Bayramı paylaşmak

Sosyal zamanın ne başı var ne de sonu... Ama geçici durakları var. Bazıları mutlu, kimileri acılı… Bazen yorucu, kimi zaman dinlendirici… Bayramlar mutlu etmesi gereken geçici duraklardan birisi. Her bayram başlı başına bir koşuşturma. Bayramın bir yanı şekildir. Yeni giysiler ya da önceki bayramdan kalan pek az giyilmişleri hazırlamalar, yemekler ve tatlılar, ziyaret koşuşturmaları, hediyeler...

Bir bayram süresinin büyük çoğunluğu, gelen konuklara iyi hizmet etme çabası içinde geçer. Küçükler, büyük bir telaş içinde ziyaret edilmesi gereken listeyi tamamlamaya çalışırlar.

Öyle bir telaş vardır ki, ayrılan kısa ziyaret süreleri içinde söylenesi cümlelerin adeta ancak ilk yarısı söylenir, diğer yarısı bir başka bayrama kalır.

Bir bayramın, hele ki bir dini bayramın özü, tatlı yemek ve çay ya da kahve içmek midir yoksa bundan öte bir değeri var mıdır, bu durum pek anlaşılamadan bayram geçer gider.

Bir sosyal bayram her şeyden önce bir barış mesajıdır. Var olan yakınlıkların bir kez daha pekiştirilmesi vesilesidir. Kırgınlıkların giderilebilmesi için fırsattır. Bir başkasına karşı kabahat işlemiş olanın, özür dileyip barış yollarını açmaya çalışmasıdır. Kırgın ve kızgın olanın, kendisine uzatılan barış çiçeğini kabul edip özür dileyene tekrar kalbini açması günleridir.

Bayram günleri barışı, barışmayı sevmemiz ve kin ile kavgayı yaşamımızdan atmamız gereken özel zamanlardır. Kin ve kavga, yaşamımızda var olduğu sürece başka sorunların oluşmasını engellememiz mümkün değildir. Barış, hem kendimizin hem de çevremizdeki insanların geleceğe ve yaşama sevgiyle bağlanma aracıdır. Bayram ise barışı yakalamak için bize sağlanmış anlamlı fırsatlar demetidir.

Barışı yakalamak sözden öte eyleme gerek duyan bir iştir. Onun için emek vermek gerekir. Bazen “ben yanılmışım, o olayda sen haklıymışsın” diyebilmek, “seni doğru anlayamadığım için özür dilerim” diyebilecek yürekliliği gösterebilmek gerekir. Takıntılarımızdan, bağnaz alışkanlıklarımızdan, inatçı tavırlarımızdan, yobaz iddialarımızdan kurtulup barışı yakalayabiliriz bayram günlerinde.

Kendini, içindeki iyiliği ve güzelliği ifade edebilmek, kimi zaman cesaret ister. Bayram günleri saydamlaşarak içimizdeki iyiliği cesurca gösterebileceğimiz özel dönemlerdir.

Bayram, bir boy aynasıdır. Ona nasıl yaklaşırsan o da seni tekrar eder. Sevgi karşılığında sevgi bulur. Neşe, neşeyle karşılanır.

Bayram, bire kırk veren verimli toprak gibidir. Karşıya uzattığın bir tohum tanesi, bir dolu insani zenginlik olarak sana döner.

Bayramın kuşkusuz dini olan bir yanı var; ama sosyal olan yanı çok daha önemli. Bayram, dini bir şölen olmaktan çok; ortak insani ve sosyal değerlerin, anlamların, önemlerin hatırlanıp paylaşıldığı günler. Paylaşılanın paylaşıldıkça çoğaldığı, paylaşanın verdikçe zenginleştiği çok özel günler.

Aç kalmayan, yemek ısmarlamanın keyfini bilmez” derim her zaman. Sevgisiz kalmanın acısını ve zorluğunu düşünerek, sevgiyi yakalayamamış insanların ruh ezikliğini akla getirerek bayramın lezzetini yaşayın bence. O zaman sevmenin, saygı duymanın, barışı paylaşmanın değerini çok daha kolay kavrayacaksınız.

Bayram tatil yapmaktan, tatlı yiyip şerbet içmekten çok daha değerli bir şeydir. Bayram paylaşılması gereken bir fırsattır. Bayram sevgidir, saygıdır, dostluktur, barıştır. İşte; bu nedenle unutulmaması ve paylaşılması gerekir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi