1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Zaten devleti gizli gizli ele geçirmişin...

15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren örgüt ile ilgili öğrendiklerimiz kan donduran cinsten.
Söylenenlere bakılırsa...
-Darbe girişimi sonrası tutuklanan veya gözaltına alınan asker sayısı, bu örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri içinde bulunanların onda biri bile değil.
-Örgüt mensubu olduğu için tutuklanan ve gözaltına alınan yargı içindeki kişi sayısı, hala bu kurum içinde olanların onda biri dahi değil.
-Emniyet müdürlüğü bünyesinde örgüt üyesi olduğu ve darbe girişimine destek verdiği için tutuklanan ve gözaltına alınan kişi sayısı, asıl sayının onda biri dahi değil.
-Milli Eğitim ve sağlık başta olmak üzere hemen hemen tüm kurumlarda örgüt üyesi olduğu tespit edilen ve tutuklanıp gözaltına alınan kişi sayısı, bu kurumlarda hala çalışmaya devam eden örgüt üyelerinin onda biri bile değil.
-Üniversitelerde örgüt üyesi olmaktan dolayı tutuklanan ya da açığa alınan, aralarında Rektör ve Dekanların da olduğu kişi sayısı, aslında mevcut örgüt üyelerinin onda biri bile değil.
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında tutuklanan, gözaltına alınan ve açığa alınanların 50 bini bulduğu hesap edildiğinde ve bu rakamın, asıl örgüt üyesi olanların onda biri dahi olmadığı hesaplandığında, ortaya korkunç bir tablo çıkıyor.
Yani...
Söz konusu örgütün onda dokuzu hala devletin çeşitli kademelerinde görev yapmaya devam ediyor.,
Durum böyle olunca insanın aklına ister istemez şu soru geliyor:
- "Yahu bu adamlar zaten devleti darbe yapmadan zaten ele geçirmiş. Tüm kurumların yönetimini zaten ele almış.,Kendinden olmayan küçük bir azınlığı da zaman içinde zaten ortadan kaldıracakmış. O halde niçin kalkıp bir darbe girişiminde bulundular ki? Niçin bju güne kadar kendilerini mükemmel bir şekilde gizlemeyi başardıktan sonra çıkıp başarısız bir darbe girişimi ile en azından onda biri deşifre oldu ki?"
Bu sorunun cevabı aslında çok basit.
Örgütün başı olan şahıs, bu güne kadar yapılan tüm darbeleri desteklemiş.Onay vermiş resmen tüm darbelere.
Hatta...
Bu güne kadar olan darbeler sonrasında, yapılan darbelerin ne denli doğru ve isabetli olduğunu atlatıp gezmiş.
Galiba...
Bu kadar darbe sever olduğunu "Bir kere de ben yapayım" diye pekiştirmek istemiş.
"Hep başkalarının darbesini onaylıyorum. Bir kere de kendi yaptığım darbeyi destekleyeyim" demiş anlaşılan.
Kısaca halt etmiş...

***

Allah'ın sopası yok ki...

Başörtülü bir bacımız, Balyoz, Ergenekon ve benzeri kumpas operasyonları sırasında şöyle bir paylaşımda bulunmuş sosyal medya üzerinden:
-"Balyoz kadınları hep sarışın ya. Kim kimin eşi karıştırıyorduk. Şimdi eşlerinin resimleri olan t-shirt giymeye başlamışlar. Böylece işimiz kolaylaştı"
İşte o zaman bu paylaşımı yapan bacımız, Fetö terör örgütü ile bağlantısı olduğu gerekçesiyle tutuklanmış.
Amirallere suikast yapacağı iddiasıyla ikinci kez sorguya çağrıldığı için intihar eden ve arkasında bıraktığı mektupta "bu bana yapılan haksızlık. Ben bu gerçek dışı iftira ile yaşayamam" diyen Yarbay Ali Tatar için "Kurşuna kafa atmış" diye dalga geçiliyordu.
Onurlu bir askerin ölümü ile dalga geçiliyordu.
Şimdi...
O iftirada bulunanlar da, o sorguyu başlatanlar da, o "Kurşuna kafa atmış" diye dalga geçenler de tutuklanmış iyi mi?
Fetö örgütü ile bağlantıları ortaya çıkartılıp, deşifre olup,demir parmaklıkların arkasını boylamışlar.
Gerçekten Allahın sopası yokmuş...
Sahiden keser de sap da zaman gelinde dönüyormuş...

***

Bir tek siyasetin
içinde çıkmadı.
Yoksa siyaset temiz mi!

Fetullahçı terör örgütüne mensup olduğu iddiasıyla kamu kurumlarında gerçekleştirilen ayıklama devam ediyor.
Türk silahlı Kuvvetlerinden Emniyet'e, Milli Eğitim'den sağlık kuruluşlarına kadar girilmeyen yer kalmadı.
Hemen her kurumda, bunlar arasında Orman, PTT, Tapu dahil terör örgütü ile ilişkileri olduğu tespit edilen görevliler ya gözaltına alındı, ya tutuklandı yada açığa alındı.
Bunun yanı sıra...
kamu kurumlarında çalışanlar arasında memuriyetle ilişkileri kesilenler de var.
Yukarıda da söyledik...
"Girilmeyen yer kalmadı" diye...
Ancak...
Girilmeyen yer varmış...
Örneğin, niçin Yüksek Seçim Kurulunda böyle bir ayıklamanın olmadığı soruluyor yoğun olarak.
Yine...
Söz konusu terör örgütünün siyaset içindeki mutlaka var olması gereken unsurlarına bugüne kadar niçin dokunulmadığı merak ediliyor...
Sakın yanlış anlaşılmasın bunu böyle yazmakla bir şeyleri ima etme ya da bir yerlere gönderme falan yaptığımız yok.
Sadece merak ediliyor "En temiz yer Yüksek Seçim Kurulu ile siyaset mi?" diye...
Sadece merak anlayacağınız!

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi