Seda Kağıtcı

Seda Kağıtcı

Biraz özgürlük fena olmazdı

Modern çağın kölesi olduk hepimiz. Saatimiz kelepçemiz, cep telefonumuz tasmamız sanki. Zamanla yarışıyoruz, hep bir telaş halindeyiz, yine de hep bir yerlere geç kalıyoruz. Gece ile gündüzümüz karıştı. Geç yatıyoruz, geç kalkıyoruz pek çoğumuz. Günü kaçırıyoruz. Şikayetçi de değiliz fazla, alışkanlık diyor yine bildiğimizi okuyoruz.

Modern çağdayız ya, teknolojinin nimetlerinden yararlanmasak eksik kalır bir yanımız. Teknolojiyi son derece yakından takip ediyoruz. Yeni ne çıksa almaya hevesleniyoruz, sonra nasıl ödeyeceğimizi hiç düşünmeden.

Hep bir özenti, bir kompleks halindeyiz. Telefona bağımlı hale geldik, elimizden düşürmüyoruz. Her çaldığında kendimizi açmak zorunda hissediyoruz, mesaj gelince anında okuyoruz, sosyal medya adeta zincire vurdu hepimizi. Birşey paylaştığımızda kimler gördü, kaç kişi beğendi bakmadan edemiyoruz. Kendi hayatlarımıza bakmadan, başkalarının hayatını daha çok önemsiyor ve daha fazla takip ediyoruz. Birinin mutluluğuna sevinmek yerine, içten içe hasetleniyor, başarıları kutlamak yerine, çekememezlik yapıp, yukarı tırmananı da paçasından aşağı çekip, düşürmeye çalışıyoruz. Biz nasıl insanlar olduk, ne zaman bu kadar bencil ve kıskanç olduk, insanlığımızı nerede kaybettik akıl alacak gibi değil.

Yaptıklarımızdan da pek çoğumuz utanmıyoruz, normal geliyor, yadırgamıyoruz.
Sürekli bir iletişim halindeyiz. Ulaşılamama gibi bir lüksümüz ne yazıkki artık yok. Aradığımız kişi telefonu açmayınca whatsapp’tan yazıyoruz, mavi tik olmadıysa eğer bu kez messenger’a yöneliyoruz ordan da görmediyse instagram ne güne duruyor, hop bir de ordan deniyoruz şansımızı. Hiç düşünmüyoruz ki belki karşımızdaki kişi müsait değil, belki işi var yada belki keyfi yok, canı konuşmak istemiyor. Anlayışsız davranıp, bir de üstüne üstlük tafra yapıyoruz seni aradım ama açmadın, geri de dönmedin, üstelik mesajımı da okumuşsun diye. Benciliz, dünya sırf bizim etrafımızda dönsün istiyoruz.

Biraz özgür bıraksak ruhumuzu oysa, biraz kendimizle başbaşa kalsak, hayır demesini bilsek mesela, başkaları ne der, ne düşünür, kırılır mı, yanlış mı anlar diye kaygı duymadan biraz da kendi huzurumuz ve mutluluğumuz için yaşasak ne güzel olmaz mıydı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Seda Kağıtcı Arşivi