
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
YÜZ VERİLDİ ASTARINI İSTİYORLAR
BDP Genel Başkanı Demirtaş, Tunceli'de düzenlene mitingde yaptıkları konuşmada, demokratik özerlikte kararlı olduklarını belirterek, "Dersim, 'Özerk Dersim Parlamentosu olacak!' diyenlerin sesi olacak. 'Bölge meclislerinde Zazaca'nın ikinci resmi dil olmasını istiyoruz' diyenlerin sesi olacak. Şimdiden özerk Dersim'e açılan yollar, bütün halkımıza, bizlere hayırlı olsun. Bu ülkeye özerk yönetimler gelecek" diyerek çizmeyi aştı.
BDP Mardin Milletvekili Emine Ayna ise "kimlik mücadelesi verdiklerini, tanınmak ve bunu resmileştirmek istediklerini söyledi. Emine Ayna, "Anayasada 'Türkiye'de yaşayan herkes Türk'tür' dediği için karşı çıktık. Dedik hayır biz Kürdüz, ama bu ülkenin vatandaşıyız. Ama bu ülkede bu topraklarda yaşıyoruz. Siz bize Türk diyemezsiniz, Türklüğü dayatamazsınız dedik. Anayasada bu değişmelidir. Tekçilik değişmelidir dedik. Peki Başbakan ne dedi, açılımı tartışırken de şimdi anayasa paketinin il il dolaşıp propagandasını yaparken de diyor ki, 'Tek milletten asla vazgeçmeyiz, tek dilden asla vazgeçmeyiz' diyor" diyerek devlete adeta meydan okudu.
BDP Mardin Milletvekili Emine Ayna, bir milletvekilidir. Her halde "TÜRK" sözüne karşı bir alerjisi var ki "Siz, bize Türk diyemezsiniz, Türklüğü dayatamazsınız" diyor. Oysa Türklerin, böyle bir iddiası yok. O nedenle de Kürtler ve Türkler, asırlardır birlikte yaşamış, kız almış, vermiş akraba olmuşlardır. Şayet Kürtlerle Türkler arasında bir sorun varsa, Emine Ayna gibi siyasetçiler önce kendilerini sorgulamalıdır.
Elbette BDP Genel Başkanı Demirtaş ve BDP Mardin Milletvekili Emine Ayna, bu denli konuşmayı, AKP iktidarına ve ABD' ye borçludur. Bu tavırlarından da AKP iktidarı sorumludur. Çünkü" AKP, YÜZ VERDİ ŞİMDİDE ASATARINI İSTİYORLAR." Ayrıca AKP iktidarının, Kuzey Irak olumlu bakması onları daha da umutlandırdı. Hatta Türkiye' nin bu tutumu, ABD' nin, Kuzey Irak'ta bağımsız bir Kürt devletinin kurulması için, her türlü önlemi almaya yöneltmiştir. Kürtlere, anayasada ve siyasi yapılanmada bir güç tanınmış, askerî açıdan onların Bağdat'a bağlı olmamaları kabul edilmiş, Irak ordusunun Kuzey Irak otonom bölgesine girmesi yasaklanmış ve Kürt ordusu Amerika tarafından silah ve teçhizat ile donatılmıştır. Bu oluşum Türkiye' de Emine Ayna gibi Kürtleri umutlandı.
Oysa dünyada, pek ülkede olduğu gibi, ülkemizde de etnik topluluklar vardır. Aynı dil, aynı soydan gelen gruplar, toplu veya dağınık bağımsız bir kültür oluşturamazlar. Etnik gruplar milletin içinde, milletin yapıcı unsurlarına katılırlar. İradelerinin de millet iradesi ile birleştirirler. Milli kültürün doğuşuna da, katkıda bulunurlar. Şayet etnik gruplar, kendi yetersizliğine rağmen, millet olma iddiasına kalkarsa, mensup oldukları toplumda bunalımlara, anarşilere sebep olurlar. Etnik grupların millet olama iddiası tarih bilinci ve tarihi kadere aykırı olduğu için, gerekçesi ne olursa olsun, gerçek dışı ve hatalıdır.
Nitekim Büyük Önder Atatürk, " Bugünkü Türk Milleti siyasi ve içtimai camiası içinde kendilerine Kürtlük fikri, Çerkezlik fikri ve hatta lazlık fikri veya Boşnaklık fikri propaganda edilmek istenmiş, vatandaşlarımız ve milletdaşlarımız vardır.fakat mazinin istibdat devirleri mahsulü olan bu yanlış tefsinler (adlandırmalar) birkaç düşman aleti, mürteci beyinsizden maada hiçbir millet ferdi üzerinde teellümden (Kaderleme, esefleme) başka bir tesir hasıl etmemiştir. Çünkü bu millet efradı da umum, Türk Camiası gibi aynı müşterek maziye, ahlaka, hukuka sahip bulunuyor" demiştir.
Türk milliyetçiliği, ayrımcı ve ırkçı bir kavram değil, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran, Türk halkının, kökeni ne olursa olsun, devlet yönetiminde tartışmasız eşitliği, içtenlikli birliği ve birlikte yaşama istencini içeren çağdaş bir olgudur. Türk devletinin vatandaşları arasında siyasal veya hukuksal ayrım söz konusu değildir... Türk Milliyetçiliği, sosyolojik ve psikolojik esaslara dayanır. Kan değil, ruh ve eşit değerler arar. Eşitlik prensibine dayanır. Türk Milliyetçiliği, ırkçılık, mukaddesatçılık, ümmetçilik şovenizim ve totaliter milliyetçilik gibi akımlara karşıdır. Bu unsurları içeren veya hedefleyen milliyetçilik, antidemokratiktir.
Açılımı safsatası, etnik tartışmayı, kin ve nefreti de beraberinde getirdi. Siyasilerin, özellikle de liderlerin başlattığı, "ETNİK KİMLİK" tartışmaları ve AKP iktidarının, "KÜRT AÇILIMI" Türkiye'yi, karanlık bir tünele doğru hızla sürüklemeye başladı. Tehlikeli gidiş de hızlandı. Bu alanda herkese de görev düşüyor. Şayet tedbir alınmaz, etnik nefret ve kin, artarak devam ederse, kaos kaçınılmaz olacaktır.
Nitekim CİA eski başkanlarından George J. Tenet," NEREDE ÖNYARGI VE NFRETLE KARŞILAŞIRSAN KARŞILAŞ, MÜCADELE ET. NEREDE KAOS VARSA BİL Kİ ARKASINDA DİNSEL VE ETNİK BİR NEFRET VE ÖNYARGI VARDIR. "demiştir. Gerçek bu olunca da, Selahattin Dermirtaş ve Emine Ayna gibi siyasetçiler, bilmelidir ki Dimyat'a pirince giderken, evdeki bulgurdan oldukları gibi, Bin yıldır, birlikte yaşayan, Türk ve Kürtlere de ihanet ediyorlar.