4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ZAFER BAYRAMI

Bugün, 30 Ağustos Zafer Bayramı. Yurdun dört bir tarafında, coşku ile kutlanacak, Türk Ordusu'nun, Türk toplumu için, ne ifade ettiği, tarihi süreç içinde bir kez daha anımsanacaktır. Aslında Türk Ordusu, hakkında her Türk, çok şey söyleyebilir. Ancak Türk Ordusu'nu, en anlamlı bir şekilde, Büyük Önder Atatürk, ifade etmiştir.
"Dünyanın hiçbir ordusunda, yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam, bir askere rast gelmemiştir. Her zaferin, mayası sendedir. Her zaferin, en büyük payı senindir. Kanaatinle, imanınla, itaatinle, hiçbir korkunun yıldıramadığı demir gibi temiz kalbinle, düşmanı nihayet alt eden büyük gayretin için, gönül borcumu ve teşekkürümü söylemeği, nefsime en aziz bir borç bilirim" demiştir.
Son yıllarda ise TSK hakkında, darbe planları, intiharlar, açılımlar, eylemler, tahrikler, provokasyonlar, Genelkurmay andıçları, fişlemeler, darbe girişimleri ile iddialar gündemden düşmüyor. Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili psikolojik ve asimetrik savaş tüm hızıyla sürüyor. TSK' dan, bu iddialar karşısından, kamuoyunu tatmin edecek. ciddi bir açıklama yapılmadı.. Oysa bu iddialar hakkında, TSK tarafından, kamuoyu bilgilendirilmesi gerekirdi. Çünkü TSK 'yı, etkisiz hale getirmek isteyen, dış ve iç şer odakları, bu iddiaları ile TSK' yı yıpratmak ve etkisiz hale getirmek istiyorlar.
Öte yandan Avrupa Birliği ve ABD, Ortadoğu, Kafkaslar ve Orta Asya'daki çıkarları için, bölgede güçlü bir Türkiye istemiyorlar. Etnik veya dinsel yapıyı, körükleyerek, " ULUS" ve "ÜNİTER" devleti, ortadan kaldırmak için, ciddi gayret ve caba gösteriyorlar. Her iki kesiminde, öncelikle hedefi, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni etkisiz hale getirmektir. Çünkü hedeflerinin ve hayallerinin önündeki, en önemli engelden biri de TSK' dır.
Ordu karşıtlığını, siyasi ve ekonomik rant aracı yapan veya hedeflerinin önünde engel olarak gören bazı çevreler, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne, seviyesiz, bir şekilde saldırmakta, kendi amaçları doğrultusunda kullanmayı da adeta alışkanlık haline getirmişlerdir. Önyargı ve kinle üretilmiş iddialar ise her dönem, gündemde olmuştur. Türk Silahlı Kuvvetleri'ni, siyasi otoritenin emrine verme gayret ve çabaları son yıllarda artmıştır. Oysa Atatürk, " Bir ordunun cevheri ne olursa olsun, siyasete karışırsa, birlikte hareket ve savaşma kabiliyetini kaybeder. Ve vatanın müdafaa gücünü hiçe indirir. Siyasete karışmış bir ordunun karışmadan önceki disiplini ve savaşma kabiliyetini, yeniden kazanabilmesi için çok zaman ister. " diyerek, TSK' nın, siyaset dışı kalmasını istemiştir.
Türk Milleti, Atatürk'ün bu vasiyetine uyarak, Türk Silahlı Kuvvetlerini, siyaset dışı tutmuş, kışlaya da siyaseti sokmamıştır. Bu güne kadar da, Cumhuriyetimizin, temel politikası ve ilkelerden biri olmuştur. Türk Silahlı Kuvvetleri milli varlığımızın en temel kurumlarından biri olup, ulusal güvenliğimizin de yegâne teminatıdır. Bu özelliğiyle, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, her türlü siyasi mülahazanın dışında ve üstünde tutulması gerekir.
Türkler, doğuştan askerdir. Türk askeri cesur, fedakâr ve itaatkârdır. Tarih boyunca kurulan Türk devletlerinin, temeli düzenli bir askeri teşkilata dayanmıştır. Askerlik, Türk insanı için kutsal ve milli bir görev olmuştur. Türk toplumunu da, bugünlere iki unsur taşımıştır. Biri "ASKER", diğeri ise "ÇİFTÇİ" dir. Nitekim Büyük Önder Atatürk, " İyi çiftçi yetiştirdik; çünkü topraklarımız çoktu. İyi asker yetiştirdik; çünkü o topraklara göz diken düşmanlar fazladır." demiştir.
Ayrıca TSK, terörle mücadelede olduğu gibi, rejimi ve ülkemizin bağımsızlığını ve bütünlüğünü koruma ve kollamada sarsılmaz bir kararlılığa sahiptir. TSK, hukuka da saygılıdır. Özellikle de hiyerarşisi ile bu alanda örnek bir kurumdur. TSK' ya göre Laiklik ilkesi, Türkiye Cumhuriyeti'ni oluşturan tüm değerlerin temel taşıdır. Aynı zamanda TSK ulus, üniter ve laik devletten yana taraftır.
Bugün bazı iddialar gereği, pek çok TSK mensubu yargılandı. Nitekim MHP Lideri Sayın BAHÇELİ " Türk Silahlı Kuvvetleri açıklanan mahkeme kararlarıyla çok tehlikeli şekilde hırpalanmış, suçlanmış, aşağılanmış ve daha da kötüsü saygınlığıyla oynanmıştır. Bilhassa Genelkurmay Başkanlığı yapmış ve Türk ordusunun en tepesinde bulunma fırsat ve unvanını elde etmiş değerli şahsiyetlerin; "müebbet hapis cezasına çarptırılmaları, tam bir hukuk cinayeti olmuştur" demiştir
Türk Halkı, türbinlerden, sahaya inerek, TSK yı, etkisiz hale getirmek isteyen dış ve iç şer odaklara, karşı tavır almalı, rejime, cumhuriyetin temel ilkelerine ve TSK 'ya sahip çıkmalı, üzerine düşen görevleri de eksiksiz yerine getirmelidir. Bu, her Türk için, bir görev ve ödev olduğu kadar, bir haktır da. Çünkü ülkemizin bütünlüğü, bağımsızlığı, Türkiye Cumhuriyeti' nin korunması, ancak güçlü ordu ile mümkündür. Güçlü ordu, halkımız ve dostlarımıza güven verirken, düşmanlarımıza, karşı da caydırıcı olacaktır.
30 Ağustos Zafer Bayramı'nı Kutluyor, Atatürk'ü ve aziz şehitlerimiz, şükranla anıyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi