Esnaf Olmak Şimdi Daha Zor - 2

Yaşadığımız çağın özelliklerinden biri, işletme açısından satış ve pazarlama fonksiyonlarının öne çıkması… Bu nedenle ilgili kanal ve araçların kullanımı yaygınlaşıyor. Satış mekânları da giderek daha fazla önemseniyor. Alışveriş yapılan yerler bir ‘yaşam merkezi’ haline dönüşmeye başladı. Büyük alışveriş merkezleri ile giderek özellikle büyükçe kentleri içine alan organize perakendecilik akımı, küçük tüccarın ve esnafın sosyal ve ekonomik pozisyonlarını her geçen gün daha fazla zorluyor.


 


Küçük perakendeci için var olma savaşı haline dönüşen bu sürecin altında bazı nedenler var. Doğal olarak ilk elde küçük satıcının finans problemlerini saymak gerekir. Yıllardır bu sektörde yer alan firmaların, giderek borçla borç kapatır hale geldiklerini gözlüyoruz. Diğer yandan; esnafa kredi veren kooperatif, sandık ve birlik gibi mekanizmalarla başta kamunun kendisi olmak üzere kamusal finans kuruluşlarının da bu konuda yeterli olamadığı ortada…


 


Küçük Perakendenin Problemleri


Bunlar bir yana; geleneksel perakendecinin ana problemi, kendisini dönüştürecek bilgi birikimine ve deneyime sahip olmaması olarak görünüyor. Bugüne kadar ne akademik kuruluşların ne de meslek odalarının küçük perakende ticaret işletmelerine ikna edici ölçüde yardımcı olamadıklarını izliyoruz. Küçük perakendeci; düzensiz, plansız ve tesadüflere bağlı olarak piyasadan pay almaya çalışmaktadır. Merkezi bir planlamaya bağlı olarak çalışmayan -bir zincir veya franchise sistemi dışındaki- tüm küçük ticaret işletmelerinde personel eğitimi, stok ve satış yönetimi, bütçeleme, reyon düzenleme ve tanıtım gibi konularda ciddi sorunlar olduğunu biliyoruz.


 


Bugün perakendeciliğin en yakıcı sorun alanlarının başında, eğitimli personel sağlanmasındaki zorluklar gelir. Hangi küçük ticaret işletmesinin patronuna sorsanız, nitelikli satış elemanı veya yöneticisi bulunamadığından şikâyet eder. Ama ne yazık ki; meslek odaları, üniversiteler, halk eğitim merkezleri veya danışmanlık şirketleri tarafından açılan perakendecilik kursları ise yeterli ilgiyi bir türlü göremez. İşin en ilginç yanlarından birisi, alışveriş merkezlerinde çok büyük paralar yatırılarak kurulan mağazalarda da durumun aynı olmasıdır. Satıcılığın ciddi bir iş ve satıcının önemli bir personel olduğunun anlaşılması için hem iş sahipleri hem de çalışanlar açısından biraz daha zamana ve eğitime ihtiyaç var.


 


Değişim Gerekli


Hızla gelişen organize perakendecilik karşısında küçük tüccar ve esnafın paniğe kapılması gerekir mi? Kendini gerekli değişim ve dönüşüm için istekli ve hazır hissetmeyen işletmeler için bu sorunun cevabı, kuşkusuz “Evet” olacaktır. Yeni koşulları anlayıp gerekli önlemleri almayan küçük işletmeler gerçekten bir felaket ile karşılaşabilirler. Ama bir de madalyonun diğer yüzü var.


 


Büyük perakende ticaret merkezlerinin geliştiği şehirlerde küçük ticaret için yeni fırsatlar doğduğu gözlenmiştir. Vatandaşlar, bazı nedenlerle büyük alışveriş merkezlerini tercih ederken, yine başka bazı nedenlerle küçük perakendeciden alışveriş yapmayı istemekteler. Genelde al-çık kolaylığında, belli kategoriden mallara hedeflenmiş küçük perakendecilerin ayakta kaldıkları ve gelişmelerini sürdürdükleri gözlenmiş. Yine kendine farklılık yaratan özel bir alan bulmuş küçük üretici ve perakendecilerin de başarılı olmaya devam ettikleri bilinmektedir. Bunlara örnek olarak eğlencelik yiyecek, süt mamülleri, eko tarım ürünleri gibi özel tatların pazarlamasını küçük perakendecileri sayabiliriz.


 


İletişimin yüksek etki gücüne sahip olduğu bir zaman dilimindeyiz. Diğer yandan bir önemli nokta olarak, sağlam müşteri ilişkileri olan ve satış sonrası destek verebilen küçük perakendecilerin de ciddi avantajları olduğu bilinmektedir. Aynı kalemden olarak; sevgisizliğin giderek yaygınlaştığı bir dünyada pek çok müşteri güleryüz ve ilgi görebilecekleri mekânlardan alışveriş yapmak istemekteler. Büyük alışveriş merkezleri karşısında küçük tüccar ve esnafın pek çok dezavantajı olduğu ortadadır. Ama ayakta kalmak ve varlığını sürdürmek isteyen küçük işletmeler, müşterilere sunacakları farklılıkları düşünüp üretmek zorundalar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi