7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)

7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)

ZEHRA ÇAM'IN ŞİİRİ

Zehra Çam hanımefendinin '' İkircikli Gece ''sinin bende uyandırdığı ilk izlenim; sevgi diliyle söylenmiş dizelerde bir iç hesaplaşmanın meydana getirdiği çelişki ve karşıtların açık yüreklilikte ortaya dökülerek içtenlikle ifade edilmesidir. Şair, İkircikli Gece adlı şiir kitabında duygu yoğunluğunu, ilk bakışta, tezat edebi sanatının imkan ve fırsatlarından yararlanarak deyiş hâline getirmektedir. Anlamla ilgili bir sanat olan tezat; karşıtlama, çelişim, iki düşünce, duygu ve hayâl arasında birbirine karşıt olan nitelik ve benzerliklerin bir arada söylenmesidir. Tezat sanatı, kavramların zıtlığı değil, düşüncelerin karşıtlığıdır. Şairin Dilime Düşen Ad başlıklı şiirindeki;
''diline düşen adım
''boynu bükük karanfil''
yakınlığım, ıraklığım
beyaz kır zambağı '' dörtlüğünde geçen ''yakınlığım, ıraklığım '' ifadesi bu karşıtlığın bir anlatımıdır. Şair, ''boynu bükük karanfil'' ile '' beyaz kır zambağı'' söyleyişlerini de bu zıtlığa katarak çelişik duyguların çarpışmasından çok güçlü bir uyarıcıyla okuyucuyu sarsmaktadır. Bu ifade, aynı zamanda tercihte bir kararsızlık olarak belirmektedir.Keza Şair, Sen Bilirsin başlıklı şiirinde bu karşıtlığı daha açık duygu ve düşünce beyanıyla açıklamaktadır:
''esaretin içindeki özgürlük
özgürlükteki sevinç gibisin
esaret mi güzel
özgürlük mü?
sevinç de öyle
özgürlüğün esareti
o pek daha güzel.
esaretin içindeki özgürlüğü
düşün!
düşün ve
seç seçebilirsen!''
Buradaki ''esaret- özgürlük '' kelimelerine dikkat çeken Şair, çelişik bir durumdan okuyucusunu düşünmeye davet etmektedir.
Kum yayınları arasında çıkan İkircikli Gece, günümüz şiirinde çokça yer alan imgeli anlatım örnekleriyle kitaba ayrı bir özellik ve güzellik katmaktadır. İm sözcüğünün kök anlamı; anlam yüklenen şeydir.İmge, duyuyla edinilen bir deneyimin zihindeki görüntüsüdür, düşünsel bir resimdir. İmgenin oluşum sürecinin ilk aşamasında, şairin dış dünyaya ait gözlemleri bulunur. Şair dış dünyada gözlemlediği nesnelerden bir seçme yapar. Sanatçı duyarlılığı ve hayâl gücüyle seçtiği bu nesneler arasında değişik ilişki ve bağıntılar kurar. Gözlemlediği tabiat ile ilgili, ama onun kopyası olmayan yeni bir tasarım oluşturur. Zihinde oluşan bu tasarım, dış dünyada karşılığı olmadığı için soyut ve özgündür; özgün olduğu için de etkileyici, heyecan verici, hayranlık uyandırıcıdır. Zihindeki bu özgün tasarımın şiirde dilsel göstergelerle ifade edilmesi ise imgenin oluşum sürecinde son adımdır. Tabiat kendiliğinde anlamlı değildir. Onu anlamlandıran insanların içinde bulunduğu ruh hâlidir. Şairler diğer insanlardan daha farklı bir bakış açısına ve söyleyiş yeteneğine sahiptir.
Zehra hanımın gönül dilinden şiire dökülen imgelerine birkaç örnek vermek gerekirse; Dile düşen ad, iliklerde kanayan gül olmak, bal köpüğü gözler, düşün intihardan firar etmesi, sevgi ak güneşin ışığı, alevden utanmak, büyüklüğün bir su damlası kadar olması, kuytu aşklar, pişmanlığa rahim gece, ömrün yangını barış, mor ışıklı mekanlar, fanatik bir düş...söyleyişlerini görmek mümkündür. Zehra hanımın şiirini efsunlu kılan da bu imgeli söyleyişlerdir. Şair, tek tek her şiirinde imgeli söyleyişlerden güç almaktadır.
''Tunç kapılardan giriyorum saraylara
billur kaselerden içiyorum şarapları
şehzade sofralarında
güvercin bakışlı hanendeler
raks ediyorlar.
düüm tekaa düm tek! '' Buradaki imge, teşbih ve tasvirlerin bir bütünlük içine sığdırılması şairin üstün ifade yeteneğini göstermektedir.
Kitaba adını veren ''ikircik'' kelimesi , TDK sözlüğünde ;1. isim İşkil, şüphe, kuruntu 2. Kararsızlık, tereddüt anlamlarına gelmektedir. İkircik kelimesiyle ilgili diğer söylemler; ikirciklenme, ikirciklenmek, ikircikli, ikirciklik, ikircil, ikircim, ikircimli, ikircimlik.. şeklinde sıralanmaktadır.
Psikolojide ikirciklilik, aynı nesneyle ilişkili olarak karşıt eğilim, düşünce, duygu ya da tutumların var olması; özellikle aynı kişiye karşı, aynı anda hem sevgi hem de nefret duyulmasıdır. Anne babalar, aynı anda hem yetki hem sevgi kaynağı oldukları için, onlarla ilgili çatışan duygular daha güçlüdür. Evlenme, bir işe girme gibi durumlarda gözlemlenen kararsızlıklar, çoğu kez, en azından bir oranda bilinçsiz ikircikli duygulara dayanır. İkirciklilik, karşıt duygusal tutumların, ortak bir kaynaktan geldiği ve birbirine bağlı olduğu bir duygusal tutumdur. Karışık duygular ise, nesnenin kusurlu yapısına ilişkin gerçekçi bir değerlendirmeye dayanabilir. Burada Zehra hanımın kitaba adını koyduğu İkircikli Gece şirindeki ikircikli duygular üzerinde durmak gerekmektedir.
''sabah sürüklenirken kuytu aşklara
hüzün uğrar savunmaya
mey eliyle köpürür düşler
sığınsa da kanadını altına
pişmanlığa rahim gecede
tadı kaçar sevmenin
sabun köpüğünden haz ikircikle

köstebek yuvaları şaşırtırlar zamanı
yap boz oyunudur sorular.
boy vermeye çalışır giz
sığınsa da dilinin altına
ihanetlere rahim gecede
tadı kaçar sohbetin
kirli söz, ferli göz ikircikli

kamçılar zafer güdüleri kavim savaşlarını
taşınır köylere dağlara
şehvetle sızar peteklerden öfkeler
sığınsa da namlunun ucuna
ölümlere rahim gecede
tadı kaçar ecelin
cinnet cinayet ikircikleri...'' Şiirin birinci bendinde ; ''tadı kaçan sevgi- sabun köpüğünden haz '', ikinci bentteki; '' tadı kaçan sohbet- kirli söz ferli göz'', son bendin ise, '' tadı kaçan ezel- cinnet cinayet '' söylemleri ikircikli duyguları belirtmektedir. Okuyucu bu ikircikli söylemlerle hayatı sorgulamaya davet edilmektedir.
Biz, İkircikli Gece'nin okuyucuya vermek istediği üç mesajın içimizdeki iz düşümünü anlatmaya çalıştık. Bunlar tarafımızdan; tezatların ifadesi, imgesel anlatım ve ikircikli duygular olarak görülmektedir. Söz konusu şiir kitabı, daha pek çok açıdan ele alınıp incelenmeye değer durumdadır.
Gazete köşe yazarlığı, televizyon program yapımcılığı, magazin dergisi yazı işleri müdürlüğü, şairlik ve yazarlık... Zehra Çam hanımefendinin on parmağında on marifetten daha fazlası bulunmaktadır. Şahsen onun şair kimliğini bütün bu marifetleri ortaya çıkaran ana unsur olarak görmekteyim. Zehra Çam, Eskişehir kültür- sanat ortamlarının aranan saygın ismi olarak, sözü dinlenen, sohbeti yararlı bir dost algısına sahiptir. Kendisini Türk Edebiyatına duygu yüklü, düşünce yumağı böyle bir eser kazandırdığı için kutluyorum. Anadolu yaylası kadar yüksek ve geniş gönlünün daha nice güzellikleri şiirleştirerek okuyucularına sunmasını diliyorum.
Yazının son sözünü ''kelam-i kibar '' Zehra hanıma bırakıyorum:
''Ağır Geliyor
Gözlerin
ağırlığını yüklediğinde gözlerime
sensizlikten bakmak her şeye
bakışıma ağır geliyor

Sözlerin
ağırlığını yüklediğinde sözlerime
sensizlikte söylemek her şeyi
fikrime ağır geliyor

Sevgin
ağırlığını yüklediğinde yüreğime
sensizlikte sevmek her şeyi
yüreğime korku veriyor

Düşündüğümde
dünyayı yeniden
tüm zamanların dili sana çıktığında
sensizlikte yaşamak her şeyi
yüreğime ağır geliyor ''


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7-Ahmet URFALI (DOLUNAY) Arşivi