, mümtaz şahsiyetlerimize sahip çıkarak, özellikle de örgün eğitimde okuyan çocuk ve gençlerimize, tanıtmak için, her seviyedeki çocuklarımız için programlar hazırlanmalı ve uygulamada sürekli ve kalıcı olmalıdır. Bu sayede, çocuk ve gençlerimiz, ilimizin tarihi şahsiyetlerini, özellikle Yunusemre gibi düşünürleri tanımaları onları düşündürmeye, milli ve estetik heyecan vermeye, onların görüş, seziş ve duyuş ufuklarını, genişletmeye hizmet edecektir.
YUNUS EMRE' yi, uluslararası alanda da "TANITMAK" ve bu alanda çalışma yapacak olan, yabancı bilim adamlarına ortam yaratmak veya destek vermek, herkesin görevi olmalıdır. Çünkü yabancı bilim adamlarının, YUNUS EMRE ile ilgili çalışmaları, ulusalararası alanda, daha etkin şekilde tanıtılmasına ciddi katkıda bulunacaktır.
Nitekim Japon Halk Bilimcisi Maksuko KOJİMA, Nasreddin Hoca' yı, her yönü ile ele alıp doğru bilgileri ulaştı. Bu bilgilerle NASREDDİN HOCA' yı, Japon halkına sevdirdi. Mitsuko KOJİMA, Japonya'ya da, özel davetlerde, Nasreddin Hoca'nın fıkralarını anlattı. Japonya'da "NASREDDİN HOCA" günleri düzenledi. Etkinlikler büyük beğeni aldığını, hatta gelen talepleri de karşılayamadığını söylemişti.
Tokyo Metropoliten Müzesi'nde, "2003 Türkiye Yılı" nedeniyle açılan `Türkiye`de Üç Büyük Medeniyet" sergisi çerçevesinde düzenlenen, " NASREDDİN HOCA" konulu konferans, büyük ilgi görmüştü. Türk mizahının büyük ustası NASREDDİN HOCA a konusunda tez hazırlayan Bayan Mitsiko KOJİMA' nın, Türk kültürü hakkında verdiği konferans, müze ziyaretçilerinin, büyük ilgi gösterdiği etkinliklerin başında geldi.
Hülasa YUNUS EMRE' yi, arzu edilen şekilde, yerel, ulusal ve uluslararası alanda, ne TANITABİLDİK, ne de TANIDIK. Oysa Yunusemre gibi düşünürler, manevi dünyamızda, sürekli, kalıcı ve sonuç alıcı bir şekilde yer bulmak zorundadır. Bu insanlarımızı, göz ardı etmek veya başka yerlerde ve insanlarda, manevi huzur aramak, ülkemize hatta insanlığa, yapılacak, en büyük yanlışlıktır.
Türk halkı, "YUNUS EMRE" gibi manevi mümtaz kişilere, sahip çıkmak ve gündemde tutmak zorundadır. Kişisel çıkar nedeniyle, manevi dünyamızın, bu unsurlarını göz ardı ederek, bazı insanları ve akımları, ön plana getirmek veya yeni arayışlara yönelmek, kişiler, özellikle de ülkemiz ve insanlık için, felâket olur.